Göz biliminin alt dallarından biri olan oküloplasti, göz ve göz çevresinde oluşan sorunların cerrahi yöntemlerle tedavi edilmesi, şekil bozukluklarının giderilmesi ve kalıtsal bazı sıkıntıların giderilmesini kapsamaktadır.
Kimi zaman kalıtsal olarak ortaya çıkan kimi zaman da ilerleyen yaş ile birlikte göz çevresinde görünür olan sorunlar, bireylerin fiziksel ve psikolojik sağlıklarını etkileyebilmektedir. Oküloplasti, tüm bu sorunların cerrahi yollarla çözülmesini hedefler, estetik kaygılarla yapılmasının yanı sıra sağlık açısından riskli olabilecek göz kapağı tümörleri benzeri hastalıkları da tedavi etmektedir.
Oküloplastik Cerrahi Hangi Hastalıkları Kapsar?
Oküloplasti, göz kapağı hastalıklarından gözyaşı kanal tıkanıklıklarına kadar birçok rahatsızlığın tedavisiyle ilgilenir. Bunları şu şekilde sıralanabilir.
Göz kapağı hastalıkları
Göz Kapağı Düşüklüğü (Blepharoptosis)
Oküloplastik cerrahide en çok tercih edilen, göz kapağı düşüklüğü tedavisidir. Sağlıklı bir bireyde göz kapağı, korneanın 1-2 mm’lik bir kısmını kaplamaktadır. Göz kapağını kaldıran kasın az ya da hiç çalışmamasıyla korneada daha fazla alanın kapanması sonucunda göz kapağı düşüklüğü ortaya çıkar. Pitozis olarak da bilinen göz kapağı düşüklüğü, çocuklarda göz tembelliği, yetişkin insanlarda ise görme yetersizliğine neden olabilmektedir. Ayrıca estetik olarak da tercih edilen bir durum değildir. Bazı kişilerde, bu probleme eşlik eden başka hastalıklar da bulunabilmektedir. Bu nedenle göz kapağı düşüklüğü olan hastaların uzman bir hekime muayene olmaları önerilmektedir.
Göz Kapağı Düşüklüğü Neden Olur?
- Kalıtsal olarak ya da ilerleyen yaşa bağlı ortaya çıkabilir.
- Uzun süreli kontakt lens kullanımı tetikleyebilir.
- Travma ya da nörolojik kas hastalıkları sonucunda gelişebilir.
- Üst göz kapağında oluşan kitleler göz kapağının düşmesine neden olabilir.
Göz Kapağının Düşük Olup Olmadığı Nasıl Anlaşılır?
Göz kapağı düşüklüğünün belirtileri şunlardır:
- Etkilenen gözde olan küçülme hissi
- Yorgunluk
- Görme alanında daralma
- Çocuklarda göz tembelliği
Göz Kapağı Düşüklüğü Nasıl Tedavi Edilir?
Eğer rahatsızlık nörolojik hastalıklara bağlı gelişmemiş ise göz kapağı düşüklüklerinin tedavisi cerrahidir. Kapak kasının hareket miktarına ve düşüklüğün nedenine göre bir ameliyat şekli belirlenir. Kas hareketi yeterli olanlarda levator kasının kuvvetlendirilerek göz kapağının kaldırılması amaçlanır.
Cerrahi tedavi,
- Lokal ya da genel anestezi altında her yaştan bireye uygulanabilir.
- Cilt kıvrımından ya da göz kapağının altından müdahale edilerek iz bırakmadan yapılabilir.
- Hasta aynı gün taburcu edilebilir.
- Oküploplasti alanında uzman olan göz cerrahı tarafından yapılır.
Cerrahi tedavi sonrasında ise, morluk ve şişlikler beklenen durumlardır.
Kas hareketi yetersiz olanlarda askılama tekniği uygulanmaktadır. Bu yöntemde, nadir de olsa uyurken gözün aralık kalması ya da aşağı bakarken göz kapağının diğer göze göre yukarıda kalması gibi durumlar ortaya çıkabilmektedir. Göz kuruluğu ihtimaline karşı, suni gözyaşı damlaları verilebilmektedir.
