Alzheimer hastalığı özellikle ileri yaş grubundaki kişileri etkileyen, hafıza, düşünce ve davranışlarda gerilemeye neden olan nörodejeneratif bir sağlık sorunudur. Beyindeki nöronların yani sinir hücrelerinin zaman içerisinde kaybedilmesi neticesinde ortaya çıkan bu hastalık başlangıçta hafif semptomlar ile başlar. Hastalığın ilerleyen zamanlarında bilişsel fonksiyonlarda ortaya çıkan gerileme kişinin günlük yaşamını sürdürmesini önemli ölçüde zorlaştırır.
Demans ile alzheimer arasındaki fark genellikle merak konusu olsa da gerçekte Alzheimer, demansın en sık karşılaşılan türüdür. Alzheimer ilerleyici bir sağlık sorunu olmakla birlikte erken tanı hastalığın kontrol altına alınmasına yardımcı olabilir.
Alzheimer Nedir?
Halk arasında sıklıkla bunama olarak da adlandırılan Alzheimer hafıza, düşünme, öğrenme gibi becerilerde ilerleyici düşüş ile karakterize nörolojik bir sağlık sorunudur. Alzheimer, beyindeki sinir hücrelerinin olması gerekenden daha hızlı bir şekilde kaybına yol açar. Beyinde bulunan sinir hücrelerinin her birinin farklı görevleri vardır. Bu nedenle Alzheimer hastalarında etkilenen sinir hücresine bağlı olarak hatırlama, düşünme gibi bilişsel fonksiyonların yanı sıra ani sinirlenme gibi davranış değişiklikleri de görülebilir.
Günümüzde 25 milyondan fazla insan, büyük çoğunluğu Alzheimer olmak üzere, demans hastalığı ile mücadele etmektedir. Hastalık adını 1906 yılında hastalığı ilk kez tanımlayan Alman doktor Alois Alzheimer’dan alır. O dönemde akıl sağlığını hızla kaybeden ve nihayetinde yaşamını yitiren bir kadında hayatını kaybetmeden önce hafıza kaybı, konuşma zorlukları ve ani davranış değişiklikleri gibi belirtilerin olması Dr. Alois’in ilgisini çeker ve ölümünden sonra hastanın beyin dokusunu incelemek ister. Dr. Alois hastanın beynini incelediğinde bugün amiloid plaklar olarak bilinen anormal protein birikimleri ve tau düğümleri olarak da adlandırılan karışık lif demetleri fark eder. Dr. Alois’in elde ettiği bulgular günümüzde hâla AH çalışmalarının temel taşlarını oluşturur.
Alzheimer başlangıcı belirtileri genellikle hafiftir. Hastalığın başlangıcında çoğu hastada hafıza, yön bulma, zaman algısı gibi işlevleri kontrol eden entorinal korteks ve hipokampus bölgelerindeki sinir hücrelerinde hasar vardır. Ancak hastalık ilerleyici bir sağlık sorunu olduğu için zamanla sinir hücrelerindeki hasar ilerleyerek konuşma, düşünme ve sosyal davranışlardan sorumlu olan diğer beyin bölgelerini de etkiler. Alzheimer son evre hastalarında ise beyindeki birçok bölge ciddi şekilde hasar görür ve kişi başkalarına bağımlı hale gelebilir.
Alzheimer Belirtileri Nelerdir?
Alzheimer hastalığı belirtileri başlangıçta hafif semptomlarla başlar. Alzheimer ilk belirtileri arasında hafif düzeyde unutkanlık en sık karşılaşılan semptomlardandır ancak hastalık zamanla ilerleyerek kişinin yaşamını önemli ölçüde etkileyen ciddi semptomlara yol açabilir. Buna göre başlıca Alzheimer belirtileri şu şekildedir:
- Aynı yaştaki diğer insanlara kıyasla konuşurken doğru kelimeleri bulmada daha fazla zorluk çekmek,
- Zaman ve mekan algısında bozulma,
- Muhakeme yeteneğinde bozulma,
- Günlük işlerin tamamlanmasının normalden daha uzun sürmesi,
- Soruları tekrarlamak,
- Para yönetimi gibi konularda sorun yaşamak,
- Eskiden çok iyi bildikleri bir yere giderken kaybolmak,
- Eşyaları kaybetmek veya onları ait olmadıkları yerlere koymak,
- Ani sinirlenme gibi ruh hali ve kişilik değişiklikleri,
- Zamanla aile üyelerinin ve günlük hayatta kullanılan eşyaların isimlerini unutma,
- Sosyal ortamlardan uzaklaşma,
- Başkalarına karşı güvensizlik,
- Uyku düzeninde değişiklik.
