Yaşlanan sadece derimiz değildir; tüm vücudumuz, özellikle de sindirim sistemimiz zaman içinde kaçınılmaz bir şekilde yaşlanır.
Sindirim sistemimizin vücudumuzun dışarıya açılan kapısı olduğunu dile getiren Gastroenterohepatoloji Uzmanları; ‘Bu nedenle ona iyi bakmamız yalnızca sindirim sistemimiz için değil; tüm vücut sistemlerimiz için de koruyucu olabilir. Yediğimiz içtiğimiz her şey, kullandığımız ilaçlar, ağız yoluyla aldığımız her türlü madde sindirim sistemimizden geçer, sindirilir-emilir-metabolize edilir ve önce kendisinin, sonra da tüm organlarımızın sağlığını etkiler. Ayrıca sindirim sistemi zengin salgı ve hücre çeşitliliği ile bağışıklık sistemimizde de önemli rol oynar.’ açıklamasında bulundu.
Daha sağlıklı ve dirençli bir sindirim sistemi için…
Düzenli ve sağlıklı beslenin.
Düzenli ve sağlıklı beslenme sindirim sisteminiz için en önemli adımdır. Hazır gıdaların, katkılı şarküteri ürünlerinin çok yaygın olduğu ve yoğun çalışma koşullarında maalesef pratik de bulunduğu günümüzde, mümkün olduğunca doğal yöntemlerle hazırlanmış, sağlıklı şekilde pişirilmiş ev tipi bir beslenme tercih edilmelidir. Ne yediğimiz önemlidir ama hazırlanış şekli asıl belirleyici olandır. Düdüklü tencerede kendi buharında pişirilmiş bir sebze veya et yemeği kızartmalı-soslu bir yemekten daha az zamanda hazırlanabilir. Hem kilo kontrolü hem de reflü, gastrit, ülser, iltihabi barsak hastalıkları gibi sindirim sistemi hastalıklarından korunmada çok daha kıymetlidir. Mide ve barsak kanserleri ile hayvansal ağırlıklı, işlenmiş gıdalarla beslenme arasında net bir ilişki olduğu kabul edilmektedir. Uzun süre aç kalıp ardından büyük porsiyonlar halinde beslenme, sindirim sistemi sorunlarını artırmasının yanı sıra diyabet, obezite gibi metabolik problemlerin ortaya çıkışını kolaylaştırır. Küçük porsiyonlarla ama şeker ve yağ oranı düşük; yeterince posa içeren daha fazla sayıda öğün tüketmek, yeterli su içilmesi ve çay-kahve-alkol-gazlı şekerli içeceklerin tüketiminin sınırlandırılması ideal bir beslenmenin temel unsurlarıdır.
Hareketsiz yaşamdan kaçının.
Hareketsiz yaşamdan kaçınmak, özellikle yürüyüş ve/veya yüzmenin düzenli yapılması sindirim sisteminin çalışmasını ve kabızlık, karında gaz/ huzursuzluk, reflü, yağlı karaciğer hastalığı gibi problemlerle başedilmesini kolaylaştırır. Ne yazık ki ofis ortamlarında masa başı uzun saatler kıpırdamadan çalışan, yoğun çay-kahve tüketen, ardından akşam ağır bir yemek yiyip televizyon karşısında yine hareketsiz zaman geçiren pek çok kişi sindirim sistemi hastalıkları ve bununla paralel olarak kalp-akciğer, dolaşım ve iskelet sistemi problemlerine maruz kalmaktadır.
Karaciğerinizin sağlığı tüm sağlığınızı etkiler unutmayın!
Sindirim sistemimizin bir parçası olan karaciğer, yaşamsal değeri olan ve pek çok maddenin yapımı-yıkımı ve toksinlerin uzaklaştırılmasında önemli rolü olan bir organdır. Hareketsiz yaşam, yüksek kalorili ve yağlı beslenme sonucu ortaya çıkan yağlı karaciğer hastalığı başlangıçta masum gözükse de ileriki yıllarda siroza dek varabilen ciddi organ hasarına ve hayati tehdide neden olabilir.
Kontrolsüz ilaç ve bitki takviyeleri yarar yerine zarar verebilir!
Doktor tavsiyesi olmadan kontrolsüz kullanılan ilaç ve bitkisel ürünler mide, barsaklar ve karaciğere zarar verebilir. Bunlara bağlı mide-barsak ülserleri, sindirim sistemi kanamaları, karaciğer testlerinde karaciğer yetersizliğine dek varabilen bozulmalar nadir değildir. Özellikle ağrı kesici ve anti-romatizmal ilaçlar, antibiyotikler, bitkisel ürünlerle zenginleştirilmiş vitamin preparatları, aktarlarda satılan veya marketlerde sunulan bitkisel içerikli ürünler reçetesiz ve kolay ulaşılabilmeleri ve hastalar tarafından rastgele kullanılmalarından dolayı önemli risk taşırlar.
Düzenli taramaların önemini göz ardı etmeyin!
Yaşamsal düzenlemeler dışında, koruyucu hekimlik ve düzenli tarama programları da sindirim sistemini ileriki yıllara sağlıkla taşımada önemli rol oynar.
- Elli yaş ve sonrasında kalın barsak (kolon) kanseri ve kolon polipleri adı verilen kanser öncülü oluşumların sıklığında artış olduğu bilinmektedir. Bu nedenle 50 yaş itibariyle hiçbir yakınma olmasa dahi tarama amaçlı ilk kolonoskopi incelemesinin yapılması önerilir. Bu inceleme sırasında kolon polipleri endoskopik olarak çıkarılarak temizlenebilir ve kolon kanserinden korunma sağlanmış olur. Kolon kanseri uygun tarama ve takip sağlandığında önlenebilir veya erken tanı ile tedavi edilebilir bir hastalıktır. Ailesinde kolon kanseri öyküsü olan veya ülseratif kolit gibi kronik barsak hastalıkları olan kişilerde doktor önerisine göre daha erken yaşlarda tarama başlatılabilir. Yine ailesinde mide, karaciğer, pankreas ve safra kesesi hastalıkları olan kişilerde de kişiye özgü tarama ve takip planlanabilir.
Yağlı karaciğer hastalığı, viral hepatit gibi karaciğer problemleri olan hastaların gerekli laboratuvar ve görüntüleme testleri ile düzenli takibi ve tedavisi geleceğe dönük sorunları erken öngörme ve önlemede yardımcıdır. Viral hepatitlerin yaygın olduğu ülkemizde, risk gruplarının belirlenerek viral hepatit tarama ve aşılamalarının yapılması karaciğer sağlığını korumada çok önemlidir.