Sürfaktan Eksikliği Nedir? Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Yenidoğanlarda solunum sisteminde oluşan birtakım hastalıkların temelinde sürfaktan eksikliği bulunur. Özellikle erken doğan bebeklerde doğumdan sonra ilk birkaç saat içinde sürfaktan içeren sıvı eksikliği bazı bulgularla ortaya çıkar. Bu bebekler için birebir takip ve hemen yoğun bakım desteği gerekir. Erken doğan bebeklerin solunum sisteminde sürfaktan bulunmaması kaynaklı oluşan hastalığa ‘’Respiratuar Distres Sendromu’’ denir. Bir diğer ismiyle bu hastalık ‘’Hyalen Membran Hastalığı’’ olarak da bilinir. Tecrübeli pediatristlerin eşlik ettiği erken doğumlarda bebekteki ilk birkaç dakika ya da saat içindeki belirtiler takip edilerek erken tanı konulabilir. Bu nedenle yenidoğan çocuk doktorunun ve yenidoğan ünitesinin olduğu klinikler hem erken tanıda hem de erken doğumdaki doğru tedavide oldukça etkilidir. Alanında uzman yenidoğan yoğun bakım ünitesi ekibi ile akut respiratuar distres sendromu hastalığı doğru takip ve tedavi ile çözüme kavuşabilir.
Yenidoğan Bebeklerde Sürfaktan Eksikliği Neden Meydana Gelir?
Sürfaktan solunum sisteminin sorunsuz işlevini yerine getirmesi için bebeğin gelişimini tamamladığı embriyonik dönemden itibaren salgılanmaya başlayan bir maddedir. Sürfaktan, gebeliğin henüz 20. haftasındayken sentezlenmeye başlar. Gebeliğin 20 haftasında üretilmeye başlasa da alveoller arasına inmesi ve tam olarak işlev kazanmaya başlaması ve depolanması 24. haftayı bulur. Bu madde alveoller arasındaki yüzey gerilimini en aza indirmek için vücudun ürettiği bir lipoprotein maddedir. Yapısında %90 oranda lipid (yağ), %10 oranda protein vardır.
Akciğerlerin iç yapısında alveol denen kesecikler solunum sisteminin temel taşını oluşturur. Alveoller, akciğerin içinde dallar oluşturarak devam eden küçük kesecikler şeklindedir. Birçok yapıda ve birbirine bitişik üzüm taneleri gibi olması nedeniyle her soluk alışverişte şişip sönerler. Bu da akciğerin hareketini sağlar. Ancak bu olay sırasında alveollerin teması, bir çeşit sürtünmeye neden olur. Bu durum akciğerde yüzey gerilimi yaratır. Doğal olarak oluşan bu olay soluk alış verişi için negatif etki oluşturup alveollerin şişmesini engeller. Sürfaktan ise yüzey gerilimini kaygan yapısıyla en aza indirerek alveollerin içinin hava ile dolup soluk alışverişinin sağlıklı olarak gerçekleşmesini sağlar.
Embriyonik gelişim sürecinde akciğerler solunum yapan organlar değildir. Bebek göbek kordonundan gaz alışverişi ile solunum yapar. Akciğerler doğumda aktifleşip şişmeye başladığı an bebeğin ilk soluk alma olayı gerçekleşir. Embriyonik dönemde akciğerlerin içi sıvı doludur. Bu gelişim sürecinde solunum sisteminde ilk olarak sürfaktan sentezlenmeye başlar. 35. haftada yeterli sürfaktan salgılanmaya başlanarak bebeğin doğumda normal olarak soluk alıp vermesini sağlar. Sürfaktan alveoller arasında boşlukta yer alan alveoler tip 2 hücreleri tarafından sentezlenir. Doğumda bebeğin ilk soluk alışverişinin sürfaktan sayesinde normal olarak gerçekleşmesi beklenir.
