Diyabetik Nefropati
Diyabetik nefropati tip 1 ve tip 2 diyabetin yol açtığı ciddi komplikasyonlarından biridir. Diyabetik böbrek hastalığı veya diyabet ile ilişkili böbrek hastalığı olarak da adlandırılır. Böbreklerin filtrasyon özelliğini olumsuz etkileyen bu durum erken tedavi ile önlenebilir veya yavaşlatılabilir. Böbreklerin aktivasyonunda bozulmalara yol açan diyabetik nefropati vücuttan fazla sıvı ve atıkların uzaklaştırılmasının yeterince sağlanamamasına neden olabilir. Bu durumda diyabetik nefropati ödem, elektrolit ve atık madde birikimine sebebiyet verebilir. Diyabetik nefropatinin önlenmesi ve tedavisinde sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıklarını sürdürmek ve diyabet ile hipertansiyonu optimum düzeyde tutmak önemli yer tutar. Diyabetik böbrek hastalığı evreler halinde sınıflandırılabilir ve tedavi planlanır. Tedavisi sağlanmayan olgularda son dönem böbrek yetmezliği riski yüksek olabilir. Böbrek yetmezliği yaşamı tehdit eden ciddi bir sağlık sorunudur.
Diyabetik Nefropati Nedir?
Diyabetik nefropati diyabetli hastalarda ortaya çıkabilen ve böbrekleri etkileyen bir sağlık sorunudur. Diyabetik hastaların yaklaşık %30`unu etkiler ve böbrek yetmezliğinin yaygın nedenlerinden biridir. Hem tip 1 diyabet hem de tip 2 diyabet vakalarında ortaya çıkabilir. Bununla birlikte diyabetik nefropati vakalarının çoğunluğunu tip 2 diyabetli bireyler oluşturur. Nefropatinin gelişme mekanizması kesin olarak saptanamasa da birkaç faktörün etkili olduğu bildirilebilir. İnflamasyon, doku hipoksisi, renin-anjiyotensin sistemi ve metabolik aktivasyon hasarları diyabetik nefropatinin gelişmesinde rol oynayabilir. Genellikle artmış GFR (glomerüler filtrasyon hızı) ile kendini gösterebilir. Bunun ardından idrarla albumin atılımının 30-300 mg/gün seviyelerinde olduğu mikroalbuminüri görülebilir.
Böbrekler düzenli olarak vücutta ve kanda bulunan atık maddeleri filtreleme görevi görür. Üre, kreatinin, toksinler vb. atık maddelerinin filtrelenmesinin yanı sıra sıvı-elektrolit dengesinin kurulmasında yardımcı olur. Bu işlemler her iki böbrekte yer alan milyonlarca nefron tarafından gerçekleştirilir. Nefronlarda yer alan glomerüller küçük kan damarları yumağından oluşur. Kanın filtrelendiği ilk bölge olan glomerulus yarı geçirgendir. Bu özellik sayesinde su ve suda çözünen atık maddelerin ayrıştırılarak idrarla atılması sağlanır. Diyabetli bireylerde kan dolaşımında bulunan fazla miktarda glikoz, glomerul zarına ve nefronlara zarar verebilir. Hasar alan glomerul atık maddeleri olması gerektiği gibi filtreleyemez ve toksinler vücutta birikmeye başlar. Diyabet ile ilişkili böbrek hastalığında böbrekler normal veya daha büyük boyutlarda olabilir.
Diyabetik Nefropati Belirtileri Nelerdir?
Diyabet ile ilişkili nefropati erken dönemde belirgin semptom göstermeyebilir. Nefropati belirtileri genellikle böbreklerin %80-90’ını etkileyene kadar ortaya çıkmayabilir. İleri evrelerde diyabetik nefropati başlıca şu semptomlar ile kendini gösterebilir:
- Kontrol altına alınamayan hipertansiyon,
- Yüz, eller, ayaklar ve bileklerde ödem,
- Mide bulantısı ve kusma,
- İştahsızlık,
- Nefes darlığı,
- Ciltte kuruluk ve kaşıntı,
- Köpüklü idrar,
- Yorgunluk ve halsizlik,
- Odaklanma sorunları,
- Kafa karışıklığı,
- Kas krampları.
