“Her taraf dönüyor”, “Yer ayağımın altından kayıyor”,” Bir yana doğru kayıyorum”, “Kafamın içi boşalıyor”, “Gözlerim kararıyor” şeklinde yakınmalarınız varsa bu belirtiler vertigo hastalığının habercisi olabiliyor. Öncelikli olarak yorgunluk, halsizlik, baygınlık gibi belirtiler ile kendini gösteren vertigo, önlemi alınmadığı takdirde yaşam kalitesini büyük ölçüde bozabiliyor. Hisar Intercontinental Hospital Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tayfun Apuhan, vertigonun belirtileri, teşhis ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Vertigo kulak ya da nörolojik nedenli olabiliyor
Vertigo çoğunlukla kişide baş dönmesiyle ortaya çıkabilen yalancı yer değiştirme hissidir. Gerçekte var olmadığı halde kişi eşyaların çevresinde döndüğünü, ya da gözlerini kapadığında kendisinin eşyaların çevresinde döndüğünü hissetmesi ile meydana gelen bir çeşit hareket illüzyonudur. Çoğunlukla iç kulak hastalıklarının yani iç kulak kristallerinin yerinden oynamasının neden olduğu bir durumdur. Tüm gerçek vertigoların %70‘inin nedeni kulak olmakla birlikte nörolojik olarak baş dönmeleri de vertigoya sebep olabilmektedir.
Günler boyu süren şiddetli baş dönmesi en önemli belirtisi!
Vertigo tanısı genellikle muayene ile saptanır. Hastanın durumuna göre şikayetlerin nasıl başladığı, ne kadar sürdüğü, eşlik eden ek belirtiler ve kronik bir hastalığı olup olmadığı ilaç kullanım öyküsüyle birlikte istenecek tetkikler, tanı hakkında büyük ölçüde yardımcı olur.
Baş dönmesinin süresi detaylandırıldığında; birkaç saniye veya dakika içinde geçen baş dönmesi sıklıkla pozisyonel vertigoda (benign paroksismal pozisyonel) görülebilmektedir. Günler boyunca süren baş dönmesine bulantı ve kusmanın da eşlik ettiği daha gürültülü tabloda ise denge sinirinin iltihabı akla gelir. Başta sersemlik, göz kararması ve bayılma ataklarında nörolojik ve kardiyolojik hastalıklardan şüphenilebilmektedir.
Vertigo beyin ya da kulak problemine bağlı olarak da ortaya çıkabiliyor
Kulak problemlerine bağlı vertigolara “periferik”, beyin hastalıklarına bağlı vertigolara ise “santral vertigo” adı verilmektedir. Kulak hastalıklarına bağlı baş dönmesi beraberinde kulak çınlaması, işitme azlığı, kulakta basınç hissi, bulantı, kusma, kulak akıntısı ve gözlerde anormal hareketler ile belirti göstermektedir. Nörolojik hastalıklara bağlı baş dönmelerinde ise baş ağrısı, yutma bozukluğu, vücutta uyuşmalar, felçler, göz hareketlerinde anormallikler olabilir. Baş dönmesi ile bulunabilecek diğer şikayetler çok değişken olabilir. Ancak birçok hastada sadece baş dönmesi mevcuttur. Bilinç durumunda değişiklikler beyindeki denge merkezi ile ilgili veya psikojenik kaynaklı bozukluklarda görülür. Beyin ve beyin sapı kanamalarında da bilinç kaybına sıkça rastlanır.
Pozisyonel vertigonun tanısı birkaç testle kolaylıkla konulabiliyor
Pozisyonel vertigo nedenlerinin başında, hastalık iç kulak içinde sıvı ile dolu kanallar içindeki kristallerin, baş hareketleri ile yer değiştirmesine bağlı gelişir. Bu durum ani baş hareketleri ile ortaya çıkan birkaç saniye veya dakika süren baş dönmesi ile karakterizedir. Tipik olarak, hasta yatakta dönerken veya kalkarken ya da başını bir yöne aniden çevirdiğinde gelişir. Başı yukarıya kaldırma, yerden bir şey almak için öne eğilme en sık görülen tetikleyici hareketlerdir. Tanısında; Dix-Hallpike (DH) testi, yan yatma ve yuvarlama testleri ile hastalığın tanısı konulmaya çalışılır. Dix-Hallpike (DH) testinde hasta oturur pozisyondayken birden yatar pozisyona getirilir ve bu sırada başa belli bir pozisyon verilir. Yaklaşık 20 saniye beklendikten sonra hasta oturur pozisyona alınır. Eğer tipik göz hareketleri meydana gelmezse test diğer taraf için tekrarlanır. Bu testte tipik göz hareketinin gözlenmesi tanı için önemlidir. Manevralar ile tanı rahatça konulabildiği için ek bir teste gerek kalmayabilir.
Vertigo tedavisinde ilaç kullanımı önerilmiyor
Vertigo hastalığında altta yatan problem genel olarak tam bulgu vermediği için ilaç tedavisi tercih edilmemektedir. Hastalığın seyri açısından ilaçların yan etkisiyle birlikte uyku ve sersemlik durumu ortaya çıkabileceğinden mümkün olduğu sürece ilaç kullanılmaması önerilmektedir. Yatış pozisyonu olarak hastalar mutlaka baş yukarıda olacak şekilde yatmalıdır. Ani baş hareketlerinden kaçınmalı, doktor kontrolünde verilen egzersiz programlarına uyulması gerekir.