Anksiyete (Kaygı Bozukluğu) Nedir? Belirtileri Nelerdir? Tedavisi Nasıl Olur?
Kaygı kişinin günlük hayatta yaşadığı normal tepkilerden biridir. Fakat bazı kişilerde hayatı yakından etkileyecek kadar ciddi noktalara ulaşabilir. Bu durumda anksiyete adı verilen kaygı bozukluğu meydana gelebilir. Çeşitli tedavi seçenekleri bulunan anksiyete bozukluğu, nasıl yönetilmesi gerektiğinin öğrenilmesi ile, kişinin günlük yaşamını daha az etkileyebilir.
Anksiyete (Kaygı Bozukluğu) Nedir?
Kaygı strese verilen normal bir tepkidir ve kişiyi tehlikelerden korumak için gerçekleşir. Herkes zaman zaman kaygı yaşar ancak kaygı bozukluğu olan kişi hayatını olumsuz etkileyen sürekli veya tekrarlayan kaygıya sahiptir. Anksiyete bozukluklarında kaygı gün içerisinde olağan olarak yaşanabilen korku ve endişe duygularından farklı seviyededir. Aşırı korku veya endişe şeklindedir ve kişide şunlara neden olabilir:
- Günlük aktivitelere yakından etki eder.
- Durumlara aşırı tepki verilmesine neden olur.
- Tepkilerin kontrol edilmesinde güçlük yaşanır.
Anksiyete Belirtileri Nelerdir?
Bu bozukluğu sahip kişiler aşırı endişe hissi nedeniyle fiziksel semptomlar yaşarlar. Bu semptomlar kişilerde kaygı ataklarını tetikleyen durumlardan kaçınmak şeklinde kendini gösterebilir. Fiziksel belirtilerin ortaya çıkması çoğu zaman diğer zihinsel sorunlarla birliktedir. Fiziksel ve ruhsal semptomlar sıklıkla şunları içerir:
- Kilo kaybı
- Nefes darlığı
- Kalp atışında hızlanma
- Sindirim sistemi bozuklukları
- Uyku sorunları
- Mide bulantısı
- Baş dönmesi
- Terleme
- Kontrolden çıkma hissi
- Göğüs ağrısı
- Huzursuz hissetmek
- Sinirlilik
- Konsantrasyon zorluğu
- Toplu ortamlardan uzak durma isteği
Anksiyete Neden Olur?
Çevresel ve genetik çeşitli risk faktörleri aşırı kaygı gelişimini tetikleyen birer neden olabilir. Risk faktörleri arasında şunlar bulunabilir:
- Çocukluk döneminde utangaçlık
- Stresli olaylara maruz kalma
- Ailede psikolojik problemler geçmişi
- Tiroid sorunları
- Kafein kullanımı
- Çeşitli ilaçlar
- Hormonal değişiklikler
- Geçmişte yaşanan ciddi travmalar
- Hamilelik
Anksiyete Türleri Nelerdir?
Aşırı kaygı ile giden anksiyete bozukluğunun birden fazla türü vardır. Türlere göre aşırı kaygıyı tetikleyen faktörler de değişiklik gösterir. Yaygın olarak rastlanan türler şunlardır:
- Yaygın anksiyete bozukluğu: Bu sorunu yaşayan kişilerde günlük sıradan olaylar kaygı verici olabilir ve bu kaygı günlük hayatı etkileyecek kadar şiddetli hale gelebilir. Zihin günlük yaşam içerisinde en kötü senaryoya odaklanarak kendisini kaygılandırır ve fiziksel semptomların oluşmasına neden olur.
- Panik bozukluk: Panik bozukluk yaşayan kişilerde korku nöbetleri yaşanabilir. Panik atak anlarında kişi gerçek dışı duygulara ve hislere kapılır.
- Sosyal anksiyete: Sosyal kaygı bozukluğu yaşayan kişilerde insanlar sosyal ortamlarında kaygılı hissederler. Bunun sonucunda ciddi kaygı atakları yaşanır.
- Spesifik fobi: Spesifik kaygı bozukluğu yaşayan kişiler tehlike oluşturmayan spesifik bazı şeylere karşı kaygı yaşarlar. Hayvanlar, nesneler ya da su gibi farklı faktörler tetikleyici olabilir.
Sosyal Anksiyete Nedir?
Sosyal anksiyete bozukluğu kişinin toplum içerisinde korku belirtileri göstermesine neden olur. Kişilerin sosyal durumlarda hissettikleri korku o kadar yoğundur ki uzaklaştıklarında bu korkunun ortadan kalkacağı hissine kapılabilirler. Sosyal kaygı bozukluğu genellikle çocukluk döneminde ortaya çıkar. Aşırı utangaçlık ve sosyal ortamlardan kaçınmak ilk belirtiler arasındadır. Aynı zamanda sosyal anksiyete kadınlarda erkeklere göre daha sık görülebilir.
