Üremi
Üremi böbreklerin kandaki atık maddeleri yeterince süzememesi sonucu bu toksinlerin vücutta birikmesiyle oluşan klinik bir tablodur. En sık kronik böbrek yetmezliğinin ileri evrelerinde görülür fakat akut böbrek hasarları da üremi sebepleri arasında yer alabilir. Üre, kreatinin, fosfat gibi maddelerin birikimi sistemik düzeyde çok sayıda belirtiye yol açar.
Üremi Nedir?
Üremi böbreklerin görevini yeterince yerine getirememesi sonucu kandaki zararlı atık maddelerin birikmesiyle oluşan ciddi ve sistemik bir durumdur. Normalde böbrekler vücudun metabolik faaliyetleri sonucu ortaya çıkan üre, kreatinin, fazla tuzlar ve asitleri süzerek idrarla dışarı atar fakat böbrek fonksiyonlarında ciddi bir düşüş meydana geldiğinde bu maddeler vücutta birikir ve kan yoluyla tüm organ sistemlerine yayılır. Bu duruma “üremi” adı verilir. Üremi sadece laboratuvar testleriyle tespit edilen bir kan değeri artışı değil; aynı zamanda bu birikimlerin vücutta yol açtığı fiziksel, nörolojik, gastrointestinal ve dermatolojik belirtilerle kendini gösteren bir sendromdur.
Üremi Nasıl Olur?
Üremi böbreklerin süzme (filtrasyon) işlevinin ciddi şekilde bozulmasıyla ortaya çıkar. Glomerüler filtrasyon hızı (GFR) belirli bir eşiğin altına düştüğünde bu atık maddeler kanda birikmeye başlar. Bu birikim yalnızca kimyasal düzeyde değil fizyolojik olarak da zararlıdır çünkü söz konusu maddeler sinir sistemi, kalp, sindirim sistemi ve cilt dahil olmak üzere pek çok sistemi olumsuz etkiler. Üremik toksinler hücre işleyişini bozarak iltihabi yanıtlara, nörotoksisiteye ve metabolik bozukluklara yol açar. Bu süreç genellikle yavaş ve sinsi ilerler fakat akut durumlarda saatler veya günler içinde ciddi belirtiler gelişebilir. Başlıca üremi nedenleri şunlardır:
- Kronik böbrek hastalığı (KBH),
- Diyabetik nefropati,
- Hipertansiyon,
- Glomerülonefrit,
- Polikistik böbrek hastalığı,
- İdrar yollarında uzun süreli tıkanıklık,
- Akut böbrek hasarı,
- Sistemik hastalıklar,
- Nefrotoksik ilaçlar.
Üremi Belirtileri Nelerdir?
Üremi komplikasyonları vücutta biriken toksik atıkların hangi sistemleri etkilediğine bağlı olarak oldukça geniş bir yelpazeye yayılır. Başlangıçta hafif ve belirsiz olabilirken kronik böbrek yetmezliği üremi nedeni olduğunda semptomlar daha belirgin ve çok sistemli hale gelir. Bu belirtiler genellikle yavaş gelişir ve hastalar uzun süre farkında olmadan yaşayabilir. İlerleyen üremide vücut adeta alarm verir ve sistematik bir tablo oluşur. Üremide sık görülen belirtiler:
- Yorgunluk ve halsizlik,
- İştahsızlık, mide bulantısı, kusma,
- Ağızda metalik tat, nefeste amonyak kokusu,
- Kaşıntı (pruritus),
- Ciltte renk değişikliği,
- Kas seğirmeleri ve kramplar,
- Baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu, zihinsel bulanıklık,
- Uyku problemleri,
- Nefes darlığı,
- Adet düzensizlikleri,
- Cinsel isteksizlik.
Üremi Tanısı Nasıl Konulur?
