İdrar yolları taşları
İdrar yollarından taş ve kum rahatsızlığı geçiren herkes bu dönemin çok ağrılı olabildiğini bilir. 1980’li yıllara kadar idrar yolları taşları önemli bir sağlık problemi oluşturmuştur. Hastaların büyük bir kısmı cerrahi işlemlere tabi tutulmuş ve böbrek kayıpları olmuştur. Teknolojik gelişmeler bu hastalığın önemli bir sağlık problemi olmaktan çıkmıştır. Taş hastalığının tedavisi ve takibi ürologlar tarafından yapılması önemlidir
Böbrekte taşlar nasıl oluşur?
Bugüne kadar yapılan bilimsel araştırmalarda taşın kimyasal ve fiziksel yapısı hakkında yeterli bilgiler sağlanmış, fakat teknolojideki bütün ilerlemelere rağmen sebebi bugün bile tam olarak aydınlatılamamıştır. Böbrek taşlarına, normal olarak idrarın içinde bulunan tuz ve minerallerin dengesinin bozulması neden olur Taşlar böbrek içerisinde oluşan çok küçük kristallerin bir araya gelip birbirine tutunmaları sonucunda şekillenir. Bu küçük kristal parçalarının oluşabilmesi içinde taşların yapısında bulunan maddelerin idrarda yeterince bulunması ve çökmesi gereklidir. Esas olarak böbrek taşı, idrar içinde çöken kristallerin böbrek iç yüzeyine tutunmasından ve birikmesinden oluşur. Normalde idrar içinde bu kristalleşmeyi ve çökmeyi engelleyen ve İnhibitör denilen maddeler vardır. Bu inhibitörler her insanda yeterli miktarda olmayabilir ve buda taş oluşumuna yol açar. Diğer bir neden ise idrarın asidik veya bazik oluşudur. Eğer oluşan bu kristaller ve kumlar yeteri kadar küçükse idrar yollarına takılmadan ve de herhangi bir probleme yol açmadan düşerler. Böbrek taşları kimyasal yapıları bakımından birçok maddenin bileşiminden oluşmuştur. En çok görülen taş tipi kalsiyum içeren ve fosfat veya oksalat kombinasyonlu taşlardır. Bu maddeler bir insanın normal günlük gıdalarında mutlaka bulunurlar. Bunların dışında başka taş oluşturan maddelerde mevcuttur.(Ürik ait, sistin ve enfeksiyon taşları vs.). Böbrek boşluklarında oluşan ve büyüyen bu taşlar orada kalıp büyümeye devam edebileceği gibi, böbrekten çıkıp idrar kanalına da (üreter) girebilir. Bu kanalda 3 adet fizyolojik darlık mevcuttur, taşlar büyüklüklerine göre bu darlıklara takılabilir veya idrar torbasına atılabilir. 0.5 cm.nin altındaki taşların %90 nı kendiliğinden düşer 0.5 cm üzerindeki taşların idrar kanalını geçmesi ve atılması güçtür.
Taş kimlerde oluşur?
Böbrek taşları erkeklerde kadınlara göre 3 kat daha fazla oluşur. Böbrek taşı olan hastalar 5 yıl içinde başka bir taş oluşma riski %50’dir. Beslenme taş hastalığı oluşumunda önemlidir. Taş hastalığının dünyada artmasının protein ve karbonhidrattan zengin, liften fakir beslenme ile olduğu düşünülmektedir. Hayvani proteinden zengin gıdalarla beslenenler idrarla normalden fazla kalsiyum atmaktadırlar, idrardaki sitrat miktarı azalmaktadır buda taş oluşumunu artırmaktadır. Alınan su miktarı önemlidir, miktar artıkça taş oluşum riski azalmaktadır. Yine alınan yiyecek ve içeceklerin de taş oluşumu üzerinde önemli etkileri mevcut olup, bazı gıdalar taş oluşumuna yol açtığı gibi mevcut taşların da büyümesine yol açmaktadır. Taşların oluşumuna neden olan başka önemli faktörler de mevcuttur. Taşların kimlerde oluştuğu ve neden oluştuğu sorusunun cevabı oldukça karmaşıktır. Birçok faktörün bir araya gelmesi ile idrarda bazı kimyasal maddeler artmakta ve özellikle azalan idrar miktarı ile bu maddeler çökerek küçük kristallerin oluşmasına yol açmaktadır. Bu kristallerde şekillendikten sonra hızla birleşerek taşları oluşturmaktadır. Bu manada en önemli faktör alına sıvı miktarıdır. Eğer bünyesi taş oluşturmaya yatkın kişiler yeteri kadar su içmez ise (günde en az 2-3 lt.), idrar miktarı azalacak, idrar daha yoğun bir duruma gelecek ve idrardaki maddeler çökerek daha kolay ve sık taş oluşacaktır. Tam tersi olarak, yeterince sıvı alan ve idrar çıkaran şahıslarda bu maddeler çökmeden atılacak ve taş oluşum riski azalacaktır. Sıvı alımı dışında, diyet,idrar yolu enfeksiyonları, hastalıklar vs. faktörlerde taş oluşunda önemli rol oynamaktadır
Diğer faktörler;
- Diğer aile bireylerinde taş görülmesi,
- 20 ile 40 yaş arasında,
- Brushite içeren taşlar,
- Anatomik bozukluklar,
- Hiperparatiroidizm, renal tübüler asidoz, sarkoidoz,
- Diüretik, antiasit ve troid ilaçlarının kullanımı,kalsiyum ve D ve C vitamini kullanımı
- Tek böbreğe sahip olmak,
- Az miktarda lif, çok miktarda et tüketimi,
- Yeterli sıvı tüketmemek,
- Sıcak ya da soğuk yerlerde çalışmak,
- Hareketsiz bir yaşam tarzına sahip olmak ya da yatalak hasta olmak,
- Crohn hastalığı nedeniyle ileostomi ameliyatı geçirmek,
Taş hastalığının belirtileri nelerdir ?