Sosyal Anksiyete Neden Olur?
Sosyal kaygının pek çok nedeni vardır. Genetik ya da çevresel faktörler bir araya gelerek bu soruna neden olabilir. Sosyal ortamlarda ve topluluk içerisinde gerçekleştirilen günlük aktiviteler aşağılanma, yargılanma ve reddedilme endişeleri nedeniyle kaygı ve korkuya neden olabilir.
Sosyal Anksiyete Nasıl Geçer?
Sosyal kaygı bozukluğu olan kişiler mutlaka bir sağlık uzmanından destek almalıdır. Psikiyatrist tarafından yapılan tıbbi geçmiş incelemesi sonrası fiziksel semptomlar incelenir. Psikiyatrist, psikolog ve ihtiyaç duyulduğunda diğer sağlık uzmanlarının sosyal kaygı tedavisi için koordinasyon halinde çalışması gerekebilir. Sosyal anksiyetenin tedavi edilmesi için ilaçlar ve psikoterapi gibi tedavi seçenekleri tek başına ya da birlikte kullanılabilirler.
Anksiyete Kimlerde Daha Çok Görülür?
Aşırı kaygının kimlerde daha çok görüldüğü tam olarak bilinmese de bazı durumlar olasılığı artırabilir. Ailede kaygı bozukluğu ya da mevcut başka bir psikolojik problem bulunması bu durumlar arasındadır. Aynı zamanda regl dönemi ile değişiklik gösteren kadınsal hormonlar psikolojik olarak kadınlarda daha sık anksiyete yaşanmasına neden olabilir. Bunun dışında her iki cinsiyette de tiroid hormonları gibi kimyasallardaki değişimler de aşırı kaygıya sebep oluşturabilecek durumlar arasında bulunur. Sadece biyolojik faktörler değil çevresel faktörler de birer sebeptir. Geçmişte travmalar yaşayan kişilerde o anlar ile özdeşleştirdikleri her şey bir tetikleyici olarak anksiyeteye neden olabilir.
Anksiyete Tanısı Nasıl Konur?
Kaygının kontrolden çıkması fiziksel semptomlara neden olabildiği için öncelikle bu semptomların başka hastalıklardan kaynaklı olmadığından emin olunması gerekir. Eğer semptomların nedeni mevcut bir hastalık değilse tanı psikiyatrist tarafından alınmalıdır. Tanı için psikolojik olarak bir değerlendirme yapılmalıdır. Bu değerlendirmede kişinin duyguları, davranışları ve düşünceleri incelenir.
Tedavisi Nasıl Yapılır?
Tedavide tek bir yöntem tercih edilmeyebilir. Tedavi seçenekleri psikoterapi, ilaç ve başa çıkma yöntemleri şeklinde sıralanabilir. Tedavilerin amacı kişinin kaygı durumunu yönetmesini sağlamak ve kaygıya neden olan faktörlerden kişinin etkilenmesinin önüne geçmektir. Tedavi seçenekleri şunlardır:
- İlaç tedavisi: Tedavi için çeşitli ilaçlar kullanılabilir. İlaçlar sadece psikolojik belirtileri değil fiziksel semptomları da önlemeye yardımcı olabilir. İlaçların çeşidi ve dozu kişinin ihtiyaçları doğrultusunda değişiklik gösterebilir. Aynı zamanda bu ilaçların yazılması için bir psikiyatrist tarafından muayene de önemlidir.
- Bilişsel davranışçı terapi: Kişide kaygıya neden olan durumlar belirlenerek bunlar hakkındaki davranışlar ve düşünceler terapist tarafından değiştirilmeye çalışılır. Kişinin öncelikle olumsuz düşüncelerini ve bunların nedenlerini sorgulaması gerekir. Uygun ortam oluşturulduğunda kişi bu tetikleyicilere maruz bırakılarak kaygıya neden olan bir durum olmadığı gösterilir. Uygulanan bu kendi kendine maruz bırakmalar ile kaygı ataklarının ortadan kaldırılması amaçlanır.
Anksiyete Tedavisi Ne Kadar Sürer?
Kaygı bozukluğu tedavisi kişinin ihtiyaçları ve gösterdiği semptomlara bağlı olarak değişebilir. Tedavi için kullanılan ilaçların etki etmeye başlaması ortalama 1 ay kadar sürebilir. Aynı zamanda psikoterapiler de belirli aralıklarla seanslar halinde gerçekleştirilir. Tüm tedavinin ve iyileşme sürecinin ne kadar devam edeceğini söylemek zordur. Süreç tamamen kişinin uyumu ve anksiyetesinin durumuna bağlı olarak değişiklik gösterir.
Anksiyete Krizi Anında Ne Yapılmalıdır?
