Hareketsiz yaşam, sağlıksız beslenme ve artan stres faktörleri sadece ruhumuzu değil; bedenimizi de olumsuz yönde etkiliyor. Yaşam tarzımızdaki yanlışlarımızın yaşam kalitemizi bozacak düzeyde kabızlığa neden olabileceğini biliyor muydunuz?
Hisar Intercontinental Hospital Gastroenterohepatoloji Uzmanları ile son yıllarda daha fazla görülmeye başlayan kabızlığı ve bu sorunu yaşamamak için neler yapmamız gerektiğini konuştuk…
Kabızlık çeken kişilerin diğer aile bireylerine bakıldığında aynı yakınmaları tarifleyen anne, teyze gibi başka yakınlarının da olduğunu dile getiren uzmanlar; ‘Kabızlık, çoğunlukla haftada iki defadan daha az, sert ve zor, parça parça dışkılama ve buna eşlik eden karında dolgunluk huzursuzluk yakınmaları oluşturur. Bazı hastalarda yaşam kalitesini bozacak düzeyde etkili olabilir. Güncel isimlendirme ile irritabl barsak sendromu yani hassas barsak olarak tanımlayabileceğimiz bu durumda barsağın beslenme faktörleri, stres gibi çevresel durumlara duyarlılığı artmıştır, barsaklar daha kıvrımlı, daha uzun veya spazma daha eğilimli olabilir. Bu da dışkılama ve gaz çıkışında sıkıntılar ve karında huzursuzluk yakınmalarını kolaylaştırabilir.’ açıklamasında bulundu.
Genetik mirasımızı değiştiremeyiz ama yönetebiliriz!
Genetik mirasımızı değiştiremeyiz; ama uygun beslenme, sağlıklı hareket ve stres faktörlerinin doğru yönetilebilmesi ile en azından sorunu hafifletebiliriz. Barsak boşaltıcı ilaçları sık kullandığınızda barsağın doğal ritmini bozabilirsiniz. Bu nedenle ancak hekiminiz tarafından belirli bir süre için önerilen bazı düzenleyici tedavilerin kullanımı uygun olur.
- Sulu tencere yemeklerini sofranızın baş tacı etmeye devam edin. Özellikle annenizin yaptığı Ayşe kadın fasulye çok değerli! Geleneksel sulu tencere yemekleri, çorbalar ve aşırı olmamak kaydıyla beraberinde ekmek tüketiminin (özellikle tam buğday) kolon kanserinden korunmada değeri büyüktür. Son yıllarda yeterince sebze-meyve içermeyen düşük lifli, kırmızı et ve hayvansal yağlardan zengin, kuru tipte beslenme, hazır gıdalar ve şarküteri ürünleri ülkemizde de yaygınlaşmaktadır. Bu batı tipi beslenme ülkemizde de sadece kabızlık değil, hemoroid sorunları, kolon divertiküler hastalığı ve kolon (kalın barsak) kanseri gibi batı toplumlarında daha sık olan diğer olumsuz durumların da artışına neden olmaktadır.
- Alışkanlıklarınızı düzenleyin. Aşırı çay, kahve, alkollü ve gazlı içecek tüketiminden kaçınma, sigaradan uzak durma ve gereksiz ilaç veya bitkisel ürünlerin kullanılmaması tüm sindirim sistemimiz için koruyucudur.
- Unutmayın! Su gerçekten hayattır. Düzenli su içme alışkanlığı barsakların daha rahat ve düzenli çalışmasını sağlar. Kabızlığı kolaylaştıran ve bazı barsak hastalıklarını şiddetlendirebilen aşırı miktarda çay, kahve, gazlı içecekler yerine su tüketmeyi alışkanlık haline getirmek; sadece sindirim sistemi değil tüm vücut sistemlerimiz için koruyucudur. Masa başında çalışıyor ve yoğunlukta su içmeyi unutuyorsanız, yanınızda mutlaka su bulundurun, bardağınız dolu olsun ve ara ara yudumlayın, iyi geldiğini hissedeceksiniz. Özellikle kış aylarında ılık suyu tercih edebilirsiniz.
- Sağlıklı hareket barsakların dostudur. Masa başı hareketsiz çalışma düzeni mide ve barsak hareketlerinin düzenlenmesini zorlaştırır, kabızlık ve bununla paralel olarak hemoroid gibi anal bölge problemlerinin daha kolay oluşmasına neden olur. Haftada en az 3 gün 20-30 dakika süre ile yapılan tempolu yürüyüş, hem barsak hareketlerinizi hem de metabolizmanızı düzenler. Ayrıca ruhsal yönden de olumlu etkiler meydana getirerek dolaylı şekilde barsaklarınıza yarar sağlar. Yüzme de vücudumuza yük bindirmeyen ve hazım sistemimiz için çok yararlı bir spordur.
- Stresten uzak duramazsınız ama onunla başa çıkmayı öğrenmeniz mümkün! Tatilde rahatlıyorum, ofise döner dönmez yakınmalarım başlıyor! Stresten tamamen uzak durmak tabii ki mümkün değil. Ayrıca kontrollü dozda stresin üretkenliğimizde olumlu etkileri de var. Önemli olan bu düzeyi doğru ayarda tutabilmek ve kendimize aşırı yüklenmeden bir denge oluşturabilmektir. Bu hassas ayarın bozulduğu zamanlarda irritabl barsak sendromlu hastalarımızda yakınmaların da çoğaldığını gözlemleyebiliyoruz.
Organik nedenler mutlaka dışlanmalıdır!
Kabızlık, bireysel ve ailesel yatkınlık, yaşam biçimi ve alışkanlıklarımızla ve ruhsal durumla tabii ki çok ilişkilidir; ancak kabızlık yakınması ile başvuran her hastada öncelikle altta bir organik bozukluğun olup olmadığı değerlendirilmelidir. Önceden dışkılama düzeni normal olan bir kişide dışkılama alışkanlıklarında değişme olması daha önemlidir. Daha önce rahat ve düzenli dışkılaması olan bir kişide ani gelişen kabızlık veya sık, cıvık dışkılamalar olması, dışkı çapında incelme, renginde koyulaşma veya açılma veya dışkıda kan görme gibi değişimler hekim değerlendirmesi ve tetkikini gerektirir. Bu bulgulara karın ağrısı, kilo kaybı, halsizlik, kansızlık gibi ek bulguların eşlik etmesi önemli hastalıkların habercisi olabilir.
Kolon kanseri önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır!
Kolon kanseri taramasında altın standart kolonoskopi incelemesidir. Bu yöntemle tüm kalın barsağın ve ince barsak son kısmının endoskopik olarak görüntülemesi yapılabilir ve şüpheli durumlarda gerekli görülen lezyonlardan alınan biyopsilerle erken tanı ve tedavi şansı yakalanır. Kolonoskopi işleminde ayrıca barsak iç yüzeyindeki polip adı verilen ve zamanla kanserleşme eğilimi olan et beni gibi kabarık lezyonların endoskopik olarak çıkarılması (polipektomi) ile ileride gelişebilecek kanser durumları da önlenebilir. Kolon polipleri 50 yaş ve üzerinde daha sık görülebildiklerinden 50 yaşına gelmiş her kişide hiç yakınma olmasa dahi tarama amaçlı kolonoskopi yapılması tüm dünyada kabul edilmiş bir öneridir. Ailesinde kolon kanseri olan veya kronik iltihabi barsak hastalıkları olan kişilerde daha erken tarama gerekli olabilir.