Trigeminal nevralji, hastanın yüzünde, ataklar halinde, şimşek çakar tarzda ağrılar ile karakterize olarak meydana gelen bir hastalıktır. Trigeminal nevralji hastalığının ismi, yüzün hissini sağlayan 3 kollu trigeminal sinirden gelmektedir. Bu 3 kolun ilki göze doğru, ikincisi yanağa doğru, üçüncüsü ise çeneye doğru gider. Hastalığın en sık sebebi, trigeminal sinirin hastanın kendi damar tarafından beyinde sıkışmasıdır. Sinirin hangi kolunun sıkıştığına göre ağrının oluştuğu bölgede değişkenlik göstermektedir.
Sadece yaşı olan kişilerde değil çocuklarda da görülebilir
Türkiye’de her sene 750 kişinin bu hastalığa yakalanabilmektedir. Her yaşta, hatta çocuklarda bile görülmekle birlikte en sık 50 yaş ve üzerindeki kişilerde görülmektedir. Tansiyon yüksekliği, multipl skleroz hastalığı ve damar yapısını bozan hastalıklar ise hastalığın risk faktörlerindendir. Bu ağrı, yüze dokunma, yüze krem sürme, traş olma, yemek yeme, su içme, diş fırçalama, makyaj yapma, rüzgara maruz kalma, gülme, konuşma gibi olaylar ile tetiklenebilir. Bazı kişilerde haftada 1 kere olan bu ağrılar bazı kişilerde günde 100 kere olabilir. Hastalar genellikle ağrı geldiği zaman elektrik çarpar, şimşek çakar tarzı bir ağrı hissedebilir. Bu ağrılar zamanla dayanılmaz bir hal alabilir, hasta olan kişiler konuşamaz, hatta su içemez hale gelebilirler.
Tedavi sırasında ilaç kullanımına dikkat edilmesi gerekir
Trigeminal nevralji tedavisinde birinci basamak ilaç tedavisidir. Her hastada kullanılan ilaç türü ve dozu farklı olabileceği için bir hekim takibinde ilaç kullanılması önerilir. Kullanılan ilaçlar ile ağrıları geçen hastaların bazıları “artık iyi oldum” diyerek, takip eden hekimine danışmadan ilacları bıraktıklarını görülmektedir. Ancak ne yazık ki bu hastalarda, bir süre sonra ağrının daha şiddetli bir şekilde geldiğini ve eski dozların dahi fayda etmediğini görülebilmektedir. Ayrıca zamanla ilaç dozu yetmeyerek ağrısı tekrar başlayan hastaların, yine takip eden hekime danışmadan kendiliğinden ilaç dozunu arttırdığını da görmekteyiz. Bu durumda ise ilaçların yan etkileri olabilmekte, hatta yanlış dozlarda kullanılan ilaçlar, iç organlara zarar verebilmektedir. Bu sebeplerle mutlaka hekim kontrolünde ilaç kullanılmalıdır.
İlaç tedavisinden fayda görülmediğinde ameliyat tek çözüm!
İlaç tedavilerinden fayda görmeyen hastaların, iğne tedavisi (Radyofrekans ile siniri yakma, balon ile siniri sıkıştırma, alkol enjeksiyonu vb.), Gamma-Knife (Radyoterapi) ve ameliyat seçenekleri vardır. Tüm bu tedaviler arasında sinire en az zarar vererek en yüksek başarı oranı (tecrübeli ellerde başarı oranı %95’tir) olan tedavi ameliyattır. Ameliyat, ilaç tedavisinden fayda görmeyen ve ameliyatı kaldırabilecek durumda olan her hastada ilk seçenektir ve dünyada “altın standart” , yani “en ideal tedavi” olarak değerlendirilir.