Sünnet penis glansını (uç kısmını) saran, tıp dilinde prepisyum adı verilen sünnet derisinin belirli şekil ve uzunlukta cerrahi yolla kesilerek alınması ve penis uç kısmının açığa çıkarılması işlemidir. Sünnet, bir gelenek olmasının yanı sıra dünya üzerinde en çok uygulanan cerrahi işlemdir.
Tüm dünyadaki erkeklerin ortalama %25’i dinsel, kültürel, tıbbi ya da ailevi seçim dolayısıyla sünnet edilmektedir. 19. yüzyılda, yenidoğanda rutin sünnet uygulamasına hastalıklardan korunmak amaçlı yapılmaya başlanmış ve kısa sürede özellikle İngilizce konuşan ülkelerde kabul görmüştür.
Bugün Amerika’da yenidoğan sünneti çok yaygın uygulanan bir operasyondur.
Ülkemizde sünnet dini ve sosyal bir istek olup tüm erkek çocuklarında uygulanmaktadır.
Sünnet ne zaman yapılmalıdır?
Sünnet her yaşta yapılabilmekle beraber; özellikle 4-6 yaş arasında lokal anestezi ile yapılması psikolojik travmaya neden olacağı için tavsiye edilmezken bu yaş grubunda genel anestezi altında rahatlıkla yapılabilmektedir. Son zamanlarda yeni doğan bebeklerde, cerrahi işlemin kolaylığı, bebekte yara iyileşmesinin çabuk olması, sünnet sonrası bakımın kolaylığı ve yeni doğanda henüz kişilik oluşmadığı için psikolojik travma oluşturmaması nedeniyle en ideal yaş olarak kabul edilmektedir. Fakat fimozis dediğimiz sünnet derisinin ucunun dar olması nedeniyle sık idrar yolu enfeksiyonu olursa yaş aralığına bakılmaksızın sünnet yapmak gerekir.
Sünneti kim yapmalıdır?
Ülkemizde sünnet, en eski hekimlik uygulamalarını düzenleyen kanunda belirtildiği gibi hekimler, sağlık memurları ve hatta uygun süre bir sağlık memuru ile çalışan kişilerce bile yapılabilmektedir. Günümüzde en yaygın olarak üroloji uzmanları, çocuk cerrahları ya da genel cerrahlar tarafından yapılmaktadır.
Sünnet nasıl ve nerede yapılmalıdır?
Toplum tarafından bir hayli önem verilen bir organ için yapılacak cerrahi işlemin, hastane koşullarında ve ameliyathanede yapılması doğru bir seçim olacaktır.
Yöntemleri nelerdir?
Her ne kadar sünnet uygulaması konusunda birkaç değişik yöntem mevcut ise de günümüzde uzmanların en sık uyguladığı güvenilir, yan etkileri en az olan yöntem cerrahi yöntem olup, klasik olarak sünnet derisinin cerrahi yoldan kesilerek uçların birbirine dikilmesi şeklinde yapılır.
Sünnet olacaklar nelere dikkat etmeli?
Halk arasında doğuştan sünnetli ya da peygamber sünnetli olarak bilinen hipospadias durumu varlığında kesinlikle sünnet yaptırılmamalıdır. Çünkü bu hastalarda idrar deliği olması gereken yerde değildir. Bu durumun ameliyatla düzeltilmesi gerekir ve bu tür ameliyatlarda genellikle sünnet derisi kullanılmaktadır. Ailede kan hastalığı ya da kanama hastalığı varsa çocuk hiç bir yakınması olmasa bile bir doktora başvurulmadan ve kan tetkikleri yapılmadan sünnet ettirilmemelidir. Düşme ya da diş çekimi sonrası uzun süreli kanama öyküsü olan, iğne yapıldıktan sonra veya bir darbe sonrası morarma, şişlik ve çürükleri oluşan çocuklar ile zaman zaman kendiliğinden dişeti ya da burun kanaması olan çocukların mutlaka kan testleri yapıldıktan sonra sünnet edilmeleri gerekir. Ailede bulunan kronik (müzmin) hastalıklar, önceden geçirilmiş önemli rahatsızlıklar (örn. hastanede yatmayı gerektiren) ve ameliyatlar da girişimi yapacak olan hekim tarafından bilinmelidir. Sorunları olan hastalarda sünnetten önce gerekli önlemler alınarak tehlikeli durumlar oluşmasının önüne geçilebilmektedir.
Sünnetin kesin olarak tespit edilmiş faydaları:
- Sünnet derisinin ağzı dar ise (fimozis), buna bağlı idrar yapma güçlüğü ve arkasından enfeksiyon, daha ileri dönemlerde ise tıkanıklığa bağlı yukarı idrar yollarında önemli sorunlar ortaya çıkabilir. Sünnet yapılarak bu darlık giderilebilir.
- Sünnet penis kanseri gelişme riskini azaltır.
- Cinsel yolla bulaşan hastalıkların geçişini (örneğin AIDS gibi) önler.
- Sünnetli kişilerin partnerlerinde serviks kanseri riskinin azaldığı ileri sürülmektedir.
- Sünnet idrar yolları enfeksiyonlarını 10 kat azaltır. Çünkü sünnet derisinin altında bakteri birikimi ve çoğalması varlığı engellenmiş olur.