Kaygı krizi anında kişi tetikleyicilerden uzaklaşma isteği duyar. Bu anlarda kişinin kendisini rahatlatması ve bu durumun normalde kaygıya neden olmaması gerektiğini fark etmesi önemlidir. Kriz anında yapılabilecekler şunlardır:
- Nefes egzersizi yapmak
- Gözleri kapatmak ve sakinleşmeyi beklemek
- Bir objeye odaklanarak odak noktasını değiştirmek
- Kas gevşetme teknikleri uygulamak
- Hayal kurmak
- Güven duyulan bir kişi ile konuşmak
- Gerekli durumda sağlık kurumu ile iletişime geçmek
Anksiyete Krizi Nasıl Geçer?
Kriz anında insan vücudu gerilir, nefes ve kalp atışı hızlanır. Kaygı krizinin başladığı hissedildiğinde kişinin kendisini sakinleştirmesi gerekebilir. İlk adım farkındalıktır yani kişinin kaygı krizlerinden önce bu krizler ile ilgili bilgi sahibi olması krizleri yönetmesine yardımcı olabilir. Kaygı krizinin başladığı hissedildiğinde öncelikle derin nefes almaya başlamak iyi sonuç verebilir. Çünkü kaygı krizinde kişi farketmeden nefes alış verişinde değişiklik yapmaya başlar. Nefesin normale döndürülmesi kişinin bir sorun olmadığı hissini benimsemesine yardımcı olur. Bu noktada derin ve yavaş nefesler almak ve bu sürece odaklanmak yararlı olabilir. Aynı zamanda kişinin kriz yaşamadan önce de bu durumlar hakkında düşünmesi ve neler yapabileceğine psikiyatristi ile karar vermesi de yardımcıdır. Nelerin kaygı krizine neden olduğu ve bu durumlarda kaçmadan nasıl baş edilebileceği öğrenildikten sonra kontrolü ele alabilir. Bu sürecin sonunda krizler zamanla azalarak artık yaşanmayacak noktaya ulaşabilir.
Anksiyeteyi Önlemek İçin Neler Yapılabilir?
Aşırı kaygı krizleri önlenebilir olmasa da kişinin daha az etkilenmesi sağlanabilir. Tedavi ile birlikte zamanla ataklar da ortadan kalkmaya başlar. Olumsuz duygular ile başa çıkmayı öğrenmekten fiziksel aktiviteye kadar, aşırı kaygıyı yönetmek ve önlemek için yapılabilecekler mevcuttur. Kaygı krizlerini yönetmek için yapılabilecekler şunlardır:
- Tedavi planına uyum göstermek
- Kaygı sorunları hakkında bilgi sahibi olmak
- Ataklar ile baş etmeyi öğrenmek
- Düzenli egzersiz yapmak
- Rahatlama tekniklerini düzenli olarak uygulamak
- Kafein ve alkol kullanımından kaçınmak
- Sağlıklı beslenmek
Anksiyeteden Korunmak Yolları Nelerdir?
Bu ruhsal sorunun nedeni çevresel ve genetik pek çok farklı etken olabilir. Bu etkenler ne kadar değiştirilebilir olmasa da kişinin psikolojik sağlığına dikkat etmesi riski azaltabilir. Bunun için öncelikle aşırı kaygıyı tetikleyebilecek olan stres faktörleri ile başa çıkmak önemlidir. Meditasyon gibi stresle başa çıkmaya yardımcı olan destekler stres anında kişinin daha az etkilenerek kaygı oluşturmasının önüne geçebilir. Aynı zamanda ciddi bir travma yaşayan kişiler psikolojik destek alarak bu travma ile yaşamayı öğrenebilir. Travmadan daha az etkilenmek de travma ile bağdaşlaştırılan faktörlerin kaygı krizlerine neden olmasının önüne geçebilir.
Sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemek de kişinin psikolojik sorunlardan korunmasında rol oynar. Kafein ve alkol gibi kaygı oluşumunu tetikleyebilecek maddelerin azaltılması ya da tamamen bırakılması riskli kişilere yardımcı olabilir. Sağlıklı beslenmek de beyin sağlığını yakından etkiler. Kaliteli yağların tüketilmesi ile beyin sağlığı desteklenebilir. Aynı zamanda düzenli olarak egzersiz yapmak da etkili faktörler arasında yer alır. Özellikle yoga gibi fiziksel olarak aktif olmayı sağlarken nefes alma tekniklerinin de öğrenildiği aktiviteler stres yönetiminde ve kaygının bir soruna dönüşmesinin önüne geçilmesinde destekleyici olabilir.
Siz de günlük hayatınızı etkileyen boyutlarda kaygılar yaşıyorsanız bir sağlık kurumu ile iletişime geçerek bu kaygıların yönetimi hakkında gerekli desteği alabilirsiniz.