Göz Kapağı Kırışıklıkları, Sarkmaları, Torbalanmaları
Yaş ilerledikçe genetik etkiler ya da kozmetik kullanımı ve güneş gibi çevresel faktörlerin etkisiyle cilt, elastikiyetini kaybeder ve yerçekiminin etkisine yenik düşerek sarkmaya başlar. Zamanla göz çevresinde kırışıklık, torbalanma, sarma ya da şişlikler ortaya çıkar. Bu değişiklikler, özellikle göz kapağında yaşandığında, kişinin olduğundan daha yaşlı, yorgun ve üzgün görünmesine sebep olur.
Estetik göz kapağı ameliyatı ile alt ve üst göz kapaklarında bulunan fazla yağ, deri ve kas dokusu çıkarılarak göz çevresi gerginleştirilir. Yapılacak işleme göre 1-2 saat süren ameliyat, anestezi uzmanının refakatinde gerçekleştirilir. Ameliyat sonrası göz kapağında oluşan ödem ve morluk, uzun sürmeyen, olası komplikasyonlardır. Operasyon ile kişide ortaya çıkan rahatsızlıklar cerrahi olarak düzelterek, kişiye daha genç ve dinamik bir görünüm kazandırılması amaçlanır.
Göz Kapağının Tümörleri
Göz kapağı tümörleri, büyük çoğunluğu iyi huylu olmakla birlikte genellikle göz kapağı ve çevresindeki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalmasıyla ortaya çıkar.
Göz Kapağı Tümörü Belirtileri Nelerdir?
Uzun süre aşağıdaki belirtilerden şikayetçi olan kişilerin bir göz doktoruna başvurmaları tavsiye edilmektedir.
- Göz çevresinde iyileşmeyen yaralar ve arpacık
- Gözde şişlik
- Görme kaybı
- Bulanık görme
- Gözde kızarıklık
- Gözde basınç hissi
Göz Kapağı Tümörü Tedavisi Nasıl Olur?
Göz kapağı tümörü için ilk tercih edilen tedavi, cerrahi müdahaledir. Tümörün iyi huylu mu yoksa kötü huylu mu olduğuna karar verildikten sonra tümör, cerrahi yöntemle çıkarılır. Bazı durumlarda, (ileri evrelerde olan tümörlerde) gözün tamamını almak ve yerine protez göz uygulamak gerekebilmektedir. Tümör alındıktan sonra, çıkarılan dokunun yerine greft (vücudun başka bir yerinden doku alınması) veya fleplerle (yan dokunun kaydırılması) kapak rekontruksiyonları yapılır. Doğal görünümün korunması için ise estetik cerrahiden yardım alınabilir.
Göz Kapağı İçe (Entropion) ve Dışa (Ektropion) Dönmeleri, Deformiteleri
Entropion
Göz kapaklarının içe doğru dönmesi durumunu ifade eder. Genetik veya travma sonrası olabileceği gibi genellikle yaşlılığa bağlı dokuların gevşemesi sonucu ortaya çıkar. Göz kapakları içe dönük olduğu için kirpikler gözde tahrişe neden olabilmektedir. Göz kapaklarını eski haline getirmek için oküloplastik cerrahiden yararlanılmaktadır.
Ektropion
Göz kapaklarının dışa doğru dönmesi durumunu ifade eder. Genellikle yaşlılıkta ortaya çıkar ancak yüz felci, travma ya da kapak kitlelerine bağlı olarak da gelişebilmektedir. Tedavi için oküloplastk cerrahii tercih edilmektedir.
Göz Kapağı deformiteleri
Travmalar, göz kapaklarının yapısında estetik ve fonksiyonel bozulmalara neden olabilmektedir. Bu durum, çeşitli rekonstrüksiyon yöntemleriyle ortada kaldırılmaktadır.
Kirpik Rahatsızlıkları
Trikiasis
Kirpiklerin yanlış yöne doğru uzamalarını ifade eder. Kirpikler, göz kapağının kenarından göz küresine temas edecek şekilde içe doğru büyür.
