Reflü hastalığında her bir tetkikin yeri ayrıdır. Çoğunluğu oluşturan atipik reflülerde (% 60) PH-metre en hassas ve değerli tanı yöntemidir. Tipik şikayetleri olan ve endoskopide yutma borusu alt ucunda bariz tahribat gözlenen eroziv reflü hastalığında ayrıca PH metre tetkiki şart değildir. PH metre atipik şikayetleri (örneğin geniz ve akciğer şikayetleri) ön planda olup, endoskopide de net olarak reflü durumunu ortaya koyamadığımız non-eroziv hastalarda kesin tanı için mutlak gerekliliktir. Bazen de anti-reflü cerrahisinden sonra ameliyat başarısını değerlendirmede kullanılır.
PH-metre ölçümü, hastanın yemek borusunun içine ince bir kateter yerleştirilerek, yemek borusunun alt ucuna kaçan asit miktarını 24 saat boyunca sürekli ölçme esasına dayanan bir yöntemdir. Bu sayede elektronik olarak o kişide gün içerisinde kaç kez asit reflüsü olduğu ve bunun her seferinde ne kadar sürdüğü ve en önemlisi hastanın reflü şikayeti olduğu anda bunun gerçekten reflüden kaynaklanıp kaynaklanmadığı net olarak ortaya konulur. Yani reflü tanısı objetif kriterlere dayandırılmış olur.
pH-metre tetkikinden en az 1 hafta önce tüm mide ilaçlarının kesilmesi testin güvenilirliği açısından şarttır. Test günü hasta aç gelir. İşlem hasta uyutulmadan yapılır, zira hastanın kateteri yutarken bilinçli bir biçimde bize yardımcı olması gerekmektedir. Yutma işlemin çok kolay olduğu söylenemez ama tamamen acısız ve ağrısızdır. Kateterin yerleştirilmesi sadece birkaç dakika sürer. Burun ve geniz lokal anestezi ile uyuşturulduktan sonra 1-2 mm kalınlıktaki kateter burundan yemek borusunun alt ucuna doğru ilerletilir. Kataterin burundan çıkan kısmı elektronik bir aygıta bağlanır. Kısa bir eğitim verilen hasta, daha sonra günlük işlerini yapmak üzere gönderilir. Hasta kendisine öğretildiği şekilde, aletin üzerindeki düğmelere basarak gün içerisindeki aktivitelerini, yemek yediği ve şikayeti olduğu anları işaretler. 24 saat sonunda da hasta aletten ayrılır ve veriler özel bir bilgisayar programında değerlendirilir.