Uyku bozuklukları merkezi, kişilerin uyku kalitesini ve genel sağlık durumlarını iyileştirmeyi amaçlayan sağlık merkezleridir. Uyku kaybının kişilerin yaşam kalitesi ve neredeyse tüm organ sistemi üzerinde zararlı etkileri bulunur. Bu merkezler, her yaştan kişilerin karşılaştıkları çeşitli uyku bozukluklarını tanı ve tedavisinde görev alırlar. Uykusuzluk (insomnia), uyku apnesi, huzursuz bacak sendromu ve narkolepsi gibi yaygın uyku sorunlarına yönelik uzman değerlendirmeleri uyku laboratuvarlarında yapılır. Hastaların uyku düzenlerini izlemek ve analiz etmek için kullanılan polisomnografi, uyku endüstrisinde yaygın olarak kullanılan temel testlerden biridir. Uyku bozuklukları merkezinde, nöroloji, psikiyatri ve pulmonoloji gibi farklı uzmanlık alanlarından doktorlar, hastalara yönelik özel tedavi planları oluşturmasını sağlar. Ayrıca, davranışsal terapi ve yaşam tarzı değişiklikleri gibi non-invaziv tedavi yöntemleri de bu merkezlerde sunulan hizmetler arasındadır.
Uyku Bozuklukları Belirtileri Nelerdir?
Uyku bozuklukların belirtileri, türüne ve şiddetine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Yaygın uyku bozukluklarının belirtileri şunları içerebilir:
- Uykuya dalma güçlüğü
- Uykuyu sürdürmede zorluk
- Erken uyanma
- Yorgunluk ve enerji düşüklüğü
- Yüksek sesle horlama
- Nefes durması
- Boğulma hissi
- Gece terlemeleri
- Ani uyku ihtiyacı
- Uyku felci
- Huzursuz bacak sendromu rahatsızlığı bulunan kişilerde sürekli, hareket etme ihtiyacı
Uyku Bozukluklarının Türleri:
- Yeterli uyku alma güçlüğü (Dissomnia)
- Uyku sırasında ortaya çıkan fizyolojik olaylar (Parasomnia) : Kabuslar, ayakta uyumak gibi belirtilerle kendisini gösterir.
Yeterli uyku alma güçlüğü (Dissomnia):
- Insomniya: En sık görülen uyku bozukluklarından biridir. Geceleri uykuya dalmakta güçlük çekenlerde, sıklıkla uykudan uyanan veya çok erken uyanıp tekrar uyuyamayanlarda ya da yeterli miktarda uyumasına karşın hala dinlenmemiş gibi hissedenlerde bu uyku bozukluğunun varlığından söz edilebilir.
- Hipersomniya: Çok fazla uyuma şeklinde görülür. Hipersomniya durumunda kişiler çok uykulu olmaktan şikayetçidirler. Aynı zamanda, bu kişilerde gündüz saatinde uyuklama durumu da gözlenir. Bu aşırı uyku hali, sosyal, mesleki ve diğer alanlarda önemli derecede sıkıntı ve bozukluğa neden olur.
- Narkolepsi: Genetik kökenli bu uyku bozukluğunda en az 3 ay boyunca her gün görülen, karşı konulamayan dinlendirici uyku atakları ve beraberinde getirdiği kısa süreli kas tonu kontrolünün kaybedilmesi gözlemlenir. Narkolepsinin en göze çarpan özelliği, bir önceki gecede alınan uyku miktarı ne olursa olsun, ansızın bastırabilecek aşırı uykulu olma halidir.
