Meme biyopsisi memeden çeşitli yöntemlerle doku örneği alınarak mikroskop altında incelenmesi işlemidir. Dünya genelinde yaygın kullanılan tanı yöntemlerinden olan biyopsi, başta kanser olmak üzere çeşitli sağlık sorunlarından şüphelenilen durumlarda tanıyı doğrulamaya yardımcı olur. Meme biyopsisi memedeki dokunun nasıl çıkarıldığı ve biyopsi sırasında uzmanların şüpheli bölgeyi nasıl tespit ettiği gibi faktörlere bağlı olarak farklı yöntemlerle uygulanabilir. Memede tespit edilen şüpheli dokunun kanser hücresi mi yoksa fibrozis, kist, meme kalsifikasyonu gibi iyi huylu oluşumlar mı olduğunu anlamanın tek yolu biyopsidir.
Meme Biyopsisi Nedir ve Hangi Durumlarda Yapılır?
Meme biyopsisi memede elle muayene sırasında veya ultrason, mamografi gibi görüntüleme yöntemlerinin yardımıyla tespit edilen şüpheli bölgeden iğne veya çeşitli cerrahi yöntemler yardımıyla doku örneği alınarak laboratuvar ortamında incelenmesi işlemidir (1, 2). Memede hissedilen veya tespit edilen kitleler her zaman kanser anlamına gelmez. Kistler yani içi sıvı dolu keseler, fibroadenom gibi kitleler, meme kalsifikasyonu gibi durumlarda da meme dokusunda değişiklik meydana gelebilir. Bu nedenle meme kanseri tanısının konulabilmesi için öncelikle kitlenin kanserli olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
Uzmanlar fiziki muayene sırasında memede herhangi bir şüpheli bölge fark ettiklerinde öncelikle emin olabilmek için ultrason, mamografi gibi görüntüleme yöntemleri ile memeyi incelerler. Görüntüleme yöntemlerinin neticesinde de memede kitle tespit edilmesi durumunda meme kanseri şüphesini doğrulamak veya ortadan kaldırmak için biyopsi yapılmasına karar verebilirler. Meme biyopsisi yapılan başlıca durumlar şunlardır:
- Hasta veya uzman doktor memede kitle fark eder ve bunun meme kanseri olabileceğinden şüphelenilmesi,
- Ultrason, manyetik rezonans görüntüleme, mamografi gibi görüntüleme yöntemleri neticesinde memede şüpheli bir bölge tespit edilmesi,
- Meme ucunda veya areola olarak da adlandırılan memenin çevresindeki koyu halkada kabuklanma, çöküntü, akıntı gibi anormal durumların olması.
Yukarıda sayılan durumlardan bir veya birkaçının olması durumunda uzmanlar meme biyopsisi yapılmasına karar verebilir.
Meme Biyopsisi Nasıl Yapılır ve İşlemin Türleri Nelerdir?
Memede tespit edilen şüpheli bölgenin tanısını koyabilmek amacıyla sık uygulanan prosedürlerden bir tanesi olan meme biyopsisi genellikle lokal anestezi altında gerçekleştirilen bir işlemdir. Ancak cerrahi yani eksizyonel meme biyopsisi uygulanan durumlarda genel anesteziye de başvurulabilir. Memedeki dokunun çıkarılma şekline göre başlıca meme biyopsisi türleri şunlardır:
- İnce iğne aspirasyon biyopsisi (İİAB): Genellikle fiziki muayene sırasında hissedilebilen kitleler için tercih edilen ince iğne aspirasyon biyopsisi meme dokusundan iğne ve bir enjektör yardımıyla örnek alınması işlemidir.
- Çekirdek iğne biyopsisi: İnce iğne aspirasyon biyopsisi ile benzerlik gösteren bu biyopsi yönteminde uzmanlar örnek alabilmek için daha büyük bir iğne tercih eder. İnce iğne biyopsisi sırasında uzmanlar genellikle ultrason gibi bir görüntüleme yönteminden faydalanmaya gerek duymazken çekirdek iğne biyopsisi çoğunlukla ultrason, mamografi veya MR gibi görüntüleme yöntemlerinin rehberliğinde gerçekleştirilir.
- Vakum destekli çekirdek biyopsisi: Vakum destekli meme biyopsis kesi ile başlar ve ardından uzman doktor kesi bölgesine bir biyopsi iğnesi yerleştirir. Ardından vakum cihazı yardımıyla meme dokusu iğnenin içerisine çekilir. Normal iğne biyopsisinden daha fazla dokunun çıkarılmasına olanak sağlayan bu işlem çoğunlukla mamografi, ultrasonografi gibi yöntemler eşliğinde yapılır.
