Burun estetiği, Türkiye’de yapılan estetik amaçlı ameliyatlar arasında en ön sırada bulunmaktadır. Artan estetik ameliyatlarla birlikte burun estetiği ameliyatlarında da ciddi bir artış bulunmaktadır. Çok yapılmasına rağmen en zor estetik ameliyatlar da rinoplasti ameliyatlarıdır.
Kalıcı, iyi ve estetik sonuçlara ulaşmak, var olan nefes sıkıntısını çözmek ya da sonradan nefes sıkıntısı oluşmaması ana amaçtır
Günlük hayatımızda, insanlarla yüz yüze geldiğimizde en çok dikkat çeken bölgemiz yüzün tam ortasında bulunan burundur. Estetik olarak çok önemli bir organ olan burun, nefes alma, koku alma, solunan havanın nemlendirilmesi, ısıtılması, solunan havadaki yabancı partüküllerin filtrelenmesi ve sesimizin bize özgü olması fonksiyonları sağlaması ile hem estetik hem de sağlık açısından son derece önemlidir. Sonradan olan burun travmaları sonrası ya da genetik olarak, burun şeklinde bozukluk, eğrilik, darlık olabilir. Şekil bozuklukları, nefes alma, uyuma gibi normal fonksiyonları etkileyebildiği gibi bir başkasıyla konuşurken burnunuzu incelediği, burnunuzun çirkin olduğu ve yüzünüzle uyumlu olmadığı, gün içinde sık sık aynada burnunuzu inceleme ihtiyacı durum veya hisleri yaratabilir. Bu durum ve düşünceler insanların günlük hayatında ciddi zaman kaybı, konsantrasyon eksikliği ve mutsuzluk yaratabilir. Normallik ve güzellik algılarının değişmesi ve gelişmesi ile rinoplasti ameliyat isteğini artırmaktadır. Burun dokusu dışta cilt, alın bölgesi ile birleştiği yerde nazal kemikler, uç kısım şekil oluşmasını sağlayan kıkırdaklar ve içte buruna destek sağlayan ‘septum’ denilen kıkırdak-kemik yapı, içeride de mukoza yapısından oluşur. Bu yapılardaki bozukluklar nedeniyle çeşitli bozukluklar olabilir ve ameliyat planı deformitenin olduğu yapıya göre planlanır.
- Burnun dış kısım şekil bozukluğu mevcut ise, sadece estetik amaçlı olan ‘rinoplasti’ ameliyatı,
- İç kısımdaki septumda problem varsa daha çok fonksiyonel olana; yani nefes alma problemlerini düzeltmeye yönelik ‘septoplasti’ ameliyatı,
- Nefes alma sırasında burun kanatlarında yapışarak nefes problemi oluyorsa ‘nazal valf’ cerrahisi,
- Burun içinde et denilen konka dokularda nefes sıkıntısına yol açan büyüme mevcutsa ‘nazal konka cerrahisi’ ,
- Septumda sağdan sola delik varsa ‘septal perforasyon onarımı’ uygulanır.
Burun iç kısım ve dış görüntü problemleri birlikte izlendiğinde bu ameliyatlar aynı seansta yapılır
Burundaki yapılar birbiri ile bağlantı içinde olduğundan, birinde olan deformite diğerlerine de yansımaktadır. Birbirine yaslanarak devrilen domino taşları gibi pek çok deformite aynı anda izlenmektedir. Sadece tek bir yapı göz önünde bulundurularak yapılan cerrahi genelde diğer deformitenin ön plana çıkmasına belki de kötüleşmesine sebep olabilir. Bu nedenle burun iç ve dışı bir bütün şeklinde değerlendirilmeli ve cerrahi tedavi bütün olarak aynı seansta gerçekleştirilmelidir. Örneğin burun dışında bulunan bir eğrilik, içindeki septum denilen kıkırdaktaki eğrilikle beraberdir. Bu eğrilik burun deliklerinde sıklıkla konka büyümesi de yapar. Böyle bir hastada ‘septorinoplasti ve konka cerrahi’ aynı seansta yapılmalıdır. Zaten tek başına dış eğriliğin düzeltilmesi, burun içindeki septum düzeltilmeden mümkün de olmamaktadır.
Burun ameliyatları ‘açık’ veya ‘kapalı’ şekilde yapılmaktadır.
- Açık burun ameliyatlarında, burun deliklerini dışından ortadan ikiye ayıran ‘kolumella’ adlı yapıda cilt kesisi yapılarak burun içi dokulara ulaşılır ve septoplasti veya rinoplasti ameliyatı gerçekleştirilir. Kolumella bölgesine ameliyat sonrası dikiş atılacağından iz kalma riski mevcuttur.
- Kapalı burun ameliyatlarında ise burun deliklerinden içeri girilerek bazı noktalarda mukozada kesiler yapılarak burun içi yapılara ulaşılır ve ameliyat yapılır. Burun dış kısmında kesi ve dikiş olmayacağı için iz kalma riski yoktur. Bu açıdan hastalar tarafından daha çok tercih edilmektedir.
