Yemeğin tadına bakmadan tuz dökenlerdenseniz hipertansiyona davetiye çıkarıyor olabilirsiniz. Tansiyonum hep yüksek ama benim için normal diyenlerdenseniz bu yazıyı okumanızda fayda var.
Hisar Intercontinental Hospital Kardiyoloji Bölümü Uzmanlarıyla kalp ve damar hastalıklarının en önemli nedenlerinden biri olan hipertansiyonu konuştuk…
Tuz Tüketiminizi Kısıtlayın!
Beslenmesi ve egzersizlerine dikkat eden evre bir hipertansiyon (sistolik kan basıncı 140-160/90-100 mmHg) hastası olan birçok bireyde kan basıncı yaşam tarzı ile kontrol altına alınabilir. Birkaç aylık bir takip sonrası kontrol altına alınamayan yüksek kan basıncı olması durumunda ilaç tedavisine başlanır. Ancak günümüz koşullarında birçok bireyin bu önerilere uyması ne yazık ki söz konusu olmadığı için hekimler doğrudan ilaç tedavisine başlamaktadır. Eşlik eden hastalıkların varlığına göre ise yaşam tarzı önerileriyle beraber derhal gerekli ilaçlar reçete edilir. Yakın dönemde tamamlanmış olan bir çalışmanın verileri ülkemiz için de oldukça çarpıcıdır; toplumumuzda ortalama tuz tüketimi 18 gram olup önerilen 6 gram sınır değerinin çok çok üstündedir. Ayrıca erişkinlerimizin üçte biri hipertansiftir. Hipertansif olanların üçte biri durumun farkında değil, hipertansif olup tedavi alanlarda ise hedef kan basıncı değerleri ancak üçte bir oranındadır. Yemeğin tadına bakmadan tuz dökmeye devam edersek geleceğimiz pek iç açıcı olmayacak gibi. Tuz dışında tuz oranı yüksek hazır gıdalardan, zeytin, turşu gibi tuzlu yiyeceklerden de uzak durulması gerekir.
Hipertansif bir hastada, tedavinin başlıca hedefi total kalp-damar hastalıkları riskinde maksimum azalma sağlamalıdır. Bununla beraber hipertansiyonlu hastalarda, tedavi ile ulaşılan kan basıncı düzeyi kalp-damar riskinin en önemli tayin edici faktörüdür. Tansiyonun kontrol altına alınması bütün yaş gruplarında fayda sağlar. Bu nedenle yaşlılarda da 140/90 mmHg altı değerler hedeflenmelidir. Yani ‘Benim tansiyonum yüksek ama benim için normal.’ diye düşünmek doğru değildir. Genel olarak ilaç tedavisine tedaviye düşük dozlarda başlanmalı, hastanın toleransına göre ilaç dozu yeterli kan basıncı sağlanıncaya kadar artırılmalıdır. Yan etkileri azaltmak ve düşürücü etkiyi artırmak için uygun ilaç kombinasyonları kullanılmalıdır. Bu konuda sabit düşük doz ilaç kombinasyonlarından yararlanılabilir. Eşlik eden durumların varlığına göre hekim gerekli tedaviyi düzenleyecektir. Ancak tedavi alıyor olmak diyet ve fizik egzersize gereksinimi ortadan kaldırmaz. Zaten ilaç kullanıyorum düşüncesiyle tuzlu yemeye devam etmek tansiyonun kontrol altına alınamamasına veya dalgalanmalara yol açar.