Hastalık başlangıçta beynin hafıza ve konuşma gibi görevlerden sorumlu bölgesini etkiler. Bu nedenle hastalarda başlangıçta normalde sahip oldukları pek çok beceri kaybedilse de kitap okuma, şarkı söyleme, dans etme veya çizim yapma gibi beynin diğer bölgeleri tarafından kontrol edilen beceriler korunabilir.
Alzheimer Nasıl Olur?
Alzheimer beyindeki amiloid ve tau adlı proteinlerin anormal birikimidir. Bu proteinler sinir hücrelerinin etrafında kümelendikçe beynin farklı bölgeleri arasında ve beyinden vücuttaki kaslara ve organlara mesajlar iletmekle görevli olan nöronlar arasındaki bağlantının kopmasına neden olur. Zamanla sinir hücreleri işlevini kaybeder, beynin farklı bölgeleri arasında veya beyinden diğer kaslara ve organlara mesaj iletemez hale gelir ancak bu proteinlerin beyinde neden biriktiği hakkında kesin bir şey söylemek zordur. Bazı çalışmalar erken başlangıçlı Alzheimer hastalarında bazı genetik mutasyonların beyinde protein birikmesine neden olabileceğini göstermektedir. Daha geç başlangıçlı vakalarda ise beyinde zaman içerisinde gerçekleşen pek çok değişiklik protein birikmesinin nedeni olabilir.
Alzheimer hastalığının günümüzde kesin nedeni tam olarak bilinmese de çeşitli faktörlerin hastalığın gelişiminde rolü olabileceği düşünülmektedir. Buna göre başlıca Alzheimer nedenleri ve risk faktörleri şunlardır:
- Yaş: Hastalığın gelişiminde doğal yaşlanma sürecinin önemli rolü vardır. 65 yaş sonrası risk zaman içinde artar. 85 yaş üstü bireylerde Alzheimer görülme oranı yaklaşık %45-50 dir. Alzheimer riski her ne kadar yaşla birlikte artsa da bunama yaşlanmanın kaçınılmaz sonucu değildir. Erken dönemde alınan bazı önlemler hastalığa yakalanma riskini azaltabilir.
- Genetik faktörler: Bazı çalışmalara göre birinci dereceden aile üyelerinde öyküsü olan kişilerde hastalığın görülme riski daha yüksek olabilir. Özellikle APOE4 geni hastalık riskini artıran önemli bir genetik faktördür. Nüfusun %25-30’u bu geni taşısa da bu gene sahip herkeste mutlaka hastalık gelişmez. Ayrıca son yıllarda uzmanların hastalığa neden olabilecek, nadir görülen bazı genetik değişikliklerin üzerinde durduğu görülür. Bu genetik değişiklikler kişilerin hastalığa yakalanma riskini neredeyse kesin hale getirir. Bu durum vakaların %1’inden daha azında görülür. Bir başka ifadeyle genetik faktörler hastalığın gelişiminde önemli bir rol oynasa da tek başına belirleyici değildir.
- Kafa travması: Ağır kafa travması vakalarında, özellikle travmadan sonraki 6 ay ila 2 yıl içerisinde, hastalığın görülme riski artabilir.
- Alkol kullanımı: Uzun süreli ve aşırı alkol kullanımı beynin işlevinde bozulmaya neden olarak erken başlangıçlı AH görülmesine yol açabilir.
Aynı zamanda çeşitli çalışmalar hareketsizlik, sigara kullanımı, obezite gibi kalp ve damar sağlığını etkileyen risk faktörlerinin AH riskini de artırabileceğini gösterir. İlave olarak hava kirliliği, düzensiz ve yetersiz uyku gibi faktörler de hastalığa yakalanma riskini artırabilir.
Alzheimer Tanısı Nasıl Konulur?