Diyabetik nefropati patolojik evreleri farklı semptomlar içerebilir. Ek olarak diyabete bağlı böbrek hastaları, diyabetli kişilere benzer bulgular ve özellikler gösterebilir. Diyabete bağlı semptomlar arasında şunlar yer alabilir:
- Sık idrara çıkma,
- Sık su içme isteği,
- Sık sık acıkma hissi,
- Karıncalanma ve uyuşma,
- Bulanık görme veya kısmi görme kaybı,
- Tükenmişlik,
- Baş dönmesi,
- Açıklanamayan kilo kaybı.
Ek olarak sık enfeksiyonlar, akantozis nigrikans, diyabetik ayak diyabetik nefropati hastalarında görülebilen diğer semptomlardır. Aynı zamanda hipertansiyonun şiddetlenmesi diyabetik nefropati gelişimine katkıda bulunabilir.
Diyabetik Nefropati Evreleri Nelerdir?
Tip 1 ve 2 diyabetin gelişmesi ve seyri sırasında böbrek fonksiyonlarında çeşitli değişiklikler olabilir. Diyabetli bireylerde nefropatinin gelişiminde bir dizi aşamalar kaydedilir ve ilerlemeye bağlı olarak diyabetik nefropati sınıflaması yapılır. Başlıca 4 evresi bulunan diyabetik nefropati evreleri şu şekilde açıklanabilir:
- Evre 1 (Hiperfonksiyon ve hipertrofi evresi): Bu evrede glomerullerin filtrasyon hızı (GFR) artış gösterebilir. Özellikle tip 1 diyabetli bireylerin yaklaşık %20-40`ında tanı sürecinde GFR yüksekliği görülebilir. Ayrıca bu evrede hiperfonksiyona sahip böbreklerde büyüme görülebilir. Hipertrofi olarak adlandırılan bu olay geriye döndürülebilir bir durumdur. İdrarla atılan albumin düzeyi artmış olsa da henüz mikroalbuminüri oluşmamıştır. Evre 1 diyabetik nefropati beslenme tedavisi, insülin ve ek tedaviler ile ilk evre kontrol altına alınabilir.
- Evre 2 (Sessiz evre): Uzun yıllar (5-15 yıl) sessiz gelişme gösterebilir ve ciddi belirtiler göstermeyebilir. Hastaların çoğunluğu yaşamları boyunca bu evrede kalabilir. Hiperfiltrasyon sebebiyle GFR yüksek seyreder ancak idrarda albumin miktarı normal düzeydedir. Bununla birlikte egzersiz esnasında mikroalbuminüri ortaya çıkabilir. Kan şekerinin optimum düzeyde tutulması ve takibi, protein kısıtlı diyet ve hipertansiyonun yönetilmesi bu evrenin tedavi amaçlarıdır.
- Evre 3 (Diyabetik nefropati başlangıcı evresi): Bu evredeki hastaların yaklaşık %80`i 10-15 yıl içerisinde nefropati geliştirme riski taşıyabilir. GFR normal veya yüksek değerlerde olabilir. Vakaların yaklaşık %60`ında kan basıncında artış görülebilir. Spesifik belirtisi kalıcı ve anormal derecede yüksek albumin (>20 μg/dk ve <200 μg/dk) atılımıdır. Albumin atılımının şiddeti hipertansiyon varlığında yüksek olabilir.
- Evre 4 (Klinik diyabetik nefropati): Belirgin nefropatinin oluştuğu bu evrede GFR hızı sürekli azalma halindedir. Ayrıca glomerul hasarı ve makroproteinüri ile karakterizedir. Kontrol altına alınamayan hipertansiyon nefropati için önemli bir tetikleyicidir.
Diyabetik nefropati ve üreminin şiddetli seyri son dönem böbrek yetmezliği ile sonuçlanabilir.
Diyabetik Nefropati Tanısı Nasıl Konulur?
