Günlük yaşamımızda azalttığımız fiziksel aktivitelerimiz ve yediğimiz besinler sonucunda kilo almak kaçınılmaz son olabiliyor. Sağlıklı ve düzenli kilo verebilmenin ilk şartıysa yavaşlayan metabolizmayı hızlandırmaktan geçiyor. Yaşam tarzında yapılacak bazı değişiklikler ile yavaşlayan metabolizmayı canlandırmak ve sağlıklı bir şekilde kilo vermek mümkün!
Hisar Intercontinental Hospital Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü Uzmanlari metabolik hızı etkileyen faktörler hakkında bilgi verdi
Azalan metabolik hız kronik hastalıklara zemin hazırlayabilir
Metabolik hız, yediğimiz besinlerin vücut tarafından enerjiye dönüştürülme kapasitesini gösteren bir parametredir. Metabolik hızın düşmesi tüketilen besinlerin enerjiye dönüşümünü azaltıp vücutta yağ dokusu olarak depolanmasına yol açmaktadır. Bunun sonucunda zamanla metabolik sendrom denilen ama içinde insülin direnci, lipit metabolizma bozuklukları, obezite, hipertansiyon, kalp damar hastalıkları ve diyabet gibi ciddi sağlık problemlerini içeren durum ortaya çıkabilmektedir. Metabolik hızdaki azalma yıllar içinde birçok kronik hastalık ile karşılaşılmasına yol açabilmektedir.
Günlük fiziksel aktivitelerinizi mutlaka artırın
Metabolizmanın motoru kaslardır ve kasları çalıştırmanın yolu da düzenli yapılan egzersizden geçer. Bu sebeple ofis ortamında çalışan ve düzensiz fiziksel aktivite yaşamayan kişiler kaslarını yeterince çalıştırmadıkları için metabolizmaları yavaşlar. Bu durumu önlemek için yapabilecek en basit şey, düzenli yapılan yürüyüşler olmakla birlikte özellikle ağırlık egzersizleri ile daha kalıcı ve gözle görülebilir sonuçlar alınabilmektedir.
30 yaşından sonra her 10 yılda bir metabolizma hızı yavaşlıyor!
Yaşlandıkça metabolizma yavaşlamaktadır. Kişilerin 30 yaşından sonra, her 10 yılda bir metabolik hızı %2-4 oranında azalır. Bunun önüne geçmenin de en önemli yolu düzenli egzersiz yapıp kas kitlesini özellikle yaşlanmaya karşı koruyabilmektir.
Bayanlarda menopoz, erkeklerde ise andropoz metabolizmayı yavaşlatan bir diğer etmenlerden biridir. Dolayısı ile bayanlar 40-50, erkekler ise özellikle 55 yaşından sonra kilo almaya meyilli hale gelebilmektedir. Bu durumdaki kişiler detaylı değerlendirilip hormon tedavileri uygulanabilmektedir.
Öğün atlayarak, düşük kalorili açlık diyetleri yapmayın!
Beslenme düzeni ve yapılan diyetler metabolizma ile doğrudan ilişkilidir. Özellikle hızlı kilo vermek için yapılan çok düşük kalorili açlık diyetleri, metabolik hızı ciddi oranda düşürmektedir. Bu nedenle özellikle bu tarz diyetlerden kaçınmak gerekir. Düzensiz beslenme ve kahvaltı başta olmak üzere öğün atlamak yine metabolik hızı düşüren başlıca faktölerden biridir. Glisemik indeksi yüksek gıdaların (basit şeker, un , nişasta vb) fazla tüketilmesi ve yetersiz sıvı alınımında dikkatli olmak gerekir. Bu nedenle sağlıklı besinler ile düzenli beslenmek oldukça önem taşımaktadır. Kişi bu konuda bir düzen sağlayamıyorsa mutlaka profesyonel destek almalıdır.
Hormonal durumu ve insülin direncini gözardı etmeyin!
Tiroid ve kortizon hormonu başta olmak üzere vücuttaki birçok hormon metabolik hızı direk olarak etkilemektedir. Bu nedenle metabolizma hızının yavaş olduğunu düşünen kişiler hormonal durumunu değerlendirmek üzere mutlaka doktora başvurmalıdır. Metabolizmayı etkileyen bir diğer önemli durum ise insülin direncidir. Özellikle göbek çevresinde yağ dokusunun artması beraberinde insülin direncini de getirmektedir. İnsülin direnci durumunda ise vücut gereğinden fazla insülin salgılamakta ve bunun sonucunda vücutta yağ depolanması ve kilo artışı olmaktadır. Yani vücut bir kısır döngüye girmektedir. Farklı değerler olmak ile birlikte bel çevresi 94 cm üzerinde olan erkekler ve 82 cm üzerinde olan bayanlar insülin direnci konusunda dikkatli olmalı ve gerekli tetkiklerini mutlaka yaptırmalıdır.
Obezitenin ana sebebi yavaşlayan metabolizma!
Metabolizma hızını etkileyen faktörler arasında genetik alt yapı, gıda intöloransı, kronik stres, uyku problemleri, diğer hastalıklar için kullanılan ilaçlar gibi birçok farklı etkende neden olabilmektedir.
Unutulmaması gerekir ki, obezite çağımızın salgın hastalığıdır. Bugünkü tıbbi veriler ile diyabet, kalp damar hastalıkları, hipertansiyon, hiperlipidemi gibi birçok kronik hastalığın ana sebebi obezitedir. Dolayısı ile fazla kilolardan kurtularak ilerde karşılaşılabilecek birçok kronik hastalığa da şimdiden dur denilerek hastalık riskinden kilo vererek kurtulunabilir.