Mol gebelik nedir?
Mol gebelik, normalde kişinin hamile kalıp ama gebelik ürünün genetik bir problem nedeniyle normal gelişme göstermediği, halk arasında üzüm gebeliği denilen gebelik şeklidir. Parsiyel Mol, Komplet Mol gibi çeşitleri vardır. Parsiyel mol’de bebeğe ait bulguların yanı sıra plasentadaki bir takım hücreler şişmiş olur ve içi su dolu keseciklere benzer. Hem bebeğe ait organlar hem de mole ait organlar olur. Normalde yumurta döllenirken tek yumurta tek spermle birleşir. Tek yumurta varken iki sperm girip genetik yapıyı altüst ediyorsa komplet mol olma olasılığı yüksek olur. Komplet molde bebek oluşmaz; üzüm gebeliği adı verilen içi boş su kesecikleri oluşur. Her iki mol türünün de tedavisi farklıdır. Ancak, mol gebelik sağlıklı bir gebelik değildir. Kesinlikle tahliye edilmesi gerekir.
Kimlerde görülür?
Herkeste görülebilir. Sosyoekonomik düzeyi düşük ve daha sağlıksız beslenen kadınlarda nispeten daha sık görülür ancak nedeni tam olarak bilinmiyor. 20 yaş altı ve 40 yaş üstü gebeliklerde 1500’de bir olarak daha fazla görülüyor. Bu yüzden yaş faktörü söz konusu diyebiliriz.
Tehlikesi nedir?
Sağlıklı bir gebelik değildir. Kürtajla sonuçlanır.
Nasıl gelişir?
Kandaki Beta Hcg seviyesi yükseldiği için yapılan testlerde hamilelik pozitif çıkar. Kişi gebeyim diye kontrole gittiğinde 6. haftada ultrasonda tespit edilebilir. Eğer parsiyel molse 3. Aya kadar işaret vermeyebilir. Bu nedenle kişinin hamile kalır kalmaz doktoruna gitmesi ve kontrollerini aksatmaması gerekir. Ancak hekim tarafından tespit edilebilir. En önemli belirtisi bazen damla damla bazen de şiddetli olabilen vajinal kanamadır. Bu kanama üzüm şeklinde parçalar görünümüne sahiptir. Halk arasında üzüm gebeliği denmesinin nedeni de budur. Beta Hcg seviyesi normal bir gebelikten çok daha yüksek olduğu için gebelik döneminde görülen bulantı, kusma gibi problemler daha yoğun görülür ve tedaviye karşı daha dirençli olabilir. 20. gebelik haftasında sonra belirtilerini göstermeye başlayan preeklampsi (gebelik zehirlenmesi) belirtileri de daha erken ortaya çıkarak mol gebeliğe eşlik edebilir.
Tanı nasıl konulur?
Ultrason bizi yönlendirir; gebelik kesesi görülmeyebilir. Su keseciklerine benzer, rahim içerisinde kar yağdı manzarası ortaya çıkar ve Beta Hcg değeri 100 binin üzerinde olur. Kısmi molde bu kadar yüksek olmayabilir ve tanısı daha zordur. Tam molde tanı daha çabuk konulur. Kismi molde bebeğin varlığı durumunda yanlışlıkla normal gebelik olduğu düşünülebilir. Bu nedenle plasentayı detaylı olarak incelemek çok önemlidir. Hem bebek var; hem plasentada anormallik var. Ciddi bir kanama yapabilir. Bu nedenle gebeliğin beklenmeden sonlanması gerekir; ama kesin tanı patoloji ile konulur. Burada en önemli şey tahliye ettikten sonra Beta Hcg seviyesinin düzenli olarak takip edilmesidir. Kanserleşmeye dönerse hayati tehlikesi olabilir. Bu hastalarda ilk vajen ve akciğere sıçradığı için akciğer grafisi çekmek gerekir.
Gebelik tahliyesi nasıl yapılır?
Genel anestezi tercih edilir. Çünkü yayılma durumuna göre ağrılı bir işlemdir. Rahim yaralanması gibi istenmeyen durumlara yol açabilir. Bu nedenle hamile kalır kalmaz kişinin mutlaka hekimine başvurması ve sağlıklı bir gebelik olup olmadığını öğrenmesi gerekir.
Düşük yapan bir kadının mol gebelik yaşamaması için ne yapması gerekir? Tahliye sonrası neler yapılmalıdır?
Düşüğünün mol gebelik olup olmadığını bilmek gerekir. Eğer tedavi olması gereken bir durumsa antikanserojen ilaç tedavisi uygulanır. Belli bir süre ilaç tedavisinin yanı sıra Beta Hcg’si sürekli kontrol edilir. Bir takım değerler var bu değerlerin sıfırlanması gerekir. Onlar sıfırlanıyorsa ve hekimi bundan sonra ‘hamile kalabilirsin, sıkıntı yok’ diyorsa ki bu süre minimum 1 yıl olmalı; daha sonra hamile kalabilir. Ayrıca kan uyuşmazlığı varsa anneye kan uyuşmazlığı için tedavi verilmesi gerekir.
Mol gebelik geçiren kadınlarda Beta Hcg üreten hücrelerin aktivitesi devam ettiği için gebelikten sonra da takip edilmesi önemlidir. Çünkü daha kötü sonuçlar doğurabilecek problemlere yol açabilir. Mol gebeliği geçiren kadınların %10’unda gebeliğin bitmesine rağmen Beta Hcg seviyesinin artmaya devam ettiği görülmüştür. Bu durum gereğinden fazla çoğalan hücrelerin diğer organlara kan yoluyla metastaz yapması sonucu kansere yol açabilir. Özellikle akciğer, vajene metastaz yaparak buradan tüm organlara yayılabilir.