Nefropati diyabetik genellikle diyabetin rutin kontrolleri sırasında teşhis edilir. Diyabetik nefropatinin erken evrelerinde belirgin semptomlar görülmeyebilir ve bu nedenle tanı konulamayabilir. Diyabetik nefropati tanısı amacıyla uygulanan testler başlıca şunları kapsar:
- İdrar testleri: Diyabetik nefropati, hematüri yani idrarda kan bulunması ile ilişkili olabilir. İdrar testleri idrar örneği alınarak albumin değerlerinin ve albumin/kreatinin oranının ölçüldüğü testlerdir. Albumin testinde idrarla atılan protein miktarı tespit edilebilir. İdrarda albumin proteinin yüksek olması böbrek fonksiyonunda bozulmalara işaret edebilir. İdrar numunesinde albumin/kreatinin oranı yükseldiğinde diyabetik nefropati riski yüksek kabul edilebilir.
- Kan testleri: Alınan kan örneğinden kreatinin ve GFR değerlerinin ölçümü böbreklerin aktivasyonu hakkında bilgi verebilir. Kan testi ile böbreklerin kanı filtreleme hızı ve yeteneğinin hesaplanması mümkündür.
- Görüntüleme testleri: Böbreklerin büyüklüğü ve yapısı ultrason ile görüntülenebilir. Ek olarak MRI (manyetik rezonans görüntüleme) ve BT (bilgisayarlı tomografi) taraması ile kan damarları ve böbreklere ulaşan kan miktarının görüntülenmesi mümkündür.
- Biyopsi: Lokal anestezi altında böbreklerden küçük doku örneklerinin alınması ve laboratuvarda incelenmesini içeren prosedürdür. Doku örneğinin alınması ince uçlu iğne yardımıyla gerçekleştirilir. Diyabetik nefropati biyopsi endikasyonları için doktorunuza başvurunuz.
Diyabetik nefropati tanı kriterleri bir veya birkaç testi kapsayabilir.
Diyabetik Nefropati Tedavisi Nasıl Yapılır?
Diyabetik nefropati tedavisi bireyin yaşı, tıbbi geçmişi, aile öyküsü ve genel sağlık durumu göz önüne alınarak planlanır. Diyabetik nefropati tedavisi ayrıca diyabetin tedavisini de kapsar. Bir veya birden fazla tedavi yöntemi kombinasyon şeklinde uygulanabilir. Başlıca tedavi yöntemleri diyet, egzersiz, ilaç tedavisi, transplantasyon (nakil) ve diyaliz şeklinde olabilir ve şu şekildedir:
- Diyet tedavisi: Diyabetik nefropati beslenme tedavisi doymuş yağlar, protein, tuz, tatlı ve işlenmiş etlerin sınırlı tüketilmesini içerir. Diyabetik nefropatinin evresi ve şiddetine bağlı olarak diyabetik nefropati diyeti uzman bir diyetisyen eşliğinde uygulanabilir.
- İlaç tedavisi: ARB (anjiyotensin 2 reseptör blokerleri) ve ACE inhibitörleri diyabetik nefropati vakalarında yüksek kan basıncını kontrol altına alabilen ilaçlardır. Diyabet ve kan şekerinin yönetilmesinde insülin, metformin, glukagon benzeri peptid 1 (GLP-1) ve SGLT2 inhibitörleri tercih edilebilir. Yüksek kolesterolün düşürülmesi ve idrarla protein atılımının azaltılması amacıyla statin grubu ilaçlar kullanılabilir.
- Diyaliz: Böbreklerin fonksiyonunun yetersiz kaldığı ileri evre vakalarda kanın atık ürünlerden ve fazla sıvıdan uzaklaştırılmasını sağlar. Diyaliz hemodiyaliz ve periton diyalizi olmak üzere ikiye ayrılır. Hemodiyaliz haftada yaklaşık 3 gün makine yardımıyla kanın vücut dışında filtrelenmesidir. Her seans yaklaşık 3-5 saat sürebilir. Periton diyalizi karın iç zarı olan peritonun atıkları filtrelemek amacıyla kullanılmasını kapsar. Evde uygulanabilen bir diyaliz yöntemidir ancak herkes için önerilmeyebilir.
