Dirsek çevresinde uyuşma, karıncalanma ve güç kaybı gibi şikayetlerle kendini gösteren kubital tünel sendromu, ulnar sinirin sıkışmasıyla ortaya çıkan bir durumdur. Özellikle dirseğin iç kısmından geçen bu sinir, elin bazı kaslarının kontrolünü sağladığı gibi serçe ve yüzük parmaklarının hissini de yönetir. Eğer bu sinir baskı altındaysa hem gündelik yaşam kalitesi düşebilir hem de ilerleyen dönemlerde kalıcı sinir hasarı görülebilir. Kubital tünel sendromu tedavi yöntemleri sayesinde bu tablo önlenebilir.
Kubital Tünel Sendromu Nedir?
Kubital tünel sendromu, dirsek bölgesindeki ulnar sinirin sıkışması sonucu ortaya çıkan bir nöropati türüdür. Bu durum, ulnar sinirin dirsek arkasındaki kubital tünel adı verilen dar geçit içinde basınç altında kalması ile gelişir. Ulnar sinir, boyun bölgesindeki spinal köklerden başlayarak kol boyunca uzanan ve elin dördüncü ile beşinci parmaklarının hissini sağlayan önemli bir sinirdir.
Kubital tünel, dirsek içindeki kemik çıkıntılar arasında yer alan doğal bir anatomik yapıdır. Bu tünel, medial epikondil, olekranon ve ligamentler tarafından çevrelenmiştir. Normal koşullarda ulnar sinir bu tünel içinde serbestçe hareket edebilir ancak çeşitli faktörler nedeniyle bu alan daraldığında sinir üzerinde baskı oluşur. Bu sendrom, karpal tünel sendromundan sonra ikinci en sık görülen periferik sinir sıkışma durumudur. Özellikle 40-60 yaş aralığındaki bireylerde daha yaygın olarak görülür ve erkeklerde kadınlara oranla hafif bir artış gösterir. Meslek hastalıkları arasında da önemli bir yere sahiptir.
Kubital Tünel Sendromu Belirtileri Nelerdir?
Kubital tünel sendromu belirtileri genellikle kademeli olarak ortaya çıkar ve başlangıçta hafif rahatsızlıklar şeklinde kendini gösterir. En karakteristik belirti, elin dördüncü ve beşinci parmaklarında hissedilen karıncalanma ve uyuşma hissidir. Bu durum özellikle geceleri veya dirseğin uzun süre bükülü pozisyonda tutulması sonrasında belirginleşir.
Hastalığın ilerlemesi ile birlikte ağrı belirtileri de ortaya çıkar. Bu ağrı genellikle dirsek iç kısmından başlayarak elin kenar kısmına doğru yayılır. Bazen ağrı kol boyunca yukarı doğru da ilerleyebilir. Özellikle telefonda konuşma, okuma yaparken dirseği bükmek veya klavye kullanımı gibi aktiviteler sırasında yakınmalar artar. Motor belirtiler arasında el kaslarında güçsüzlük önemli bir yer tutar. Özellikle elin içindeki küçük kaslar etkilendiği için ince motor becerilerde zorluk yaşanır. Nesne tutma, düğme ilikleme, yazı yazma gibi hassas hareketlerde güçlük çekilir. İleri evrelerde parmaklar arasında kas erimesi görülebilir ve bu durum elin görünümünü değiştirir. Bazı hastalarda dirseğin içinde hassasiyet ve dokunmaya karşı aşırı duyarlılık gelişir. Bu durum özellikle sinirin geçtiği kubital tünel bölgesinde belirgindir. Ayrıca soğuk havalarda belirtilerin artması da karakteristik bir bulgudur.
Kubital Tünel Sendromu Neden Olur?
Kubital tünel sendromu nedenleri çeşitlidir ve genellikle anatomik, travmatik veya sistemik faktörlere bağlı olarak gelişir. En yaygın neden, dirseğin uzun süre bükülerek tutulmasıdır. Bu durum, masa başı çalışanlarda, telefon görüşmelerinde veya uyku sırasında sıkça görülür.