Distikiasis
Normal kirpik düzeninden farklı olarak ikinci bir sıra kirpik çıkması ve çıkan kirpiklerin göze yönelmesi durumunu ifade eder. Bazen tek, bazen de çift gözde görülebilen bu durum, gözler kırpıldıkça batma hissine neden olur. Tedavi olarak epilasyon (kirpiğin mekanik olarak çıkarılması), kriyoterapi (kirpik köklerinin dondurulup eritilmesi), lazer ya da elektroliz ( kirpik köklerinin elektrik akımıyla tahrip edilmesi) yöntemleri tercih edilmektedir. Bu yöntemlerin başarısız olması durumunda cerrahi tedaviye başvurulur.
Blefarospazm
Nörolojik bir hastalık olan blefarospazm, göz kapağının kapanmasını sağlayan kasın istemsiz olarak kuvvetli bir şekilde kasılmasıyla ortaya çıkar. Daha çok 50 yaşın üstündeki kişilerde görülür. Hastalık ilerledikçe, kıpma sayısının artmasıyla birlikte spazmlar ortaya çıkar. Bazen sadece göz çevresindeki kasları etkisi altına alan spazmlar, bazen kaş, alın veya yanak kaslarını da etkileyebilmektedir.
Blefarospazm; kişilerin günlük hayatını, buna bağlı olarak da ruhsal sağlığı olumsuz etkileyebilen bir rahatsızlıktır. Sık kırpmaya bağlı olarak gelişen fiziksel rahatsızlığın yanı sıra gözde kuruluk ya da sulanma, tahriş ve ışığa hassasiyet gibi şikayetler de blefarospazm belirtileri arasındadır.
Tedavi olarak, botox uygulamasıyla kasılmalar önlenebilmektedir.
Yüz Felcine Bağlı Göz Kapak Rahatsızlıkları
Yüz mimik kaslarını ve göz kapağını kapatan kaslar aynı sinire bağlı olduğu için yüz felci durumunda, üst göz kapağında kapanma zorluğu ve alt göz kapağında sarkma ortaya çıkabilir. Göz kapağı kapanmadığı için göz yüzeyinde kurumalar oluşabilmektedir. Bunu engellemek için suni gözyaşlarından yararlanılır. Yüz felcinin kalıcı olduğu durumlarda ise gözü tehdit edecek bir durum söz konusu ise göz kapağına cerrahi müdahale etkili bir yöntemdir.
Gözyaşı Kanal Tıkanıklıkları
Salgılanan fazla gözyaşı, sırasıyla gözyaşı kanal delikleri, kanalcık ve ortak gözyaşı kanalından geçerek burun içine boşalır. Bu kanalların herhangi bir nedenle tıkanması, fazla gözyaşının dışarı akmasına neden olur. Böyle bir durumda ilk olarak gözde sulanma ve çapaklanma meydana gelir. Tıkanıklık doğuştan ya da ilerleyen yaşlarda geçirilen travma, iltihaplanma sonucu oluşabilir.
Gözyaşı Kanal Tıkanıklığının Belirtileri Nelerdir?
- Gözde meydana gelen aşırı sulanma
- Sık tekrarlanan çapaklanma
- Burun köküne basılması sonucu gözden akan iltihap
- Burun kökünde oluşan şişlik
- Gözün sık sık enfeksiyon kapması
Gözyaşı Kanal Tıkanıklığı Nasıl Tedavi Edilir?
Doğuştan Olan Gözyaşı Kanal Tıkanıklıkları
Yeni doğan bebeklerde doğuştan gözyaşının buruna geçişine engel olan bir zar yapı vardır. Bu zar yapı genellikle ilk aylarda kendiliğinden açılmaktadır. Açılmadığı durumlarda ise doktor tavsiyesi alınarak ilk 1 yaşta gözyaşı kesesi üzerine yapılan özel bir masaj ile zar yapının açılması kolaylıkla sağlanabilmektedir. Açılmayan durumlarda ‘sondalama’ denilen bir işlemle kanal açıklığı sağlanmaktadır. Nadiren, bununla da açılmayan olgularda kanal içine tüp yerleştirme işlemi gerekmektedir.