- Solunumla ilişkili uyku bozukluğu: Uykudaki solunum bozukluğu tıbbi bir sorundur. Uyku sırasında periyodik olarak basit bir horlamadan hava akımı kesilmesine (uyku apnesi) kadar değişen birtakım solunum bozuklukları görülebilir. Uykularında nefes alma problemi çekenler gece boyunca çok sayıda kısa süreyle uyanırlar ve 8-9 saat uykuyla bile kendilerini dinlenmiş hissetmezler. Bazı hastalar kısa süreliğine (10-30 saniye) nefes alamayabilirler, bu duruma soluksuzluk (apne) adı verilir. Bu sorundan etkilenen kişi, solunum güçlüğünün çok az farkındadır ve uyku problemini buna bağlamaz. Ancak, aynı yatağı paylaşan eşi genellikle yüksek sesle horlamayı (bu sorunun bir işaretidir) ya da korkutucu nefes kesilme durumlarını fark edebilir. Kişinin uykuda nefes almakta zorlandığını belirten diğer işaretler şunlardır:
- Gece aşırı terleme,
- Sabah baş ağrısıyla uyanma,
- Gün içinde dinlenmeyi sağlamayan uykuya dalma atakları.
Sirkadyen (Günlük) Ritim Uyku Bozukluğu / Uyku-Uyanıklık Döngüsü Bozukluğu: Sirkadyen (günlük) ritim uyku bozukluğunun çeşitli türleri vardır. Bunlardan en çok bilinenin jetlag adı verilen farklı zaman dilimleri arasında seyahat etmekten kaynaklanan durumdur. Vücut saatine göre uyku-uyanıklık düzeninde ani bir değişim olduğu zaman kişi uyku düzenini ayarlamakta zorluk çeker. Birçok kişi okyanuslar veya kıtalararası uçuşlardan sonra kırıklık, yorgunluk ve rahatsız uykudan şikayet eder.
Uyku ile ilgili hareket bozuklukları:
Huzursuz Bacak Sendromu: Kişinin uzun süre hareketsiz kaldığı istirahat durumunda veya uykuya dalması sırasında bacaklarında ortaya çıkan derin, rahatsız edici his şeklinde tarif edilebilir. Uyku kalitesini etkilediği için bir çeşit uyku bozukluğu gibi de tariflenmesi mümkündür. Bu rahatsız edici his, bir ağrı şekli değildir; genellikle bacaklarda, nadiren de kollarda kaşıntı, iğnelenme, bacaklardaki tüylerin ürpermesi, yanma, çekme, gerilme, karıncalanma şeklindedir. Bu duyguyu gidermek için bacaklarda dayanılmaz hareket ettirme dürtüsü oluşur ve hareketle bu his azalır. Bu his uzun süre hareketsiz kalınan otobüs ve uçak yolculuklarında, sıklıkla gece uykuya dalmadan önce ortaya çıkar. Huzursuz bacak sendromu toplumun yaklaşık % 3 ile 10’u arasında, erkekler ve kadınlarda eşit oranda görülür. Genellikle orta ve ileri yaşta ortaya çıkar, ancak çocukluklarda da rastlanır.
Uyku sırasında ortaya çıkan fizyolojik olaylar (Parasomnia)
Uyku Anksiyetesi (Kaygısı) Bozukluğu/Kabus Bozukluğu: Genellikle uyku döneminin ikinci yarısı sırasında meydana gelir. Bu uyku bozukluğunda kişi çoğu zaman hayat güvencesi tehditleri içeren uzun ve son derece korkutucu rüyalar görür. Bu korkutucu rüyaların hemen sonrasında kişi uyanır ve rüyayı canlı bir şekilde hatırlar. En yaygın olarak, bu kabuslar gecenin ortasından sonuna kadar olan bölümünde görülür. 3-5 yaş ve üzeri yaştaki çocukların yaklaşık yüzde 50′si kabus görür.
Uykuda Korku (Uyku Terörü) Bozukluğu: Bu uyku bozukluğu, genellikle uykunun başlarında meydana gelir ve panik bir çığlıkla başlar. 5 ila 7 yaş arasındaki çocuklarda görülen bu bozuklukta kişi sıklıkla ani olarak uyanır. Uyku terörü sırasında gürültülü ve delici bir çığlık da dahil olmak üzere kişide şiddetli otomatik ve motor belirtiler gözlemlenir.
