Uyku vücudun tamamının (başta beynin) dinlenmeye geçtiği dönemdir. Sağlıklı bir yaşam için kaliteli uyku çok önemlidir. Uyku apnesi yaşayan kişilerde uyku kalitesi birinci dereceden bozulmaktadır. Bu durum zamanla kişinin depresif ve sinirli bir ruh haline bürünmesine yol açabilmektedir. Hisar Intercontinental Hospital Kulak Burun Boğaz Hastalıları Bölümü Uzmanları uyku apnesi hakkında bilgi verdi.
Erkeklerde kadınlara oranla daha çok görülüyor
Yunanca’da ‘soluksuz kalmak’ anlamına gelen uyku apnesinin daha çok orta yaş üzerindeki erişkinlerde görülen ‘Obstrüktif Uyku Apnesi Sendromu uyku boyunca üst solunum yolunun tekrarlayıcı tıkanmaları ile karakterizedir. Buna genellikle kan oksijen düzeyindeki düşmeler eşlik edebilir. Diğer bir ifade ile hava yolu çeşitli seviyelerde tıkanır. Tıkayan faktörler üst solunum yolunu çevreleyen dokulardaki şişkinlikler, büyük bademcikler, büyük dil ve uykuda gevşeyen üst solunum yolu kaslarıdır. Diğer bir tıkanma noktası da burundur. Çenenin küçük olması ve üst solunum yolu yapısı da tıkanma yapabilir. Tıbben ciddi kabul edilen tıkanmaya bağlı uyku nefessizliğinin toplum içinde yaygınlığı yüksektir. Uyku apnesi orta yaştaki kilolu erkeklerin hastalığıdır şeklindeki izlenim yanlıştır. Ayrıca hastaların 1/4’ü şişman değildir. Gerçekte şişman erkeklerin çoğu ve kilolu bayanların çok büyük bir kısmında apne yoktur. Kadınların en az %2’sinde ve erkeklerin %4’ünde görülür. Bu rakamlar hastalığın en az astım ve şeker hastalığı kadar yaygın olduğunu gösterir.
Uyku Apnesi nasıl oluşur?
Uyku apnesi günümüzde en sık görülen hastalıklardan biridir. Son verilere göre ülkemizde görülme sıklığı %5-10 civarındadır. Apne, en az 10 saniye süreyle nefesin durmasıdır. Uyku apnesi de bu nefes durmasının uyku sırasında meydana gelmesidir. Kısaca şöyle söyleyebiliriz; uyku da 10 saniyeden daha uzun süreli nefes durmasına uyku apnesi denilmektedir. Tıkayıcı tipte uyku apnesi boğazdaki kasların havanın geçeceği alanı kapatacak şekilde gevşemesiyle oluşur. Bu kaslar yumuşak damağa, küçük dile, yutağa ve dile aittir. Kaslar gevşediğinde nefes alma sırasında hava yolu daralır ve bir süre için solunum durur. Bunun sonucunda kandaki oksijen miktarı azalır, beyin bu azalmayı algılar ve uyku derinliğini azaltarak hava yolunun tekrar açılmasını sağlamaya çalışır. Uyku derinliğinin azalmasını takiben bazı kişilerde bir iki kısa derin nefes alma ile bazı kişilerde ise şiddetli horlama ve yutkunma sesleri ile solunum tekrar başlatılır. Bu durum bütün gece saatte 20-30 kere tekrarlayabilir ve sık derecede uyku apnesi olduğunda derin uykuya geçmek mümkün olmaz. Kişi bütün uykusunu solunum çabası içinde geçirir ve gündüz uyuma ihtiyacı duyar. Uyku apnesi olan kişiler genellikle uykularının bölündüğünün farkında değildir ve iyi uyuduklarını zannederler.
İlerleyen yaşlarda görülme sıklığı artabilir
Özellikle ilerleyen yaşlarda 40 – 50 yaşlarından itibaren daha sık görülmektedir. Kadınlara oranla, erkeklerde daha sık rastlanmaktadır. Geniz eti, bademcik sorunu yaşayan ve ileri boyutta bademcik enfeksiyonu geçiren çocuklarda da oldukça sık görülmektedir.
Bu Belirtiler Varsa Riskiniz Yüksek Olabilir!