Sonradan Oluşan Gözyaşı Kanal Tıkanıklıkları
Gözyaşı kanalına tüp yerleştirilerek ya da ‘dakriyosistorinostomi’ olarak adlandırılan ameliyat ile yeni bir kanal açılır. Böylelikle gözyaşı kesesinin buruna açılması sağlanmış olur. Tedavi çeşidine, kanal tıkanıklığının oluştuğu bölgeye göre karar verilir.
Travma Sonucu Oluşan Gözyaşı Kanal Tıkanıklıkları
Böyle bir durumda, özel tüp uygulaması tercih edilen yöntemlerden biridir. Ayrıca, kanalcık kesisi tamiri ile gözyaşı boşaltıcı sistemin bütünlüğü sağlanır.
Göz Çevresi Dokuların Rahatsızlıkları
Tiroid oftalmopati
İyot eksikliği sonucu gelişen tiroid bezi hastalıklarına (guatr) bağlı olarak göz dışı kaslar, köz kapakları ve çevresi gibi gözün farklı noktalarında bazı rahatsızlıklar meydana gelebilmektedir. Bu durum, tıp literatüründe ‘tiroid oftalmopati’ olarak adlandırılırken, halk arasında ise patlak göz olarak bilinir.
Tiroid Oftalmopati Nelere Sebep Olur?
Guatr hastalığının çeşitlerine göre gözdeki belirtiler de değişmektedir. Erken dönemde gözlerde kızarıklık, göz kapağı ödemi ya da sabahları göz kapağında şişlik oluşumu görülebilir. Daha ileri evrelerde ise gözde çıkıklık ve görme kaybı gibi bulgulara rastlanır. Öte yandan, göz çıkıklığı nedeniyle göz kapanmakta sıkıntı çekeceğinden gözde kuruluk ve kornea erimeleri yaşanabilmektedir. Belirtiler iki gözde de yaşanabileceği gibi tek gözde de ortaya çıkabilir.
Tedavi Nasıl Olur?
Bulgular farklı dokularda meydana gelebilmektedir. Zira göz kapağında yaşanan açılmanın göz kapak tutulumu nedeniyle, gözdeki çıkıklığın ise orbita ödemi sonucu ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bulgunun sebebine göre çeşitli ilaç tedavileri ve cerrahi yöntemler tercih edilebilir.
Damarsal veya Tümöral Lezyonlar
Kanser habercisi olabilen lezyonlar, gözün ön tarafında ya da orbita olarak adlandırılan göz çukurunda yer alabilir. Gözün ön kısmında yer alan lezyonların tedavisi için tercih edilen yöntem, cerrahidir. Tedavide, cilt yollu bir yaklaşım izlenebilir. Ancak lezyonlar göz çukuru üzerinde yer alıyorsa daha büyük orbita cerrahileri uygulanmaktadır.
Soket Cerrahisi
Genetik ya da çevresel faktörlere bağlı olarak, kişilerde görme kaybı yaşanabilmektedir. Ağrı oluşumu ya da estetik kaygılar nedeniyle görmeyen gözün alınması söz konusu olabilmektedir. Göz alındıktan sonra ortaya çıkan şekil bozukluğunun giderilmesi için soket cerrahisinden faydalanılır.
Öte yandan gözün alınması için uygulanan iki yöntem öne çıkmaktadır.
Evisserasyon
Göz küresinin içinin boşaltılması durumunu ifade eder. Tedavi, kornea üzerinde oluşturulan bir açıklıktan içeri girilerek, göz beyazı yerinde bırakacak şekilde, göz içeriğinin boşaltılması ile uygulanır.
Enükleasyon
Göz küresinin tümünün alınması durumunu ifade eder. Genellikle gözde, tümör ve enfeksiyon varlığında ya da travma sonucu tercih edilen bir cerrahi yöntemdir.
Yapılan her iki cerrahi müdahaleden sonra göz çukuru hacminin azalması ve göz kapaklarının içeri doğru çökmesi gibi durumlar ortaya çıkabileceği için cerrahi müdahale sırasında orbita implantları (sfer) yerleştirilmektedir. Daha sonra soket üzerine kişiye özel protez yapılarak diğer sağlam göze benzer bir görünüm elde edilmesi amaçlanır.