Sünnetin tıbbi endikasyonları nelerdir?
Fimozis: Sünnet derisinin geri çekilememesi küçük yaş gruplarında fizyolojiktir. Sünnet derisinin geriye çekilmeye çalışılmasıyla ağrıyla birlikte sünnet derisinde yaralanma, yırtılma ve kanamalarla sünnet derisi ucunda aşırı skarlaşma oluşur. Oluşan bu skarlı doku halkası fimozis olarak adlandırılır. Diğer edinsel nedenler, enfeksiyonun tekrar etmesi, kötü hijyen ve sünnet sonrası aşırı nedbe dokusudur. Fimozisin ancak %5’i doğuştandır. Sünnet derisinin uçunun çapı dar olması ve işeme esnasında sünnet derisinin şişmesi tanı için anlamlıdır.
Parafimozis: Sünnet derisi ucunda oluşan ve geri çevirmeyi egelleyen dairesel skar varlığında sünnet derisi zorlanarak geriye çevrilirse fimotik halka penisin baş kısmını boğabilir. Bu durum penisin sekonder ödemine, ağrıya ve idrar yapamamaya neden olarak acil cerrahi müdahale gerektirebilir. Bu durum sıklıkla elle düzeltilir. Daha sonra normal koşullarda sünnet yapılır. Elle normal haline döndürülemez ise acil sünnet yapılır.
Balanopostit: Penis ucunda glans ve sünnet derisinin birlikte ihtihabi durum göstermesidir. Kızarık ödemli prepisyumla birlikte prepisyum orifisinden seropürülan akıntı görülür. Patolojinin akut dönemdeki tedavisinin ardından erken dönemde sünnet önerilir.
Travma: Fermuar içine sıkışma veya sünnet derisinin diğer nedenlerle yaralanmasında acil sünnet uygulanır.
Ürolojik anomali varlığı: Sık idrar kültürü alınması gereken veya konservatif takipteki böbreğe idrar kaçışı olan (vesiküloüreteral reflü) hastalarda sünnet yapılmasında fayda vardır.
Anatomik bozukluk saptanamayan üriner sistem enfeksiyonlu çocuklarda sünnet önerilmektedir. Sünnetli çocuklarda üriner sistem enfeksiyon oranı %0.1-0.2 iken sünnetsizlerde bu duruma %1.1-4.2 oranında rastlanılmaktadır.
Komplikasyon ve sakıncalar
İşin uzmanı olmayan kişilerce yapılan sünnetlerde oluşabilecek sorunlar şunlardır:
Kanama: Normal veya kan hastalığı olan çocuklarda uygun olmayan tekniklerle yapılan sünnetlerde ya da sünnet sonrası travmayı takiben gözlenir. Normal çocuklarda ikinci bir cerrahi işlem yeterli iken kan hastalığı olan çocuklarda bazen çok geç kalınabilinir.
Şekil bozukluğu: Uygun olmayan teknik ya da işin uzmanı olmayan kişilerin yaptığı sünnetlerde gözlenir. Şekil bozukluğu kabul edilebilir sınırlarda ya da aile ve çocuğu rahatsız etmeyecek düzeylerde ise adolesan çağına kadar beklenir. Adolesan çağı sonrası şekil bozukluğu azalmamış ya da kaybolmamışsa tekrar sünnet gerekir.
Kalıcı sakatlık: Aşırı doku kaybı ya da koter ile aşırı yanık olmuş ise gözlenir. Çeşitli estetik ameliyatlarla kısmen düzeltilme yapılabilse de fonksiyon kayıpları düzelmez.
Kötü nedbe dokusu: Yara uçları dikilmeyip kendi kendine iyleşmeye bırakılmış çocuklarda gözlenir.
Enfeksiyon ve bulaşıcı sarılık: Gerekli antisepsi koşullarının sağlanamadığı evde ya da toplu olarak açık alanda yapılan sünnetlerde daha sık görülür. Özellikle toplu sünnetlerde Hepatit B, C ve HIV enfeksiyonu görülebilir.
Peygamber sünneti: İdrar deliğinin daha aşağıda olduğu çocukların sünnet yapılması ile bu çocukların ameliyat şansını kaybetmesi ya da çok daha ciddi bir kaç ameliyat olması gerekebilir.
Glans penis yaralanması: Glans penis parsiyel ya da komplet olarak yaralanabilir. Parsiyel kesiler kolay düzeltilebilirken, komplet yaralanmalarda önemli sorunlar yaşanabilir.
Meatal Stenoz: Frenilum arteri kesilmesi ile veya bezli çocuklarda gelişebilen meatal ülserler nedeniyle meatal darlık gelişebilir.
Üretral Fistül: Sünnet sırasında üretranın yaralanması sonucu üretrokütanöz fistül gelişebilir. Cerrahi olarak düzeltilmesi gerekir.
Sünnet derisinin yetersiz kesilmesi: Bu durumda sünnet ile amaçlanan görünüm sağlanamaz.
İdrar retansiyonu: Sünnetten sonra yapılan bandajın çok sıkı olması nedeniyle idrar çıkım güçlüğü yaşanabilir ve bu durum idrar yolu enfeksiyonuna ve böbrek hasarına yol açabilir.