Alzheimer hastalığının teşhisinde kişinin semptomlarını ayrıntılı bir şekilde açıklaması büyük önem taşır. Bu süreçte hastanın yakınları da kişide fark ettikleri değişiklikleri uzmanlarla paylaşarak tanı sürecine yardımcı olabilir. Uzmanlar öncelikle hafıza ve düşünme becerilerini çeşitli testler yardımıyla kontrol edebilir. Ayrıca benzer semptomlara neden olabilen başka sağlık sorunlarını önleyebilmek için uzmanlar kan tetkiklerinden ve çeşitli görüntüleme yöntemlerinden faydalanabilir.
AH için kullanılan başlıca testler şu şekildedir:
- Reflekslerin, kas kuvvetinin, denge, koordinasyon ve duyusal fonksiyonların değerlendirildiği fiziksel muayene,
- Tiroid hastalıkları, vitamin eksiklikleri gibi hafıza kaybına neden olabilecek diğer faktörleri elemek için çeşitli kan tetkikleri,
- Kısa ve uzun süreli hafıza, problem çözme ve düşünme becerilerini değerlendirmeye yardımcı testler,
- MR, BT, PET gibi çeşitli görüntüleme yöntemleri,
Bazı durumlarda, özellikle hızlı ilerleyen veya erken başlangıçlı demans vakalarında, serebrospinal sıvıdaki amiloid ve tau proteinleri ölçülebilir.
Alzheimer Tedavisi Nasıl Yapılır?
Alzheimer hastalığının tedavisi hastalığın evresine ve semptomların şiddetine göre değişiklik gösterir. Hastalığın kesin bir tedavisi bulunmamaktadır ancak son yıllarda onaylanan bazı ilaçlar hastalığın semptomlarını hafifletebilir ve ilerlemesini yavaşlatabilir. Bu ilaçlar, özellikle hastalığın erken evrelerinde kullanıldığında, kişinin günlük yaşam aktivitelerini sürdürebilmesine yardımcı olabilir. Bununla birlikte hastalarda meydana gelen davranış değişikliklerini yönetmek ve onların kendilerini daha rahat hissetmelerini sağlamak için hastanın çevresinde tanıdık ve rahatlatıcı objeler bulundurmak, kişinin yaşam alanını değiştirmemek ve stresli durumlarda dikkatini başka bir yöne çekmek gibi çeşitli yöntemlerden faydalanılabilir. Bu yöntemlerin etkili olmadığı durumlarda uzmanlar anksiyete, huzursuzluk ve depresyon gibi semptomları kontrol altına alabilmek için çeşitli ilaçlar reçete edebilir.
Sık Sorulan Sorular
Alzheimer Genetik midir?
Özellikle erken başlangıçlı Alzheimer hastalığında genetik faktörlerin rolü vardır ancak genetik yatkınlık hastalığın gelişiminde tek başına belirleyici değildir.
Alzheimer Kaç Yaşında Başlar?
Genellikle 65 yaşın üzerindeki kişilerde görülse de nadir durumlarda 30’lu veya 40’lı yaşlarda da hastalığa rastlanabilir.
Alzheimer En Çok Kimlerde Görülür?
Hastalık özellikle 65 yaşın üzerindeki kişilerde ve aile üyelerinde demans olanlarda daha sık görülür.
Alzheimer Geni Kimden Geçer?
APOE-e4 geni anneden veya babadan geçebilir. Ebeveynlerden her ikisinden birden APOE-e4 geninin aktarılması halinde hastalığın görülme riski daha yüksek olabilir.
Alzheimer Hastalığı Hangi Vitamin Eksikliğinden Olur?
Vitamin eksiklikleri Alzheimer hastalığına neden olmaz.
Her Unutkanlık Alzheimer Belirtisi midir?
Unutkanlık Alzheimer temel belirtisi olsa da her unutkanlık Alzheimer belirtisi değildir. Bazı durumlarda çeşitli vitamin eksiklikleri, tiroid problemleri veya doğal yaşlanma süreci gibi faktörlerin etkisiyle insanlarda unutkanlık görülebilir.
Alzheimer, ilerleyici bir sağlık sorunudur ve erken önlem alınmadığında kişinin başkalarına bağımlı hale gelmesine yol açabilir. Bu nedenle sizde veya yakınlarınızda Alzheimer başlangıcı belirtileri fark ederseniz, vakit kaybetmeden Hisar Hospital’daki uzmanımıza randevu alabilir veya alttaki formu doldurarak gerekli kontrolleri yaptırabilirsiniz.