Uyurgezerlik Bozukluğu: Uyku sırasında yataktan kalkıp etrafta gezmek şeklinde görülür. Uyurgezerlik 5 ile 12 yaş arasında çocuklarda yaygındır. Bazen yetişkinliğe kadar devam eder veya ender olarak yetişkinlikte başlar. Uyurgezerlik süresi genellikle 10 dakikadan az sürer. Aile geçmişinde uyurgezerlik görülen kişilerde görülme ihtimali daha yüksektir. Uyurgezer durum sırasında yaralanmalar ve şiddet içeren olayların olduğu belirtilmiştir; fakat kişiler genellikle odada kendi yollarını bulabilirler. Uyurgezer bir kişiye yapılacak en önemli müdahale kişinin etrafındaki eşyalara takılıp kendini yaralamamasını sağlamaktır.
Tüm bu hastalıkların teşhisi için uyku testi (polisomnografi) yapılmalıdır.
Uyku testi (Polisomnografi)
Uyku testi (Polisomnografi) bir uyku çalışmasıdır. Uyku anında yaşanan normal ve anormal durumların tespit edilmesi ve klinik değerlendirilmesi yapılan hastanın tanısında faydalanılacak ağız ve burundan hastanın hava akışının izlenmesi, kan basıncı, EKG aktivitesi, kan oksijen seviyesi, beyin dalga hareketleri, göz hareketleri, solunum, kas ve bacaklarda hareket değişikliklerinin kaydı gibi parametreleri içerir.
Uyku testi nasıl yapılır?
Normal uyku zamanından en az 2 saat önce hastanede bulunulması gerekir. Bütün gece uyku odasında geçirileceği için hastanın yanında pijama, terlik, diş fırçası, havlu, gibi gerekli olabilecek kişisel eşyaların getirilmesi gerekir. Çene, saçlı deri ve göz kapaklarının dış kenarına elektrotlar yerleştirir. Uyurken bunlar yerinde kalmalıdır. Uyanık (gözleriniz kapalıyken) ve uyku sırasında ise elektrotlardan gelen sinyaller kaydedilir. Kalp hızı ve solunumu kaydetmek için monitörler göğse eklenecektir. Solunum durması ve sayısı ölçülecektir. Gece oksijenlenme miktarı, yüzeysel ve derin uyku dönemleri, derinliği, horlama ve diğer pek çok parametre ölçümü yapılacaktır. Gece boyunca kaydedilen veriler uyku uzmanı tarafından değerlendirilip sonuçlandırılır.
Merkezimizde;
- Tüm Gece Polisomnografi (PSG)+Solunum Kayıtları+PLM
- Tüm Gece Polisomnografi+CPAP/BiPAP titrasyonu
- PSG+Nokturnal Penil Tümesans Testi (NPT)
- PSG+Uyku Aktivasyon EEG’si
- MSLT (Gündüz Aşırı Uykululuk Testi) yapılmaktadır.
Uyku Bozuklukları Tanısı Nasıl Konulur?
Uyku bozuklukları tanısı, detaylı bir anamnez, fizik muayene ve bazı teşhise yönelik testlerin kombinasyonu ile konulabilir. Fiziki muayenenin ardından tanıya yardımcı olmak için doktor tarafından tanı testleri istenebilir. Uyku bozuklukları hastalıklarının tanısında kullanılan bazı testler ve prosedürler şunlardır:
- Uyku günlüğü: Hastalardan genellikle bir süre boyunca uyku günlükleri tutmaları istenir. Bu günlüklerde, hastalar uyuma ve uyanma saatlerini, gece boyunca yaşadıkları uyanmaları ve diğer uyku ile ilgili olayları kaydederler.
- Polisomnografi (Uyku çalışması): Polisomnografi, uyku bozukluklarının tanısında altın standart olarak kabul edilir. Bu test, bir uyku laboratuvarında gecelik izlemeyi içerir ve uyku sırasında beyin dalgaları, göz hareketleri, kas aktivitesi, kalp ritmi ve solunum gibi birçok parametreyi kaydeder.