- Eksizyonel meme biyopsisi (lumpektomi): Lumpektomi olarak da bilinen eksizyonel biyopsisi meme dokusunun cerrahi yöntemlerle çıkarıldığı biyopsi işlemidir. Genellikle lokal anestezi altında gerçekleştirilen eksizyonel meme biyopsisi kişinin genel sağlık durumuna ve tercihlerine göre hafif bir sedasyon yardımıyla da gerçekleştirilebilir. Cerrahlar işlem sırasında hasta anestezinin etkisi altındayken meme dokusunu keserek şüpheli bölgeyi ve şüpheli bölgenin çevresindeki meme dokusunun bir kenarını çıkarır.
- İnsizyonel meme biyopsisi: Lumpektomiden farklı olarak insizyonel biyopsi sırasında cerrah şüpheli bölgenin tamamı yerine sadece bir kısmını çıkarır.
Sayılanlara ilave olarak meme biyopsisi cerrahın biyopsi sırasında kullandığı görüntüleme tekniğine göre de farklı sınıflara ayrılır. Kullanılan görüntüleme yöntemlerine göre başlıca meme biyopsisi türleri şunlardır:
- Stereotaktik meme biyopsisi: Stereotaktik biyopsi şüpheli meme dokusunun yerinin tam olarak belirlenebilmesi için mamogramdan faydalanılan bir biyopsi türüdür. İşlem sırasında uzmanlar şüpheli dokuyu bulmak için memenin birden fazla açıdan röntgenini çeken mamografi makinesi kullanılır. Elde edilen görüntüler bilgisayara aktarılır. Bu sayede uzmanlar biyopsi yapılacak alanı belirler ve şüpheli dokuyu iğne aspirasyonu veya vakum destekli biyopsi ile çıkarır.
- Ultrason rehberliğinde çekirdek iğne biyopsisi: Bu tür çekirdek iğne biyopsisi sırasında yüksek frekanslı ses dalgaları kullanan ultrasonografi cihazı ile meme dokusu görüntülenir ve şüpheli bölge belirlenir. Ardından yapılan küçük bir kesiden iğne yerleştirilir ve şüpheli doku çıkarılır.
- MR destekli meme biyopsisi : Şüpheli bölgeye iğneyi doğru şekilde yerleştirebilmek için manyetik rezonans görüntülemeden faydalanılan biyopsi türüdür.
Uzmanlar dokuyu çıkarırken kullanacakları tekniğe şüpheli dokunun boyutu, yeri, hastanın genel sağlık durumu ve kişisel tercihleri gibi faktörlere bakarak karar verir.
Meme Biyopsisi Öncesinde Hasta Hangi Hazırlıkları Yapmalıdır?
Meme biyopsisi basit bir tıbbi prosedür olmakla birlikte işlem öncesinde hastanın bazı hazırlıklar yapması gerekebilir. Öncelikle hasta düzenli olarak kullandığı tüm ilaçlar hakkında hekimine bilgi vermelidir. Özellikle kan sulandırıcı özelliği bulunan ilaçlar veya çeşitli bitkisel ürünler işlem sırasında kanama riskini artırabileceği için işlemden önce doktor kontrolünde ilaçlara bir süre ara verilmesi gerekebilir. Ayrıca hastalar tıbbi geçmişleri, mevcut sağlık sorunları ve bilinen alerjileri, hamilelik durumları olup olmadığı gibi konularda uzmanları bilgilendirmelidir. Uzmanlar özellikle sedasyon uygulanan hastalarda işlemden bir süre önce yemenin, içmenin bırakılmasını söyleyebilir. Anestezinin daha rahat geçmesi için doktorun talimatlarına uyulması önemlidir.
Meme Biyopsisi Sırasında ve Sonrasında Karşılaşılabilecek Riskler ve Komplikasyonlar Nelerdir?
Meme biyopsisi genellikle güvenli kabul edilen bir işlem olmakla birlikte her tıbbi prosedür sırasında ve sonrasında olduğu gibi bazı riskler ve komplikasyonlar gelişme riski vardır. Meme biyopsisi ağrısı hastaların en çok bildirdikleri komplikasyonlardan bir tanesidir. Bu durum genellikle birkaç gün içerisinde kendiliğinden kaybolur. Bazı durumlarda uzmanlar ağrı kesici ilaçlar da reçete edebilir. Meme biyopsisinin olası komplikasyonları şu şekilde sıralanabilir:
- Çıkarılan meme dokusunun boyutuna bağlı olarak memenin görünümünde değişiklik,
- Memede kızarıklık, morarma,
- Şişlik,
- Nadiren biyopsi bölgesinde enfeksiyon.
Yukarıda sayılan semptomların uzun süre devam etmesi ve ateş gibi belirtilerin eşlik etmesi durumunda uzmanlara bilgi verilmesi önemlidir.
Meme Biyopsisi Sonuçları Ne Kadar Sürede Alınır ve Sonuçlar Nasıl Yorumlanır?
