Gençlerde Bel Ağrısına Dikkat!
Bel ağrısı tüm dünyada oldukça yaygın bir problem olup zaman içinde daha sık görülmektedir. Erişkin toplumun en az %10’unda çeşitli nedenlerle gelişen kronik bel ağrıları olabilmektedir. Klinik olarak önemi olmayan ve kısa sürede geçmesi nedeni ile bel ağrısı sıklıkla önemsenmez. Ancak bu ağrıların bir bölümü bel fıtığı, bel omurlarında çökme kırığı gibi mekanik nedenlerle; bir bölümü de özellikle genç orta yaşlarda başlayan iltihaplı romatizma türü olan Ankilozan Spondilit (AS) ve ilişkili hastalıklar nedeni ile olmaktadır. Ayrıca nadir de olsa bazı kanser türleri de kendisini ilk defa bel ağrısı ile gösterebilir. Yine Brucella gibi bazı enfeksiyonlarda bel ağrısı ile ortaya çıkabilirler. Bu nedenle bel ağrısı ciddiye alınmalı ve altta yatan bir hastalık olup olmadığının araştırılması gereklidir.
Kronik Bel Ağrısı Nedeni Olan Ankilozan Spondilit
(AS) ve İlişkili Hastalıklar Nelerdir?
Ankilozan Spondilit, son yıllarda toplumda sık olduğu fark edilen bir hastalıktır. AS ve ilişkili hastalıkların erişkinler arasında %0.1‐1 civarında görüldüğü bildirilmektedir.
Bu Hastalığın Sebebi Nedir?
Sebebi henüz bilinmemekle birlikte anne‐babanın birinde bu hastalık varsa çocuklarda çıkma olasılığı yüksektir. Bu da hastalığın genetik yönü olduğunu düşündürür. Gerçekten de bu hastalarda HLAB27 denilen bir gen, sağlıklı insanlardan, en az 10 kat daha sık saptanmaktadır. Ayrıca bu genin varlığının yanı sıra bazı barsak ve idrar yolu hastalıklarına yol açan mikroplar AS ve ilişkili hastalıkların gelişimine yol açarlar. Sedef hastalığı (Psöriazis), iltihaplı barsak hastalıkları (Crohn, Ülseratif kolit gibi) bu hastalığın ortaya çıkışına neden olabilirler.
Bu Hastalık Nasıl Başlar?
Ana özelliği 20‐40 yaşları arasında sinsi seyreden bel ağrısıdır. Bu ağrı uzun süreli hareketsizliklerden sonra artar. Hasta sabahları kendini daha kötü hisseder. Belindeki ağrı gece yarısından başlayarak sabahları daha fazla olur. Hasta hareket edince, işe gidince ya da sıcak su ile banyo yapınca bel ağrısının azaldığını hisseder. Bel ağrısı zamanla sırt ve boyunda da yerleşir, bel, sırt ve boyun hareketlerini kısıtlar ve sırtta kamburluğa neden olabilir. Bu hastalıklar sadece beli tutmaz. Ayak bileği diz gibi eklemler başta olmak üzere birçok eklemi de tutabilir. Kalça ekleminde tutulum kalça protezi gerektirecek kadar ağır olabilir. Bazı olgularda hastalık ilk defa üveit denilen bir göz hastalığı ile başlar. O nedenle özellikle ön üveit hastalığı olan herkesin AS ve ilişkili hastalıklar açısından araştırılması şarttır. Sedef hastalığı ve iltihaplı barsak hastalığı olan kişilerde de bel ağrısı olursa bu hastalıklar açısından dikkatli olunması gerekir. Daha az olarak kalp, akciğer ve böbrek sorunlarına da yol açabilir. Omurlarda kemik yoğunluğunda azalma ve çökme kırıklarına yol açabilir. Romatoloji uzmanına zamanında başvurulması hastalığın daha erken tanınmasını sağlar. Birçok olguda bel fıtığı tanısı ile yıllarca tedavi hatta ameliyatlar olmaktadır.
Kadın‐Erkek Arasında Fark Var mıdır?
Bazı çalışmalarda bu grup hastalığın kadınlarda biraz daha fazla görüldüğü bildirilmektedir. Ancak, hastalık kadınlarda genel olarak daha hafif seyreder. Erkeklerde ağır seyredip zaman içinde ağır kamburluğa kadar giden bir süreç olabilmektedir. Kadınlarda daha nadir ağır hastalık tablosu gelişmektedir. Bu hastalığın kadınlarda tedavi edilmemesini gerektirmez. Tedavi edilmeyen hastalarda omurga ve diğer eklemlerde deformiteler ile böbrek ve kalp sorunları başta olmak üzere birçok sorunlar görülebilir.
Tedavisi Nasıl Olur?
Bu hastalıklar, genetik olarak yatkın bireyde enfeksiyon gibi bazı dış etmenlerle başlatılan iltihapla seyreden hastalıklardır. Öncelikli hedefimiz iltihabı baskılamaktır. Bunun için çeşitli iltihap giderici ilaçlar kullanırız. İlaç dışında hastalar sırt kaslarını güçlendirici egzersizler yapmalıdır. Yüzme, voleybol gibi sporlar bunun için çok uygundur. Hastaların yan uyumaması, sırtüstü ya da yüzükoyun ve engin yatmaları, sigarayı bırakmaları önerilir. Sabahları daha belirgin olan bel ağrısı olan gençlerin bunu aksatmaması, mutlaka hekime başvurması gerekir. Erken tanı ve tedavi bu hastalığa bağlı eklem ve bel harabiyetlerini ve buna bağlı gelişebilecek sakatlıkları en aza indirecektir.