- Transplantasyon (Böbrek nakli): İleri evre böbrek yetmezliği vakalarında böbrek nakli uygun bir tedavi yöntemi olabilir.
Tedavi yöntemleri ve planlaması kişiye özgü olarak belirlenir. Bu nedenle her tedavi yöntemi herkes için uygun olmayabilir. Diyabetik nefropati profilaktik tedavi de başvurulan yöntemler arasında yer alabilir. Size en uygun tedavi seçenekleri için doktorunuza başvurunuz.
Sık Sorulan Sorular
Diyabetik Nefropatinin Risk Faktörleri Nelerdir?
Diyabetli bireylerde nefropati oluşumu birtakım risk faktörlerine bağlı olabilir. Bu risk faktörleri altında asemptomatik olarak nefropati gelişimi görülebilir. Diyabetik nefropati risk faktörleri arasında:
- Kontrol altına alınamayan hiperglisemi,
- Kontrol altına alınamayan hipertansiyon,
- Yüksek kolesterol seviyeleri,
- Obezite,
- Sigara ve tütün ürünleri içmek,
- Ailede diyabet ve böbrek hastalıkları varlığı yer alabilir.
Diyabetik Nefropati En Çok Kimlerde Görülür?
Diyabetik böbrek hastalığı bildirilen verilere göre en çok tip 2 diyabetli bireylerde görülebilir. Diyabetik nefropati vakalarının çoğunluğu tip 2 diyabetli bireylerden oluşur ancak tip 1 diyabetli bireylerde de ortaya çıkabilir. Özellikle ailede böbrek hastalıkları ve diyabet öyküsü bulunan, kontrol altına alınamayan hiperglisemi ve hipertansiyonu olan bireylerde diyabetik böbrek hastalığı görülme riskinde artış olabilir.
Diyabetik Nefropati Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Diyabetik nefropatinin yol açtığı komplikasyonlar aylar ve hatta yıllar içinde gelişim gösterebilir. Tedavi edilmeyen diyabete bağlı böbrek hastalığı verilen komplikasyonları beraberinde getirebilir:
- Vücutta sıvı birikmesi,
- Pulmoner ödem,
- Kanda yüksek potasyum seviyeleri (hiperkalemi),
- Kardiyovasküler hastalıklar,
- Anemi,
- Felç,
- Gebelik komplikasyonları.
Diyabetik Nefropati Hastaları Nelere Dikkat Etmelidir?
Diyabet ile ilişkili böbrek hastalığı olan bireylerin sürecin yönetilmesinde dikkat etmesi gereken bazı hususlar vardır. Bunlar:
- İdrar albumin düzeyleri düzenli olarak takip edilmelidir.
- Kan basıncı 120/80 mmHg ve altında tutulmalıdır.
- Protein alımı vücut ağırlığının kilogramı başına 0,8 g olmalıdır.
- Diyalize giren diyabet hastalarının protein alımı vücut ağırlığının kilogramı başına 1,0-1,2 g olmalıdır.
- Hayvansal protein kaynaklarının yanı sıra bitkisel protein kaynakları da tüketilmelidir.
- HbA1c %7,0 altında tutulmalıdır.
Ek olarak nefrotoksik ilaç ve ajanlardan kaçınılması gerekir.
Diyabetik Nefropati Ölüme Sebep Olur mu?
Diyabetik nefropati yaşamı tehlikeye atan ciddi hastalıklar ve ölüm riski taşıyabilir. Bununla birlikte diyabetik nefropatisi olan tüm bireyler için aynı şekilde sonuçlanmayabilir. Ayrıca semptomlar hafifletilerek ve komplikasyon riski azaltılarak hastalığın ilerlemesi yavaşlatılabilir ve ciddi sonuçlar önlenebilir.
Diyabetik nefropati belirtileri yaşıyor veya diyabet yönetiminde uzman desteğe ihtiyaç duyuyorsanız, böbrek sağlığınız için geç kalmadan Nefroloji Bölümü uzmanlarımızdan randevu alabilirsiniz. Erken tanı ve doğru tedaviyle diyabetin böbrekler üzerindeki etkilerini kontrol altına almak mümkündür.