Anne karnında geçen süre azaldıkça bebeklerde yenidoğan hastalıklarının ortaya çıkma oranı artar. Sürfaktan maddesinin yetersiz sentezlenmesi ile oluşan hastalıklar ve solunum sıkıntıları da bebeğin anne karnında yetersiz süre geçirmesi ile orantılıdır. Ancak bunun dışında pek çok neden prematüre bebeklerdeki sürfaktan eksikliğini açıklayabilir. Sürfaktan eksikliği ile oluşan solunum sorununun kaynağında en sık şunlar vardır:
- Annenin geçmişte birden fazla gebelik öyküsü
- Annede diyabet öyküsü
- Kordonun geç ya da erken kesilmesi
- Sezaryen doğum
- Çoklu doğum
- Önceki gebeliklerde respiratuar distres öyküsü olması
- Bebekte nabız alınamaması (asfiksi)
- Düşük doğum ağırlığı (1250 gramdan daha az olgular sık)
- Sepsis
- Bebeğin mekonyum aspirasyonu
- Sürfaktan sentezi sağlayan gende mutasyon
Sürfaktan eksikliği görülmesinde en temel neden prematür bebek öyküsü olsa da bunların yanında doğum sırasında ve gebelikte oluşan durumlar da sürfaktan eksikliğine yol açabilir. Ayrıca erkek prematüre bebeklerde sürfaktan eksikliği kaynaklı solunum sıkıntısı daha sık görülür.
Doğumda meydana gelen sürfaktan eksikliği kaynaklı oluşan solunum sistemi hastalığına ise akut respiratuar distres sendromu denir. Yenidoğan bebekte birkaç saat içinde bulguların ortaya çıkması ile uzman bir hekim tarafından fark edilmesi ve ivedilikle tedavi edilmesi gerektiği için akut gelişen bir hastalıktır. ARDS olarak kısaltılan ve sürfaktan eksikliği nedeniyle oluşan hastalık olarak da açıklanabilir. ARDS gibi prematür bebeklerde tanının ve tedavinin zamanla yarıştığı hastalıklar için durumu gözleyen tecrübeli bir hekim varlığı çok önemlidir. Özellikle erken doğum vakalarında doğuma da eşlik edecek bir çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı ya da cerrahı olması, kliniklerin yeterliliğini gösteren bir faktördür. Çünkü ARDS gibi akut hastalıklar hemen uzman tarafından kolay fark edilebilir ve bebek doğru tedavi ile kalıcı sağlık sorunu yaşamadan tedavi edilebilir.
Sürfaktan Hangi Tedavi Yöntemlerinde Kullanılır?
Sürfaktan eksikliği doğumdan sonra ilk birkaç saatten ilk 2 güne kadar fark edilebilir. Bu sorun genellikle yenidoğan vakalarında daha fazla olduğu için yenidoğan bebeklerde normal şartlarda yoğun bakım gözlemi olmalıdır. Yenidoğan yoğun bakım ünitesi içeren yeterli donanım ve hekim desteği sunan kliniklerin verdiği hizmetlerde takipte olan bebek her dakika izlem altındadır. Bebekte kritik süreç birebir izlenerek sürfaktan eksikliği ile oluşabilecek respiratuar distres sendromu erkenden fark edilebilir. İzlem altındaki bebeklerde bu hastalık aşağıdaki bulguların biri ya da birden fazlası ile ortaya çıkıp alarm verebilir:
- Doğum sonrası takipne (hızlı, sık ve yetersiz soluma)
- Siyanoz (Morarma)
- Kuru öksürük
- Nefes alıp vermeye çalışırken hareketlilik
- Hipoksemi (Kanda oksijen yetersizliği)
- Akciğer röntgeninde buzlu cam görüntüsü
Bu belirtiler doğumun ilk dakikalarında ortaya çıkabilir. Genelde ilk 4 saatte tam olarak bulgular gözlenir. Belirtilerin 24 saatten uzun sürmesi, anne ve babadan alınan öykü, bebeğin akciğer röntgeni, laboratuvar testleri ile ARDS tanısı kesinleşir. Tanı konulması ile birlikte tedaviye başlanması hem sağkalım şansını arttırır hem de kalıcı bir hasar olması ihtimalini en aza düşürür. Tedavi veren hastanenin şartları, yeterli tetkikler ve tahliller yapılması, uzman bakış açısı ile sonuçların doğrulanması bu nedenle çok önemlidir.
Sürfaktan tedavisi erken doğum RDS sorununda sağkalımı %90 ve üzerine çıkarabilir. Ancak bebeğin sürfaktan eksikliği ile doğumundan önce annede doğum öncesi tedaviler de işe yarayabilir. Profilaktik tedavi olarak (bebekte hastalık riski varken hastalık meydana gelmeden engelleme) anneye steroid uygulanabilir Erken doğum riski olması durumunda steroid tedavisi etkili olabilir.