Normal kilonuzun çok üstündeyseniz
En önemli risk faktörlerinden biri de şişmanlıktır. Genel olarak; kısa boylu, boynu kısa, şişman ve belirgin gıdı gibi özellikleri taşıması kişiyi hastalığın en büyük adayı yapabilir. Boynun kısa ve kalın olması boğazda hava yolunun daralmasına neden olur. Kilo fazlalığı nedeniyle boyun ve boğaz çevresindeki yağ dokusunun artması uyku apnesini şiddetlendiren önemli bir etkendir. Boyun çevresinin, yani gömlek yakası numarasının erkeklerde 43 cm’den, kadınlarda 40 cm’den fazla olması uyku apnesi için risk faktörüdür. Ancak uyku apnesi zayıf kişilerde de görülebilir.
Büyümüş bademcikler ve geniz etiniz varsa
Bademciklerin normalden büyük olması ve geniz eti bulunması daha çok çocuklarda görülen uyku apnesinin nedenidir; ancak bazen erişkinlerde de sorumlu olabilir.
Gün içinde sürekli uykunuz geliyorsa
Hastalığın en önemli belirtisi sabah yorgun kalkmadır. Kişinin uyku sırasında 10 saniye boyunca nefesi durduğu için sürekli çırpınarak uyanmak zorunda kalır. Hastada uyku kalitesi bozulduğu için, ne kadar uyursa uyusun sabah kalktığında tamamiyle yorgun hissetmeye ve her an uykuya eğilim görülmeye başlar. Uykusuzluğun kişide yarattığı yorgunluk iş hayatına ve sosyal hayatına yansıyabilmektedir. Uyku apnesi olan kişiler işte çalışırken, televizyon seyrederken, okurken, otobüste ve hatta araba kullanırken uyuklayabilirler. Uyku apnesi olup araç kullanan kişilerde trafik kazası geçirme riski 3 ile 5 kat arasında yükselir. Çocuklardaki uyku apnesi genellikle okul başarısındaki düşme ile kendini gösterir.
Şeker hastalığınızın sebebi uyku apnesi olabilir
Tüm organların minimum düzeyde çalıştığı yani dinlendiği bölüm uyku bölümüdür. Organlar dinlenmediği zaman her bir organa özgü şikayetler ortaya çıkmaktadır. Uyku apnesi hastası olan kişilerin büyük bölümü tansiyon hastasıdır. Zamanla kalp ritmi bozulmaya başlar. Önemli bir bölümünde insülin direnci oluşmaya başlar. Bir süre sonra şeker hastalığı ve kilo alma eğilimi ortaya çıkar. Bronşit ve zatürreye yatkınlık artar.
Kalp ve damar sistemi sorunlarınız varsa
Apne sırasında kandaki oksijenin ani düşmeleri kan basıncının artmasına, kalp ve damar sisteminin zorlanmasına neden olur. Uyku apnesi olan kişilerin hemen yarısında hipertansiyon vardır ve bu da kalp yetmezliği ile beyin kanaması riskini artırır. Kalp hastalığı olan kişilerde uyku apnesinin neden olduğu oksijen düşüşlerinin kalp krizine bağlı uykuda ani ölüm riskini artırdığı bilinmektedir.
Yüksek sesli horlayan kişiler de hastalığa aday olabilir
Yetişkin insanların yüzde 30 ile 40 ı uyku esnasında horlama durumu yaşamaktadır. Fakat her horlayan kişi uyku apnesidir demek oldukça yanlış bir tabirdir. Uyku apnesindeki horlama oldukça farklı bir durumdur. Uyku apnesi yaşayan kişilerde horlama oldukça yüksek sesli meydana gelmektedir. Horlaması olan kişi uykudan yorgun ve isteksiz bir şekilde kalkıyorsa uyku apnesi olması oranı oldukça yüksektir.
Büyük boyutlarda yaşamsal tehlike arz edebilir
Kilo etkisiyle sırt üstü yatıldığında nefes yoluyla alınan hava, hava yollarından geçmekte zorlanıyor. Zorlandığı zaman da en büyük etkisi kandaki oksijenin düşmesidir. Kandaki oksijen düştüğünde bu durum ne kadar uzun sürerse ve ne kadar sık tekrarlarsa başta beyin olmak üzere tüm organların erken yaşlanmasına sebep olmaktadır. Uyku sırasında nefesin durmasıyla meydana gelebilecek akciğer yetmezliği veya kalp yetmezliği sebebiyle ölüm görülebilmektedir.
Alkol, sakinleştirici ve uyku ilaçlarının kullanımı: Bu maddeler boğaz kaslarının uyku sırasında gevşemesine neden olur.