Memede biyopsi sonuçları ortalama 1-2 hafta içerisinde çıkmakla birlikte bu süre işlemin süresi, işlem sırasında özel bir boya kullanılıp kullanılmadığı, başka bir patoloji uzmanından görüş alınması gibi durumlara bağlı olarak değişebilir. Meme biyopsisi raporu öncelikle dokunun kanserli, kanser öncesi (prekürsör) veya iyi huylu (benign) olup olmadığını gösterir. Eğer meme biyopsisi kanser çıkarsa tümörün tipi (örneğin, duktal veya lobüler), boyutu ve biyolojik özellikleri, özellikle hormon reseptör pozitifliği gibi detaylar raporda belirtilir. Bu sayede uzmanlar kanserin tedavisinde kullanılacak yöntemi belirleyebilir. Rapor ayrıca lezyonun fiziksel özelliklerini, kanserin çıkarılan doku içerisinde veya yakınında olup olmadığı (negatif sınır, pozitif sınır veya yakın sınır) ve hücresel yapıdaki anomalileri içerir. Pozitif marjin (sınır) tespit edilmesi durumunda tümörün tamamen çıkarılması için ek cerrahi müdahale gerekebilir. Bunun yanı sıra patoloji ve radyoloji sonuçlarının birbiriyle uyumlu olması beklenir. Bu uyumun sağlanamadığı durumlarda ek biyopsi yapılması gerekebilir.
Sık Sorulan Sorular
Meme Biyopsi Kaç Dakika Sürer?
Meme biyopsisi süresi yapılan biyopsi işlemine bağlı olarak 20 dakikadan 1 saate kadar sürebilir. Örneğin iğne aspirasyon biyopsisi daha kısa zamanda tamamlanırken eksizyonel meme biyopsisi daha uzun sürebilir.
Memedeki Her Kitleye Biyopsi Yapılır mı?
Memedeki her kitleye biyopsi yapılması gerekmeyebilir. Uzmanlar biyopsiyi genellikle mamografi, ultrason veya diğer görüntüleme yöntemlerinde şüpheli bulunan veya fizik muayenede risk taşıdığı düşünülen kitleler için uygularlar.
Meme Biyopsisi Sonrası Nelere Dikkat Edilmeli?
Meme biyopsisi sonrasında ağrı, kızarıklık gibi komplikasyonları en aza indirebilmek için doktorlar bölgeye soğuk kompres uygulanmasını ve ağır fiziksel aktivitelerden kaçınılmasını önerebilir.
Biyopsi Pozitif Çıkarsa Ne Olur?
Meme biyopsisi pozitif çıkarsa patoloji raporunda bu durum karsinoma yani kanser olarak ifade edilebilir. Patoloji raporunda ayrıca tümörün tipi (duktal veya lobüler), boyutu ve diğer biyolojik özelliklerini (hormon reseptörleri, HER2/neu durumu) detaylı olarak yer alır. Uzmanlar bu bilgiler ışığında meme kanseri için tedavi sürecini başlatır.
Meme Biyopsisine Giderken Ne Giyilir?
Biyopsiye giderken rahat çıkarılması ve giyilmesi kolay gömlek gibi kıyafetlerin tercih edilmesi işlem öncesinde hastanın kendisini daha rahat hissetmesine yardımcı olabilir.
Memedeki Kitlenin İyi Huylu Olduğu Nasıl Anlaşılır?
Biyopsi sonucunda fibrokistik değişiklik, fibroadenom, yağ nekrozu gibi iyi huylu durumlar tespit edilirse kitle kansersiz olarak değerlendirilir.
Biyopsisi Sonucu 1 Ne Demek?
Biyopsi raporunda grade I ifadesinin yer aldığı durumlar hücresel düzeyde düşük risk anlamı taşır.
Memede Kist Kaç mm Tehlikelidir?
Memede kistlere oldukça sık rastlanır. Çoğu zaman bu kistlerin boyutu 3-5 cm çapına ulaşabilir. Genellikle tehlikeli olmayan ve kansere dönüşmeyen bu içi sıvı dolu keseler 2,5 cm’den daha büyük olduğunda ağrıya neden olabilir. Bu durumda içerisindeki sıvının boşaltılması gerekebilir.
Memede Tanımlanmamış Kitle Ne Demektir?
Memede tanımlanmamış kitle görüntüleme yöntemleri ile tespit edilen ancak özellikleri anlaşılamayan kitleler için kullanılan bir ifadedir. Uzmanlar bu durumda biyopsi yapılmasını önerebilir.
Memede Şüpheli Lezyon Ne Demektir?
Şüpheli lezyon görüntüleme yöntemlerinde kanserden şüphelenilmesine neden olan ancak kesin teşhis için patolojik değerlendirme gerektiren lezyonlardır.
Meme sağlığınız için düzenli kontrolleri ihmal etmeyin. Şüpheli bir kitle fark ettiyseniz veya meme biyopsisi hakkında daha fazla bilgi almak istiyorsanız Hisar Hospital uzman Girişimsel Radyoloji doktorlarımızdan randevu alabilirsiniz. Erken teşhis hayat kurtarır!