Tüm dünyada önlenebilir körlüklerin en önemli nedenlerinden biri olan glokom yani bilinen adıyla göz tansiyonu, milyonlarca insanın göz sağlığını ciddi bir şekilde etkileyebiliyor.
Artan göz içi basıncının görme siniri hücrelerini öldürerek, kalıcı görme kaybına yol açtığı hastalık; erken belirti vermeden sinsi bir şekilde ilerlediği için tedavide geç kalınabiliyor.
Erken teşhisin büyük önem taşıdığı glokom hastalığı hakkında Hisar Intercontinental Hospital Göz Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü Uzmanı Op. Dr. Faruk Eroğlu ile konuştuk…
Erken teşhis edilmediği takdirde kalıcı körlüğe neden olabiliyor!
Glokom tüm dünyada önlenebilir körlüklerin en önemli nedenlerinden bir tanesidir. ‘Karasu hastalığı’ ya da ‘göz tansiyonu’ olarak da bilinen glokom, dünyada milyonlarca insanı etkileyen yaygın bir göz hastalığıdır. Glokom, özel göz içi sıvısını dışarı boşaltan kanallarda yapısal olarak tıkanıklık oluşması nedeniyle, sıvının yeterli boşalamaması veya sıvının fazla üretilmesi ve bunlara bağlı olarak göz içi basıncının artması sonucu oluşur. Artan göz içi basıncı görme siniri hücrelerini ve öldürerek kalıcı görme kaybına yol açar.
40 yaş ve üzeri kişiler için yılda bir kez göz taraması şart
Göz tansiyonu olarak bilinen ve sıklıkla 40 yaş üzeri kişilerde oluşan glokom, erken dönemde belirti vermeden yıllar içinde gizlice ilerleyebiliyor. Sinir liflerinin hasara uğramasıyla, görme alanında kayıplara neden olabilen glokomun oluşturduğu hasarlar kalıcı olmakla birlikte tedaviyle de göz eski sağlığına kavuşamayabiliyor. Glokom göz taramalarında veya normal göz muayenesinde ortaya çıkabildiği için, yılda bir kez göz taraması ve muayene olunması hastalığın erken teşhisinde oldukça önem taşıyor.
Anahtar deliğinden bakar gibi görülüyorsa
Glokom özellikle erken dönemde hiçbir belirti vermez. Hastalık çoğunlukla normal göz muayenesinde ya da taramalarda ortaya çıkarılır. Birçok hasta tarafından ancak ileri dönemde ve belirgin görme kaybı ortaya çıktığında fark edilebilir. Bu dönemde gelen hastalar görme alanı kaybı nedeniyle anahtar deliğinden bakar gibi görürler. Bu nedenle hastalar gözde ani başlayan ağrı, görme kaybı ve mide bulantısı ile doktora başvururlar. Gözün en acil hastalıklarından biri olan glokomda, hastanın göz tansiyonunu ilaç ve serumla hızla düşürmek gereklidir.
Bebeklerde de görülebiliyor
Bebeklerde doğuştan göz içi sıvısını dışarı atan delikler bir zarla kaplıdır. Bu bebeklerin gözleri büyük ve hafif gri görünümlü olur.Işıktan çok rahatsız olurlar. Bu nedenle en kısa sürede tedaviye başlanmalıdır.
Ailenizde glokom varsa siz de risk altında olabilirsiniz!
Günümüzde her bireyin düzenli göz kontrolünden geçmesi gerekir. Ancak bazı risk faktörlerine sahip bireyler özellikle bu kontrollere uymalıdır. Bunların en başında ailesinde glokom bulunan kişiler gelir.. Özelikle birinci derece akrabasında göz tansiyonu bulunan kişilerin düzenli muayenelere gitmeleri kalıcı hasarları erkenden engellemek açısından oldukça önemlidir.
Uzun süreli kortizon kullanımı göz tansiyonunu yükseltebiliyor
Miyop ve hipermetrop olan kişilerde glokom sıklığı daha yüksektir. Miyop olan kişide açık açılı glokom görülürken, hipermetrop olan bireylerde dar açılı glokom daha sık görülür. Uzun süre kortizonlu ilaç kullanımı göz tansiyon yüksekliği yapabildiğinden bu kişilerde sık göz tansiyonu kontrolü yapılmalıdır. Ayrıca şeker hastalığı, migren, göz içi iltihabı (üveit), retina damar tıkanıklıkları ve göz travmaları da glokoma neden olabilir.
Glokom hastalığının tedavisi kararlılık gerektiriyor
Glokom tedavisinde amaç göz tansiyonunu düşürerek hasar görmeyen sinir hücrelerini korumaktır. Bir defa hasar görmüş sinir hücrelerinin tekrar iyileştirilmesi mümkün olmadığı için glokomda erken tanı ve tedavi çok önemlidir. Hastalığın tedavisi ömür boyu sürer ve kararlılık ister.
Tedavi ilaç ve göz damlaları ile sağlanıyor
Göz tansiyonunu düşürmek amacı ile en sık kullanılan yöntem ilaç tedavisidir. İlaç tedavisinde çeşitli göz tansiyonu damlaları ve haplar kullanılır. Glokom tanısı konulan hastalarda ilaç tedavisi hayat boyu devam etmelidir. İlaç tedavisi ile göz tansiyonu düşürülemeyen hastalarda lazer ya da cerrahi girişim uygulanır. Cerrahi girişimin yeterli olmadığı dirençli hastalarda özel tahliye tüpleri yerleştirilir.
Şeker hastalığı ve miyop göz tansiyonunu tetikliyor!
Her bireyin düzenli olarak yılda bir kez göz kontrolünden geçmesi gerekir. Fakat bazı risk faktörlerine sahip bireyler özellikle bu kontrollere uymalı ve göz sağlığını ihmal etmemelidir.
- 45 yaşın üzerindeki kişiler
- Ailesinde göz tansiyonu hastalığı bulunanlar
- Şeker hastaları,
- Miyop olanlar,
- Uzun süre kortizonlu ilaç kullananlar
- Göz travması geçirenler