Dünya Sağlık Örgütü’nün “Sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı veya anormal yağ birikimi sonucunda ciddi sağlık sorunlarına yol açan durum” olarak tanımladığı obezite; normalde, yetişkin erkeklerde vücut ağırlığının ortalama %15-20’sini, kadınlarda ise %25-30’unu yağ dokusu oluştururken, bu oranın erkeklerde %25, kadınlarda %30’un üzerine çıkmasını obezite olarak adlandırılıyor. İnsanların kilo problemleriyle birlikte, vücudunda gelişen çeşitli hastalıkların ciddi risk oluşturması sonucu yapılan obezite ameliyatları hakkında Hisar Intercontinental Hospital Obezite ve Metabolik Cerrahi Bölümü Uzmanları bilgi verdi.
Obezite kiloyla birlikte hayati tehlike yaratabilecek hastalıklara yol açıyor
Obezite, sadece çok yemekten kaynaklanan bir sorun olmadığı gibi basit bir şişmanlık ve kozmetik sorun olarak görülmemektedir. Diyabet ile başlayan, kardiyovasküler hastalıklar, damar sertliği, safra kesesi hastalıkları, eklem hastalıkları gibi hayati tehlike yaratabilecek hastalıkları tetikleme özelliğine sahiptir. En önemlisi de obezite kanserle doğrudan ilişkilidir. Obeziteye sebep olan beslenme alışkanlıkları, kansere yol açan sağlıksız alışkanlıklarla da birliktelik gösterir. Meme kanseri, bağırsak kanseri, mide kanseri daha çok obez insanlarda görülmektedir.
Vücut kitle endeksi ölçümü ile obezite tipi belirleniyor
Vücuttaki yağ miktarından çok yağın vücuttaki dağılımının nasıl olduğu önemlidir. Erkeklerde daha çok görülen ‘elma tipi’ obezitede, yağ vücudun üst kısmında yani bel, üst karın ve göğüs bölgelerinde toplanırken, kadınlarda daha sık görülen ‘armut tipi’ obezitede, vücudun alt bölümünde, yani kalça, uyluk ve bacaklarda toplanmaktadır. Vücut kitle indeksi (VKİ) dışında bel çevresi ölçümü, bel/kalça oranı gibi ölçümler de yapılarak, obezitenin tipi netleştirilir. Bel/kalça çevresi erkeklerde 0,9, kadınlarda 0,8’den az olmalıdır. Bel çevresinin erkeklerde 94 cm, kadınlarda 80 cm üzerinde olması kalp damar hastalıkları riskini artırmaktadır.
Ciddi obezite sınıfına giren kişilere cerrahi müdahale yapılıyor
Vücut kitle indeksine (VKİ) göre tanımlanır ve sınıflandırılır. VKİ vücut ağırlığınızın (kilogram cinsinden) boy uzunluğunuzun (metre cinsinden) karesine bölünmesi ile elde edilir.
- VKİ 25-30: Kilolu
- VKİ 30-35: Evre 1 Obez
- VKİ 35-40: Evre 2 Obez
- VKİ >40: Evre 3 Obez; Morbid Obez
- VKİ>50: Süper Obez
- VKİ>60: Süper Süper OBEZ
Evre 3 ve yukarısı, obeziteye bağlı komplikasyonların en ciddi oranda görüldüğü sınıflar olduğundan ölümcül obezite olarak da adlandırılırlar. Bu hastaların ilaç ve diyetle ciddi anlamda kilo vermesi çok zordur, cerrahi tedavi seçeneğinin gündeme gelmesi gerekebilir.
Bazen VKİ 35-40 arasında olan hastalara da; eğer eşlik eden ciddi ve kontrol edilemeyen bir rahatsızlıkları varsa diyabet, hipertansiyon veya kalp rahatsızlığı gibi, obezite ameliyatları önerilebilmektedir.
Laparoskopik cerrahi yöntemi ile hasta daha çabuk iyileşiyor
Ana amacı mide hacmini küçültmek olan obezite cerrahisi için sadece küçük kesilerden yapılan laparoskopik cerrahi ile hastalara açık cerrahiye kıyasla daha konforlu bir iyileşme dönemi sunulur.
Obezite ameliyatlarında uygulanan yöntemler:
- Mide Botoksu: Mide botoksu endoskopik olarak uygulanan, midenin belli alanlarına, belli derinlikte botilinum toksini enjekte edilmesiyle mide hareketlerinin yavaşlatılmasının hedeflendiği ameliyat dışı obezite tedavilerinden biridir. Amaç tokluk hissi yaratmak ve acıkma hissini azaltmaktır.
- İntra-gastrik balon uygulaması: (Mide Balonu) Endoskopi ile yapılan yatış ve genel anestezi gerektirmeyen bir yöntemdir. Mide içerisine yerleştirilen ayarlanabilir bir balon ile mide hacmi küçültülerek kişide tokluk hissi oluşturulur.
- Gastrik Bant: (Mide Kelepçesi) Ayarlanabilir silikon gastrik bant metoduyla yemek borusuyla midenin birleştiği yere silikon bant takılır ve bu bant yardımıyla kişinin yemek alımı azaltılır. Laparoskopik yöntemle uygulanan mide bandı küçük kesiler aracılığıyla yapıldığı için hasta çok kısa sürede günlük hayatına dönebilir ve 18-24 ay içerisinde fazla kilolarının yüzde 60-80’ini kaybedebilir. Hastanın ameliyat sonrası dönemde doktor ve diyetisyen ile uyum içinde olmasını gerektirir.
- Gastrik Sleeve: (Tüp MİDE) Midenin hacminin küçültülmesi ve hastanın çok az gıdayla tokluk hissetmesi hedeflenir. Bu amaçla midenin belli bir bölümü cerrahi işlemle çıkarılır ve geriye tüp şeklinde bir mide bırakılır. Ayrıca midenin açlık hormonu salgılayan bölümü de çıkarıldığı için hastada açlık hissi oluşmaz. Hasta çok kısa sürede günlük hayatına dönebilir Ameliyattan sonra küçük hacimlerde gıda alınmasıyla hastalar kolayca doygunluk hissedebilir ve bir süre sonra bu iştah kaybına dönüşür. Ameliyattan sonraki birkaç yıl içinde kilo fazlasının %80-90’ını kaybedebilir.
- Gastrik By-pass: Midenin büyük bir bölümü by-pass edilerek küçük hacimli bir mide oluşturulur ve ince bağırsaklara dikilir. Bu şekilde gıdanın normal yolu izlemesi engellenerek bilinçli bir emilim bozukluğu yaratılır. Bu tip ameliyatlardan sonra hastaya gerekli vitamin ve mineral takviyesi yapılarak, bir hafta içerisinde evine dönmesi sağlanır.