Anatomik nedenler arasında kubital tünelin doğuştan dar olması, ekstra kas bantları veya kemik çıkıntıları yer alır. Travmatik nedenler arasında dirsek kırıkları, çıkıkları ve direkt travmalar sayılabilir. Özellikle geçmişte geçirilmiş dirsek kırıkları sonrasında oluşan anatomik değişiklikler, sinir üzerinde kronik baskı oluşturabilir. Ayrıca dirsek bölgesindeki yumuşak doku yaralanmaları da sinir fonksiyonlarını etkileyebilir.
Mesleki ve yaşam tarzı faktörleri önemli risk unsurlarıdır. Uzun süre dirseğin bükülü pozisyonda tutulması gereken meslekler, tekrarlayan hareketler yapan işçiler ve sürekli dirsek üzerine yaslanarak çalışan kişiler risk altındadır. Özellikle bilgisayar kullanıcıları, operatörler ve ince el işi yapan ustaların bu sendromu geliştirme riski yüksektir. Sistemik hastalıklar da kubital tünel sendromu gelişimine katkıda bulunabilir. Diyabet, böbrek hastalıkları, tiroid bozuklukları ve artritis gibi durumlar sinir fonksiyonlarını etkileyerek sıkışma sendromlarına yatkınlık yaratır. Ayrıca yaş ilerlemesi ile birlikte dokuların elastikiyetini kaybetmesi de risk faktörü olarak değerlendirilir.
Kubital Tünel Sendromu Tanısı Nasıl Konur?
Kubital tünel sendromu tanısı öncelikle detaylı anamnez ve fizik muayene ile konulur. Hekim, hastanın yakınmalarını, belirtilerin başlama şeklini, hangi durumlarda arttığını ve azaldığını detaylı olarak sorgular. Meslek, hobiler ve geçirilmiş travmalar önemli anamnez bilgileridir. Fizik muayenede, kubital tünel sendromu testi olarak bilinen çeşitli provokasyon testleri uygulanır.
Tinel testi, kubital tünel bölgesinin hafifçe vurulması ile 4. ve 5. parmaklarda karıncalanma hissi oluşup oluşmadığını değerlendirir. Phalen testine benzer bir diğer yöntemde, dirsek olabildiğince bükülür ve bu pozisyonda yaklaşık 1 dakika beklenir. Bu sırada elde uyuşma, karıncalanma ya da ağrı gibi şikayetler ortaya çıkarsa, sinirin sıkıştığını gösteren bir bulgu olarak değerlendirilir.
Elektrofizyolojik testler tanıyı kesinleştirmek için altın standart yöntemlerdir. Sinir iletim çalışmaları ve elektromiyografi (EMG) testleri ile sinir fonksiyonları objektif olarak değerlendirilir. Bu testler sinir hasarının derecesini, lokalizasyonunu ve prognozu hakkında bilgi verir. Kubital tünel sendromu EMG bulguları, ulnar sinirin iletim hızında yavaşlama ve kas sinirlerinde bozulma bulgularını içerir.
Görüntüleme yöntemleri arasında ultrasonografi giderek önem kazanmaktadır. Yüksek çözünürlüklü ultrasonografi ile sinirin kalınlığı, tünel boyutları ve çevresindeki dokular değerlendirilebilir. MRI ise özellikle kemik yapı anomalilerini ve yumuşak doku patolojilerini göstermede faydalıdır. Sizde de bu ve benzeri şikayetleriniz varsa kubital tünel sendromu olabilirsiniz. İhmal etmemek adına en kısa sürede ortopedi ve travmatoloji hekimlerimize başvurun.
Sağlığınızı ihmal etmeyin. Eğer siz de dirsek çevresinde uyuşma, karıncalanma veya güç kaybı yaşıyorsanız vakit kaybetmeden Hisar Hospital Ortopedi ve Travmatoloji uzmanlarımıza başvurun. Erken tanı ve doğru tedavi için randevu alıp yaşam kalitenizi koruyabilirsiniz.