Üremi tanısı hastanın şikayetleri ile başlayan dikkatli bir değerlendirme süreciyle konur. Özellikle halsizlik, iştahsızlık, bulantı, kaşıntı gibi yaygın ama özgül olmayan belirtiler görüldüğünde altta yatan böbrek fonksiyon bozukluğundan şüphe edilir. Tanının temelini ise laboratuvar testleri oluşturur. Kan tahlillerinde serum üre (BUN) ve kreatinin düzeylerinin normalin oldukça üzerinde olması böbreklerin atık maddeleri süzme kapasitesinin azaldığını gösterir. Bununla birlikte glomerüler filtrasyon hızı (GFR) hesaplanır. Bu değerin belirgin şekilde düşmüş olması üremik tabloyu destekler. Aynı zamanda kandaki elektrolit düzeyleri incelenir. Potasyum artışı, fosfor yükselmesi, kalsiyum düşüklüğü gibi bulgular böbreklerin dengesini sağlamakta yetersiz kaldığını gösterir. Nefron üremi bağlantısı hastalığın patofizyolojisini anlamada temel oluşturur. Nefron kaybı arttıkça üremik belirtiler de şiddetlenir.
Metabolik asidoz gelişip gelişmediğini anlamak için kan gazı analizi yapılabilir. Kan sayımı sonuçlarında ise sıklıkla anemiye rastlanır çünkü böbrekler yeterince eritropoietin üretemez. Tanıyı desteklemek amacıyla yapılan idrar testleri, protein kaçağı ya da idrarda anormal maddelerin varlığını ortaya koyar. Görüntüleme yöntemleri de özellikle böbrek ultrasonografisi, böbreklerin yapısal durumu hakkında fikir verir. Tüm bu veriler birlikte değerlendirilerek üremi tanısı netleştirilir ve hastalığın şiddeti belirlenir. Bu değerlendirme aynı zamanda hangi tedavi yaklaşımının tercih edileceği konusunda da yol göstericidir.
Üremi Tedavisi Nasıl Yapılır?
Üremi tedavi yöntemleri hastalığın şiddetine, altta yatan böbrek hasarının nedenine ve hastanın genel sağlık durumuna göre şekillendirilir. Temel amaç kandaki toksik maddelerin düzeyini düşürmek, belirtileri hafifletmek ve böbrek fonksiyonlarını mümkün olduğunca desteklemektir. Hafif üremik tablolarda sıvı dengesi, elektrolit düzeltmeleri, tansiyon kontrolü ve beslenme düzenlemeleriyle belirtiler hafifletilebilir. Böbrek yetmezliği ileri düzeyde ise ve glomerüler filtrasyon hızı belirgin şekilde azalmışsa diyaliz tedavisi kaçınılmaz hale gelir. Diyaliz kanda biriken toksinleri ve fazla sıvıyı vücuttan uzaklaştırarak böbreklerin görevini geçici olarak üstlenir. Hemodiyaliz (makineyle kanın filtrelenmesi) ya da periton diyalizi (karın zarının filtre görevi görmesi) yöntemlerinden biri hastanın durumuna göre tercih edilir. Uzun vadeli ve kalıcı çözüm arayışında ise böbrek nakli gündeme gelir. Uygun donör bulunduğunda ve hasta medikal olarak hazırsa nakil sonrası yaşam kalitesi belirgin şekilde artar. Bunun yanı sıra destek tedaviler de büyük önem taşır.
Üremik hastalarda sık görülen anemi, mineral ve kemik bozuklukları, hipertansiyon gibi komplikasyonlar medikal ilaçlarla kontrol altına alınır. Ayrıca diyetisyen eşliğinde planlanan protein, sodyum, potasyum ve fosfor kısıtlamalarını içeren üremi diyeti de tedavinin ayrılmaz bir parçasıdır. Tedavi süreci multidisipliner bir yaklaşım gerektirir ve nefroloji uzmanı başta olmak üzere birçok sağlık profesyonelinin takibini içerir.
Sık Sorulan Sorular
Üremi Ne Hastalığıdır?
Üremi başlı başına bir hastalıktan ziyade böbreklerin işlevlerini yeterince yerine getiremediği bir tabloyu ifade eder. Kronik böbrek yetmezliğinin ya da ani gelişen akut böbrek hasarının ileri evrelerinde ortaya çıkar ve kandaki atık ürünlerin (özellikle üre ve kreatininin) birikimiyle oluşur. Bu maddelerin vücuttan atılamaması sonucu çok sayıda organ sistemini etkileyen sistemik bir klinik sendromdur.
Üremi Boşaltım Sistemi Hastalığı mıdır?
Boşaltım sistemi üremi ilişkisi de doğrudan olup böbreklerin süzme yeteneğinin kaybı bu tablonun temel nedenidir. Sadece boşaltım sistemini etkilemekle kalmaz sinir sistemi, kalp, sindirim sistemi, cilt ve hormonal denge gibi birçok vücut sisteminde belirtiler oluşturur. Bu yönüyle boşaltım sistemine bağlı gelişen ama çok sistemli sonuçlar doğuran bir hastalık sürecidir.