Doğumdan sonra yenidoğan yoğun bakım ünitesinde bebeğe solunum desteği verilmelidir. CPAP ya da IPPV solunum desteği cihazları ile bebeğe herhangi girişimsel bir cerrahi yapılmadan devamlı oksijen desteği sunulur. Oksijen saturasyonu %90-95 arasında tutulmalıdır. Bu durumun bebekteki morbiditeyi ciddi oranda azaltır. Tedavide en önemli basamak sürfaktan verilmesidir. Yapılan çalışmalara göre ARDS için doğal sürfaktan preparatları kadar etkili bir medikal tedavi yoktur. Erken doğum gerçekleşen her operasyonda ortamda sürfaktan preparatları bulunmalıdır ve uzman doktor tarafından gerektiği şekilde uygulanmalıdır. Özellikle doğum gerçekleştikten sonra en kısa sürede uygulama yapılması gerekir. Solunum desteği alan bebekte stabil solunum varsa 2. doz uygulanmayabilir. Ancak beklenen değerler henüz yakalanmamış olduğunda solunum desteği devam ettirilerek en az 2 saat sonra tekrar dozu uygulanabilir.
Sürfaktan tedavisi ile birlikte yenidoğanın ihtiyaç duyduğu besin sağlanmalıdır. Normal miktardan daha fazla sıvı alımı önerilebilir. Bu dönemde bebek anne sütünü nazogastrik ya da trakeal sonda ile alabilir. Ayrıca elektrolit desteği ve diğer medikal destek tedavileri için damar yolu açılabilir. Bebeğin küvöz sıcaklığı 36,5-37,5 derecede tutulur. Solunum stresi, uzman bir ekip eşliğinde oksijen takibi, beslenme ve sıvı desteği yapılarak tedavi edilir.
Sıkça Sorulan Sorular
Sürfaktan Eksikliği Yalnızca Yenidoğan Bebeklerde mi Görülür?
Sürfaktan eksikliği ve buna bağlı solunum stresi sorunu neonatal (yenidoğan) hastalığı grubu içerisindedir ve tedavi edilmediğinde ciddi sonuçlar doğurur.
Kalıcı Bir Hastalığa Yol Açar mı?
ARDS hastalığının teşhisindeki gecikmeler ve yetersiz tedavi en başta ölüme sürükleyen bir tablo doğurur. Erken doğum vakalarında ölüm ve solunum stresi nedeni olan en önemli neden sürfaktan eksikliğidir. Bu nedenle kalıcı hastalıklara yol açan bu durumun tedavi edilmesi için için en önemli gerekçe bebek ölümünü engellemektir.
Sürfaktan Eksikliği Yalnızca Prematüre Bebeklerde mi Ortaya Çıkar?
Sürfaktan eksikliği prematüre bebeklerde daha fazla ortaya çıkmakla birlikte normal doğum haftasında olan bebeklerde de görülebilir. 28 hafta altı bebeklerde ARDS görülme sıklığı %93 olarak ciddi bir orandadır. Bu oran normal doğum haftasındaki bebeklerde oldukça azdır ama yine de görülebilir.
Sürfaktan eksikliğinin yarattığı solunum stresi sıkıntısı tedavi edilebilir bir sorundur. Erken doğumlarda en sık ölüm nedeni olan sürfaktan eksikliği ve bunun neden olduğu akut respiratuar distres sendromu hastalığını doğum anında teşhis etmek, öncesinde risk varsa hastalığı engellemek için uzman doktor izlemi gerekir. Alanında tecrübe kazanmış, hastaya güven veren ve tedavi sürecinde hastayı da etkin kılan hekimler ile ARDS gibi hastalıklar çözülebilir. Ayrıca yeterli ilaç, teknik ve cerrahi destek sunan klinik hizmeti bu tedavide önem kazanır. ARDS gibi erken teşhis edilerek tam olarak başarılı tedavi imkanı olan hastalıklar için danışmanlık almak, hastalık oluşmadan engellemek için kliniğimizden hemen randevu alabilirsiniz.