- Özellikle yan bölgelerde olmak üzere çok şiddetli, kıvrandırıcı ağrılar
- Ağrı ile beraber bulantı ve kusma
- İdrarda kanama
- Sık tekrar eden idrar yolu enfeksiyonları
- Ailenizde taş hastalığının bulunması
- Çocuklarda karın ağrısı, iştahsızlık, idrar yolu enfeksiyonları
Böbrekte bulunan taşların en önemli belirtisi değişen derecelerde yan boşluk ağrısıdır. Ağrının karakteri sıklıkla çok şiddetli, bıçak keser tarzda olmaktadır. Özellikle böbrekten çıkıp idrar kanalına (üreter) giren taşların bu kanalda ilerlemesi sonucunda günlük aktiviteleri de engelleyen çok şiddetli ağrı gelişebilmektedir. Bu tip ağrıların sebebi taşların idrar kanalını tıkayıp, idrar akımını engelleyip, böbrek içi basıncı artırmasıdır. Ağrının şiddeti zaman, zaman artıp azalabilir. Sıklıkla sağ veya sol yan bel bölgesinde oluşan ağrılar taş(ların) bulunduğu yere göre (idrar kanalı, idrar torbası vs.) karın alt kısmına veya kasıklara doğru yayılabilmektedir. Ağrının yanı sıra idrarda taze kanama diğer önemli bir belirti olup, özellikle ağrı ile birlikte olması anlamlıdır. Yine ağrıya bulantı hissi ve zaman, zaman kusmanın eşlik etmesi de mümkündür. Taşlar idrar yollarında sıklıkla enfeksiyon sebebi de olabilmektedir.
Nasıl teşhis edilir?
Teşhiste hastanın şikayetleri yol gösterici olsa da, taşların belirlenmesinde günümüzde en sık uygulanan inceleme yöntemi ultrasonografidir. Hastalara herhangi bir uygulama zorluğu oluşturmayan, basit ve pratik bu uygulama ile idrar yollarındaki taşların çoğu tespit edilebilmektedir. Bazen hastaların şikayetleri karın ağrısı, mide ağrısı, kasık ağrısı şeklinde olabilir, bu durum başka hastalıklarla da karıştırılabilir. Tüm karın ağrılarının ayırıcı tanısında idrar yolları taşlarını akılda tutmak gerekir. Gerekli olduğu takdirde ilaçlı böbrek filmi (IVP) çektirilerek taşlar ve idrar yollarının boşlukları da görülebilmektedir. Son yıllarda yine pratik, hızlı ve konforlu bir yöntem olarak devreye giren spiral tomografi tüm taşları çok kolay teşhis edebilmektedir. Hastalara ayrıca idrar tahlili yaptırmak suretiyle idrardaki kristalleri, kanama ve enfeksiyon durumunu değerlendirmekte gereklidir.
Tedavi yöntemleri nelerdir?
Taşların oldukça önemli bir kısmı (özellikle 0.5 cm.den küçük çaptaki) kendiliğinden düşmektedir. Tedavi planı taşların bulundukları yere (böbrek, idrar kanalı, idrar torbası) sayısına veya çapına bağlı olarak değişmektedir. Yakın zamanlara kadar açık ameliyatlar çok yaygın olarak uygulanırken, teknolojideki gelişmeler sayesinde taş kırma işleminin yanı sıra modern kapalı ameliyatlar (hastanın vücudunda herhangi bir kesi yapmadan) uygulamaya girmiş ve taşların tedavisi kolaylaşarak, hastalar için zor olmaktan çıkmıştır. Hastalar daha kısa sürede hastanede yatarak, hızla günlük aktivitelerine dönebilmektedir
Taş kırma yöntemi (ESWL)
ESWL tıptaki en büyük yeniliklerden birisidir. Son 25 yıla kadar taşın büyüklüğü ne olursa olsun açık ameliyatla tedavi edilmekteydi.1980 yılında ilk uygulama başlamış ve günümüzde artık taşların tedavisinde uygulanan en kolay ve en az invaziv yöntem olarak yerini almıştır. Vücut dışında bir kaynaktan elde edilen ses dalgalarının şok dalgaları haline getirilip, taşa gönderilmek süretiyle taşın parçalanmasıdır.