- Evde uyku testleri: Bazı durumlarda, doktorlar evde uyku testleri önerebilir. Bu testler, daha az kapsamlı olmasına rağmen, özellikle uyku apnesi gibi bozuklukların ön tanısında kullanılabilir. Evde uyku testleri genellikle solunum ve oksijen düzeylerini izler.
- Aktigrafi: Aktigrafi, bileğe takılan küçük bir cihazla uyku-uyanıklık döngüsünü izler. Bu yöntem, özellikle uyku-uyanıklık ritim bozukluklarının tanısında kullanışlıdır. Cihaz, hastanın hareketlerini kaydederek uyku süresini ve kalitesini değerlendirmeye yardımcı olur.
- Kan testleri ve diğer laboratuvar testleri: Bazı uyku bozuklukları, altta yatan başka tıbbi koşullardan kaynaklanabilir. Bu nedenle, doktorlar çeşitli kan testleri ve diğer laboratuvar testleri yaparak tiroid fonksiyonu, demir düzeyleri gibi sağlık göstergelerini değerlendirir.
- Psikolojik değerlendirme: Uyku bozuklukları genellikle stres, anksiyete ve depresyon gibi psikolojik durumlarla ilişkilidir. Bu nedenle, psikolojik değerlendirmeler de tanı sürecinin bir parçası olabilir. Doktorlar, hastaların ruh sağlığını değerlendirerek uyku bozukluklarının psikolojik kökenlerini araştırır.
- Elektroensefalografi (EEG): EEG, beynin elektriksel aktivitesini ölçen bir testtir ve uyku bozukluklarının tanısında önemli bir rol oynar. Bu test, özellikle epilepsi gibi nörolojik durumların teşhisinde ve değerlendirilmesinde kullanılır.
- Çoklu uyku gecikme testi (MSLT): Çoklu uyku gecikme testi (MSLT), gündüz uyku eğilimlerini değerlendirmek için kullanılan bir testtir. Bu test, narkolepsi ve diğer aşırı gündüz uykululuğu bozukluklarının tanısında kullanılır. MSLT, hastanın bir uyku laboratuvarında belirli aralıklarla kısa uyku fırsatları verilerek yapılır. Her nap sırasında, hastanın ne kadar sürede uykuya daldığı ve hangi uyku evresine geçtiği kaydedilir.
Uyku Bozuklukları Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Tedavi yöntemleri, uyku bozukluklarının altında yatan nedenlerine ve belirtilere göre uzman doktorlar tarafından planlanır. Uyku bozuklukları için aşağıdakileri içerebilecek çeşitli tedavi seçenekleri kullanılabilir:
- İlaç tedavisi
- Bilişsel davranışçı terapi (CBT)
- Uyku hijyeni iyileştirmeleri
- Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme, stres yönetimi benzeri yaşam tarzı değişiklikleri
- CPAP (Sürekli pozitif havayolu basıncı) cihazı
- Uvulopalatofaringoplasti (UPPP)
- Işık tedavisi
Uyku Bozuklukları Tedavisi Nasıl Yapılır?
Uyku bozukluklarının tedavisinin hedefleri semptomları iyileştirmek ve yaşam kalitesini artırmaktır. Tedaviler hastalığın spesifik tipine ve ciddiyetine bağlı olarak uzman doktorlar tarafından planlanır. Tedavi yöntemlerinden bazıları şunları içerebilir:
- Bilişsel davranışçı terapi (CBT): Bilişsel davranışçı terapi (CBT), özellikle kronik insomni tedavisinde etkili bir yaklaşımdır. Bu terapi, uyku ile ilgili olumsuz düşünce ve davranışları değiştirmeyi amaçlar. Uyku kısıtlaması, uyaran kontrolü ve rahatlama teknikleri gibi stratejiler içerir. CBT, uykuya dalmayı zorlaştıran endişeleri ve yanlış inançları ele alarak uyku kalitesini artırır. Uzun vadede, CBT kalıcı uyku iyileştirmeleri sağlama potansiyeline sahip olup ilaçsız bir çözüm sunabilir.