Başka nedenlerle yapılması gerekebilecek tıbbi tedavilerle ilgili sorunlar: Tıkayıcı tipte uyku apnesi olan kişilerde başka nedenlerle yapılması gerekebilecek ameliyatlarda genel anesteziyle ilgili solunum sistemi sorunları ile karşılaşılabilir.
Eşle ilgili sorunlar: Uyku apnesi ile birlikte şiddetli horlama da varsa yatak partnerinin uyuyamaması; hatta oda değiştirmesi gibi sosyal bir sorun da ortaya çıkar.
Beyin faaliyetleriyle ilgili sorunlar: Uyku apnesi olan kişiler unutkanlık; yorgunluk ve bezginlik, geceleri sık idrara çıkma ve impotans sorunları yaşayabilirler. Çocuklarda hiperaktivite ve dikkat bozukluğu sendromu görülebilir.
“Nasıl Tedavi Olabilirim Diyorsanız…”
Öncelikle bu belirtileriniz varsa hekiminizin detaylı muayenesinin ardından uyku testi olarak da bilinen Polisomnografi Testi yapılarak bu testin sonucuna göre hareket edilir. Bazı hastalarda kilo verme, alkol kullanmama, sigara ve kafein bırakma gibi davranışsal tedaviler yeterli olsa da bazı hastalarda CPAP (Hastanın gece boyunca burnunu tamamen kaplayan bir maske yardımıyla verilen pozitif basınçlı hava çökmüş hava yolunu açık tutarak hastanın tıkanmasını engeller) yöntemi kullanılır. Çoğu hasta 1-3 aylık CPAP tedavisi ile birlikte kilo vererek hem tedaviye devamda motivasyon sağlaması hem de cerrahi tedaviye hazırlık anlamında fayda görür. Cerrahi tedavi çoğu vaka için en iyi tedavi şeklidir. Cerrahi tedavi ile hastanın hava yolundaki tıkayıcı unsurlar yeniden şekillendirilerek hava yolunun açılması sağlanır.
Bir gece boyunca hastanın uykusu gözlemleniyor
Uyku apnesi gelişmiş teknolojinin kullanıldığı, tedavisi yüz güldürücü sonuçların elde edildiği bir hastalıktır. Tanısı için, hasta bir gece klinikte misafir edilerek ve vücuduna rahatsızlık vermeyecek şekilde kablolar bağlanılarak uyuduğu süre boyunca hastanın uykusu kaydedilmektedir. Bu gözlemlerde hastanın; göz hareketleri, beyin dalgaları, solunum hareketleri, karın hareketleri, bacak hareketleri, kalp ritmi, çene hareketleri, uyku sırasındaki çıkardığı ses ve en önemli olarak da kandaki oksijene bakılmaktadır. Bu gözlemler analiz edilerek hastanın uykusu boyunca yaşadığı hadiseler ortaya çıkarılmaktadır.
Teşhis konulduğunda 2. gece önemli
Hasta bir gece klinikte kaldıktan sonra en kısa sürede tedavinin provası niteliğinde olması sebebiyle ikinci gece çalışmanına ( LİPAP titrasyon çalışması) davet edilir. Hastalığın tedavisinde CiPAP veya BİPAP yöntemi kullanılmaktadır. Bu yöntem, bir maske aracılığıyla ortam havasını vücuda basınçlı şekilde uygulayan araçlardır. İkinci gece de hasta kinikte misafir edilip, cihaz tedavisi uygulanarak hasta için optimum ideal basınç değeri saptanıp, tedaviye başlanılmaktadır. Tedaviye yanıt son derecede iyi oranlardadır.
Kişinin durumuna göre tedavi süresi değişebilir
Uyku apnesi tedavisi tamamiyle kişinin tedaviye yanıtına göre değişmektedir. Ortalama minimum 6 ay tedavi süresi vardır. Bu süre boyunca her gece cihaz kullanılmalıdır. Daha sonrasında tedavide belirli bir iyileşme meydana geldiğinde ise hasta cihazı gün aşırı veya haftada 1-2 gün kullanmaya başlıyor. Tedavi olumlu ilerlediğinde ise hasta artık cihaz olmadan uyumaya başlıyor.
Sağlıklı beslenme planınızı oluşturun
Kilo problemi yaşayan kişiler tedavinin başarıya ulaşması için mutlaka bir diyetisyen veya endokrin uzmanına başvurmalıdır. Bu tedaviler sonucunda hasta hem kilo vermiş ve değerleri normale dönmüş olabiliyor hem de uyku apnesi hastalığı tedavisinde başarıya ulaşmış olabiliyor.