Üreteroskopi
Böbrek ile idrar torbası arasında yer alan üreteri(idrar kanalı) 3 bölüme ayırabiliriz.Üst üreter kısmında kalan taşlar genellikle ESWL ile kırılırlar,nadiren başka cerrahi girişim gerektirirler.Orta ve özellikle alt üreter taşlarının tedavisinde ESWL nin kırma başarısı düşüktür.Buralara takılan taşların hemen hemen hepsi endoskopik yöntemlerle tedavi edilebilmektedir. Herhangi bir kesi yapmadan genel veya lokal anestezi altında ince fiberoptik veya metal bir özel cihazla (ureteroskop) mesaneden idrar yoluna girilir ve taşın yeri saptanır. Sonra taş küçükse özel bir cihazla yakalanıp alınır ya da taş büyükse şok dalgaları veya lazerle kırılarak parçalar dışarı alınır.
Perkütan taş cerrahisi
Modern yöntemler devreye girmeden önce böbreklerin içerisinde yer alan taşlar açık ameliyatlar yapılarak alınmaktaydı.Teknolojik gelişmeler ve modern yaklaşımlar sayesinde, günümüzde artık böbrek taşlarının çok az bir kısmı (% 1) açık ameliyat yöntemi ile alınmaktadır. Taş kırma yöntemi ile tedavi edilemeyen veya kırılsa da taş yükü çok fazla olan ve çok fazla ESWL seansı gerektiren, ESWLye dirençli olan taşların çoğunda hastalara açık ameliyat yapmadan, böbreğe endoskopik olarak tek bir kanaldan girilerek (kapalı yoldan) tedavi yapılabilmektedir. Perkütan yoldan taşın cerrahi tedavisi olarak ta isimlendirilen bu işlem sırasında ciltte açılacak küçük bir delikten böbreğe girilerek, böbrek içinde ki taşlar gözle görülebilmekte, sayısı ve büyüklükleri net bir şekilde değerlendirebilmektedir.
Açık ameliyatlar:
Yukarıda sözü edilen modern, pratik ve hastaya çok az zarar veren yöntemlerin devreye girmesi ile günümüzde idrar yollarında yer alan taşların çok az bir kısmı (%1) kadarında açık cerrahi (vücuda kesi yaparak) girişimler gerekli olmaktadır. Teknik donanım ve deneyimin olduğu merkezlerde bu tür girişimler hemen, hemen terk edilmiş durumdadır. Taşın çapının çok büyük olup böbreğin hemen tüm boşluklarını doldurduğu hastalarda bu yöntem tercih edilmektedir.
Taş hastaları neler yapmalıdır?
- Mutlak surette her gün yeteri kadar sıvı alınması (2-3 lt, 10-15 bardak)
- Sık tekrar eden taş hastalığı durumunda yiyeceklerin düzenlenmesi
- Yeterince hareketli bir hayat (düzenli yürüyüşler, eksersizler)
- Stresten uzak bir yaşam tarzının sağlanabilmesi
- 6 ayda bir idrar analizi ile ultrasonografi incelemesinin tekrarı
- Vücutta taş oluşumuna yol açan sebeplerin aydınlatılması amacıyla kan ve idrar örneklerinin incelenmesi ve gereken tedavinin başlatılması
- Mevcut taşların büyümeden gereken önlemlerin alınması ve taşların uygun yöntemler ile temizlenmesi
- Düşürülen taşların analiz amacıyla biriktirilmesi ve inceleme amacıyla bu konu ile ilgilenen deneyimli merkezlere başvurulması
Holmiyum Lazer Uygulamaları: Ürolojik hastalıklarının tedavisinde özellikle taş hastalıkları başta olmak üzere Holmiyum Lazer sıklıkla kullanılmaktadır.
Holmiyum Lazerin Kullanım Alanları:
- Başta böbrek, üreter ve mesane taşları tedavisi olmak üzere,
- Üst idrar yolu (üreter) darlıkları,
- Alt idrar yolu (üretra) darlıkları,
- İdrar yolu tümörleri,
- Dış genital organların yüzeyel lezyonların tedavisinde başarı ile kullanılabilmektedir
Kapalı Böbrek Taşı Ameliyatları
Özellikle 2 cm’in üzerindeki böbrek taşları için PERKÜTAN LİTOTRİPSİ veya PNL denilen yöntem kullanılmaktadır, bu tedavide böbrek taşları hastanın böbreğine iğne ile girilip, bu yol bir ince parmak kalınlığında genişletildikten sonra konan tüpün içinden özel aletlerle kırılarak çıkarılmaktadır. Hasta 2-3 gün hastanede kalmakta ve hemen sonrasında işine dönebilmektedir. Yeni gelişen çok daha ince aletlerle lazer kullanılarak yapılan kapalı ameliyatlara ise MİNİPNL denmektedir.