- İlaç tedavisi: Uyku bozukluklarının tedavisinde ilaçlar, doktor kontrolünde özellikle kısa vadeli çözüm olarak kullanılır. İnsomni (uykusuzluk) için benzodiazepinler ve nonbenzodiazepinler gibi uyku hapları reçete edilebilir. Uyku apnesi gibi durumlarda ise solunum yollarını açık tutmaya yardımcı olan ilaçlar tercih edilir. Dopaminerjik ilaçlar, huzursuz bacak sendromu (HBS) tedavisinde etkili olabilirken, modafinil ve metilfenidat gibi uyarıcılar narkolepsinin neden olduğu aşırı gündüz uykululuğunu azaltmak için kullanılır. Ancak, uzun süreli kullanımı bağımlılık yapabileceği için dikkatli kullanılmalıdır.
- Uyku hijyeni iyileştirmeleri: Uyku hijyeni, sağlıklı uyku alışkanlıkları ve uyku ortamının iyileştirilmesi anlamına gelir. Yatmadan önce elektronik ekranlardan uzak durmak, düzenli uyku saatleri belirlemek faydalı olabilir. Ayrıca kafein ve ağır yemeklerden kaçınmak da uyku hijyeninin önemli faktörlerindendir. Doktor kontrolünde uygulanan uyku hijyeni iyileştirmeleri, uykusuzluk ve diğer uyku bozukluklarının yönetiminde etkili olabilir.
- Yaşam tarzı değişiklikleri: Doktor kontrolünde düzenli egzersiz yapmak, stres yönetimi tekniklerini uygulamak ve dengeli beslenmek uyku kalitesini artırabilir. Alkol, kafein ve nikotin gibi uyarıcılardan kaçınmak, uyku düzenini sağlanmasında etkili olabilir. Bu değişiklikler, uzun vadede uyku bozukluklarının doğal ve yan etkisiz yönetimle tedavisine katkıda bulunabilir.
- CPAP (Sürekli pozitif havayolu basıncı) cihazı: CPAP cihazı, özellikle uyku apnesi tedavisinde doktorlar tarafından önerilen etkili bir yöntemdir. Uyku süreci boyunca hava yollarını açık tutmak için sürekli olarak pozitif basınç uygular. CPAP, solunum duraklamalarını engelleyerek kesintisiz bir uyku sağlayarak uyku kalitesini artırır. Bu yöntem, uyku apnesi semptomlarını önemli ölçüde azaltabilir ve hastanın yaşam kalitesini iyileştirebilir.
- Uvulopalatofaringoplasti (UPPP): Uvulopalatofaringoplasti (UPPP), uyku apnesi tedavisinde kullanılan cerrahi bir yöntemdir. Bu prosedür, yumuşak damağın, küçük dilin (uvula) ve bademciklerin bir kısmının çıkarılmasını içerir. Ameliyat, hava yolunu genişleterek solunum akışını iyileştirir ve uyku sırasında solunum duraklamalarını azaltır.
- Işık tedavisi: Işık terapisi belirli sağlık durumlarını, yapay ışığa maruz bırakarak tedavi etmek için tasarlanmış bir terapi türüdür. Işık terapisi seansı sırasında kişi, doğal güneş ışığına benzer yapay parlak ışık yayan, ışık terapisi kutusu olarak bilinen yapay ışığa dolaylı olarak maruz bırakılır. Işık tedavisi, sirkadiyen ritim bozuklukları ve mevsimsel duygudurum bozukluğu (SAD) gibi durumların tedavisinde doktorlar tarafından önerilebilir. Bu tedavi, biyolojik saatin düzenlenmesine yardımcı olabilir. Işık tedavisi, özellikle gece vardiyasında çalışanlar veya jet lag yaşayan kişiler için etkili olabilir.