Ameliyatta seçilecek teknik hastadaki deformiteye, hastanın tercihine ve cerrahın tecrübesine göre değişmektedir
Burun ameliyatları, lokal anestezi altında da yapılmasına rağmen hasta konforu açısından genellikle genel anestezi tercih edilmektedir. Ameliyat deformitenin durumuna göre 30 dakika ile 2 saat arası sürebilmektedir. Ameliyat sonrası genelde hastanede kalmak gerekmese de hekim ve hastalar 1 gece hastanede gözlem altında bulunmayı tercih etmektedirler. Ameliyattan çıktıktan sonra hastalarda ilk sıkıntı yaratan durum burun içinde bulunan, değişik özellikleri bulunabilen tamponlar dolayısıyla burundan nefes alamama, dolayısıyla ağızdan nefes alma zorunluluğu ve boğaz kuruluğu gelişmesidir. Burun içi kanamayı azaltması ve kıkırdak ve kemik yapılara destek sağlaması açısından tamponlar önemli malzemelerdir. Bu tamponlar ameliyat sonrası 1 ile 7 gün arası burunda kalır ve çıkarılır. Hastaların ameliyat sonrası takipte çekindikleri en önemli pansumanlardan bir tanesi de tampon çıkarılma işlemidir. Kaliteli ve yağlı tamponların kullanılması ile hastalar bu sürecin korktukları kadar olmadığını görmektedirler. Tamponlar çıkarıldıktan sonra nefesle ilgili sıkıntılarının düzeldiğini belirten hastalarda 1-2 gün içinde burunda yeniden tıkanma izlenebilir. Burun içi baskı yapıcı tamponun çıkarılmasından dolayı, ameliyat nedeniyle travmatize olan dokularda ödem, şişkinlik gelişeceğinden nefes sıkıntısı olabilir. Bu şişkinliğin geçmesi 4 haftayı bulabilir.
Ameliyat sonrası
Bulantı, kusma, ağrı sıklıkla görülen durumlardır. Burun içinden bir miktar sızıntı da normal olarak izlenir, telaş edilecek bir durum değildir. Enfeksiyon ve septal hematom denilen durumlar da hiç yok denecek kadar nadir izlenebilecek komplikasyonlardandır. Ameliyatta düzeltilen cilt, kıkırdak ve kemik dokuların miktarı ve yapılan işlemin kapsamına göre ameliyat sonrası göz ve burun etrafı şişlik ve morarma olabilir. Morluklar ve şişliklerin çoğu 7-10 gün arasında geçmektedir. Hastalar 1 hafta içinde işlerine dönebilirler. Fakat burun üzeri şişliklerin geçmesi daha uzun sürer. Bu detayları ameliyatı yapacak doktorla ameliyat önce detaylı olarak görüşmekte fayda vardır.
Özellikle rinoplasti ameliyatlarında, yeniden şekil verilen burun üzerine alçı konularak belli bir şeklide kalması sağlanır. Bantlarla yüze tutturulan bu alçı ameliyat sonrası 7. gün çıkarılır ve ince bantlarla pansuman yapılır. Şişliklerin azalması ve dokuların oturması için hastaya parmakla masaj öğretilir. İdeal olarak tüm şişliklerin geçmesi ve burun şeklinin oturması 6 aylık bir süreyi kapsar. Rinoplasti ameliyatları sonrası en az 6 ay boyunca burun bölgesini her türlü darbeden korumak gereklidir. Her şeyin abartılısı zararlı ve çirkin olduğu gibi rinoplasti ameliyatlarında da doğal dışı istek ve cerrahilerden kaçınmak gerekir. Uç kısmı aşırı kalkık, yüz yapısıyla uyuşmayan küçük bir burunla sonuçlanan rinoplasti ameliyatları artık istenmeyen sonuçlardır. Bunun yerine hastanın yüz kemik ve cilt yapısına uygun, estetik ameliyat olduğu belli olmayan, tek bir elden çıkmış standart burun estetiği ameliyatı olmuş görüntüsü vermeyen daha doğal görünüm veren rinoplasti ameliyatları önerilmektedir.
Ameliyat sonrası burnum düşer mi?
Estetik burun ameliyatları öncesi en sık sorulan sorulardandır. Rinoplasti ameliyatlarında fazla olan kıkırdak ve diğer dokular çıkarılıp atılmamalı, özellikle burun desteği sağlayan içteki septal kıkırdak korunmalı ve gerekli olduğu takdirde kıkırdak greftler kullanılarak burun uç kısmına destek sağlanmalıdır. Böylelikle burun uç kısmında çökme izlenmemekte, daha sağlam burun yapısı oluşturulmaktadır.
Daha önceden başarısız burun ameliyatı olmuş iseniz
Burun içinde destek kıkırdak yapı kalmamış hastalarda ya da ciddi travmalar sonrası burun kıkırdakları çok parçalanmış hastalarda rinoplasti ameliyatı sırasında kulak kıkırdağı ya da kaburga kıkırdağı kullanılarak burun çatı, septum veya diğer noktaların yeniden oluşturulması gerekebilir. Bu karar hasta değerlendirilerek hastayla birlikte ameliyat öncesi verilir. Burun ameliyatları uzun dönem görülebilecek komplikasyonlar septum perforasyonu, burun içi yapışıklık oluşması, nefes sıkıntısı, şekil bozuklukları, yeniden cerrahi ihtiyacı olarak sıralanabilir. Türkiye’de en sık yapılan estetik ameliyatlarından olan rinoplasti ameliyatları sonrası en iyi ellerde bile cerrahi rötuş ihtiyacı olabilmektedir. Ameliyat öncesi hastanın istekleri, cerrahi olarak yapılabilecekler ve hastanın yüzüne yapılması uygun olan cerrahi yöntem hakkında detaylı bilgilendirme yapılmalıdır. Hastanın beklentilerinin gerçeğe uygun olup olmadığı iyi değerlendirilmelidir.Bu sayede hasta-cerrah iletişimi daha iyi olur ve ameliyattan beklenti ve ameliyat sonrası memnuniyet değerlendirilmesi daha iyi yapılır.