Sık Sorulan Sorular
Uyku bozuklukları genellikle nöroloji, psikiyatri ve göğüs hastalıkları uzmanları tarafından değerlendirilir. Nöroloji bölümü, uyku bozukluklarının sinir sistemiyle ilişkili olanlarını, psikiyatri ise stres, anksiyete veya depresyon gibi ruhsal nedenlere bağlı olanlarını inceler. Ayrıca, uyku apnesi gibi solunumla ilgili uyku bozuklukları için göğüs hastalıkları bölümü gerekli tedavi yöntemlerini planlayabilir.
Uyku bozukluğu şikayetleri olan kişiler, öncelikle nöroloji veya psikiyatri bölümlerine başvurabilirler. Nöroloji bölümü, uyku bozukluklarının sinir sistemiyle ilişkili olanlarını değerlendirirken, psikiyatri bölümü ruhsal nedenlere bağlı uyku sorunlarını ele alır. Ayrıca, uyku apnesi gibi solunumla ilgili uyku bozuklukları için göğüs hastalıkları bölümüne başvurulabilir.
Gece uyuyamamak, genellikle insomni (uykusuzluk) adı verilen bir uyku bozukluğunun belirtisidir. İnsomni, stres, anksiyete, depresyon veya kronik ağrı gibi birçok farklı nedenle ortaya çıkabilir. Ayrıca uyku apnesi gibi solunum bozuklukları veya huzursuz bacak sendromu gibi nörolojik rahatsızlıklar da gece uyuyamama sorununa yol açabilir.
Uyku problemi, sıklıkla melatonin hormonu eksikliğinden kaynaklanabilir. Melatonin, uyku-uyanıklık döngüsünü kontrol eden bir hormondur. Ayrıca, D vitamini veya demir minerallerin eksikliği de uyku kalitesini etkileyebilir ve huzursuz bacak sendromu gibi uyku bozukluklarına yol açabilir.
Uyku bozukluğu, özellikle D vitamini eksikliğinden kaynaklanabilir, çünkü D vitaminin merkezi sinir sistemi ve stres hormon seviyesi üzerinde etkisi bulunur. B12 vitamini eksikliği de sinir sistemi fonksiyonlarını etkileyerek yorgunluk ve uyku problemlerine yol açabilir. Ayrıca, demir eksikliği de huzursuz bacak sendromuna neden olabilir ve bu durum uyku kalitesini olumsuz etkileyebilir.
B12 vitamini eksikliği uyku bozukluğuna yol açabilir. B12 vitamini, sinir sistemi sağlığı ve enerji metabolizması için kritik öneme sahiptir, eksikliği yorgunluk, halsizlik ve uyku düzensizliklerine neden olabilir.
Magnezyum eksikliği uykusuzluk da dahil olmak üzere çeşitli uyku problemlerine yol açabilir. Magnezyum, vücutta 300’den fazla biyokimyasal reaksiyonda rol oynayan önemli bir mineraldir. Sinir sistemi ve kas fonksiyonlarının düzenlenmesinde önemli bir rol oynar. Eksikliği uykuya dalmayı ve derin uykuya geçmeyi zorlaştırabilir.
D vitamini seviyelerinde meydana gelen eksiklik uyku bozukluklarının görülmesinde etkili olabilir. Merkezi sinir sistemi dahil tüm vücutta D vitamini reseptörleri bulunur. Bu reseptörler uyku döngüsünü kontrol eder ve derin bir uyku çekmeye yardımcı olur. Ancak D vitamini eksikliğinden dolayı bu reseptörler düzgün çalışmayabilir. Ayrıca D vitamini eksikliği, stres hormonu olarak da bilinen kortizol seviyelerinin yükselmesine neden olabilir ve bu durumda uykuyu zorlaştırabilir.
Kişilerin uyku kalitesi altta yatan bir rahatsızlık, kötü yaşam alışkanlıkları veya genetik yatkınlık benzeri faktörler nedeni ile bozulabilir. Bu durum kişilere günlük yaşamda aşırı zorluk verebilir. Uyku bozukluğu bulunan kişiler kaliteli bir uyku hijyeni için uyku bozuklukları sağlık merkezlerinden randevu alarak tedaviye başlayabilirler.