Üremi Neden Anemi Yapar?
Üremide anemi gelişmesinin temel nedeni böbreklerin yeterli düzeyde eritropoietin üretmemesidir. Eritropoietin kemik iliğini uyararak kırmızı kan hücrelerinin (eritrositlerin) üretimini sağlayan bir hormondur. Böbrek fonksiyonları bozulduğunda bu hormonun üretimi azalır ve sonuçta kemik iliği yeterince kırmızı kan hücresi üretemez. Aynı zamanda üremik ortamda kemik iliğinin yanıtı zayıflar, kırmızı kan hücrelerinin ömrü kısalır ve demir kullanımı da bozulur. Tüm bu mekanizmalar bir araya geldiğinde kronik ve genellikle ilerleyici bir anemi tablosu ortaya çıkar.
Üremi Neden Kanama Yapar?
Üremide kanama eğilimi çoğunlukla trombosit fonksiyonlarının bozulmasından kaynaklanır. Her ne kadar trombosit (kan pulcukları) sayısı genellikle normal sınırlarda olsa da bu hücrelerin yapışma ve pıhtı oluşturma yetenekleri ciddi şekilde azalır. Bu bozukluk kanda biriken toksinlerin (özellikle üre) trombositlerin yüzey yapısını ve birbirleriyle etkileşimini bozmasıyla ortaya çıkar. Sonuç olarak damar duvarı hasarlarına karşı normalde olması gereken pıhtılaşma yanıtı yeterince gelişmez. Bununla birlikte damar geçirgenliği artabilir ve mukozal yüzeylerde yüzeysel kanamalar görülebilir. Ciltte morluklar, burun kanamaları, diş eti kanamaları ve ciddi durumlarda gastrointestinal veya intrakranial kanamalar ortaya çıkabilir. Kanama riski özellikle diyalize girmemiş ya da diyaliz yetersizliğinde olan hastalarda belirginleşir.
Üreminin Bulguları Nelerdir?
Üremi kandaki toksik maddelerin birikmesi sonucu çok sayıda sistemi etkileyen belirtilerle kendini gösterir. Bu bulgular genellikle yavaş gelişir ve hastalığın şiddetiyle paralel artar. En sık görülen semptomlar arasında genel halsizlik, konsantrasyon güçlüğü, uykusuzluk, iştahsızlık, bulantı ve kusma gibi sindirim sistemi yakınmaları yer alır. Ayrıca ağızda kötü tat, nefeste amonyak benzeri koku, deride kaşıntı, soluk veya griye dönük cilt rengi de sık görülür. İleri evrelerde mental durum değişiklikleri, bilinç bulanıklığı, kas seğirmeleri, kramp ve perikardit gibi daha ciddi sistemik bulgular ortaya çıkabilir. Üremi klinik açıdan ciddiyet kazandığında sadece laboratuvar anormallikleri değil, yaşam kalitesini doğrudan etkileyen çok sayıda fiziksel ve nörolojik belirtiye neden olur. Gut ve üremi farkı da önemlidir çünkü her iki durumda da metabolik artıklar birikir. Fakat birinde ürik asit, diğerinde üre ve toksinler ön plandadır.
Üremik Sendrom Bulguları Nelerdir?
Üremik sendrom böbrek fonksiyonlarının ileri düzeyde bozulması sonucu ortaya çıkan sistemik ve çok yönlü bir klinik tablodur. Bu sendromda sadece kandaki toksin birikimi değil aynı zamanda sıvı ve elektrolit dengesizlikleri, hormonal düzensizlikler ve iltihabi süreçler de önemli rol oynar.
Anoreksi üremi sürecinin erken belirtilerinden biridir ve genellikle iştahsızlıkla birlikte kilo kaybına neden olur. Nörolojik bulgular arasında letarji, konfüzyon, ajitasyon, nöbet ve nadiren koma yer alır. Kardiyovasküler sistemde hipertansiyon, perikardit ve kalp ritim bozuklukları görülebilir. Sindirim sistemine ait bulgular arasında iştahsızlık, ağız kuruluğu, bulantı, kusma, gastrointestinal kanamalar ve peptik ülser gelişimi bulunur. Hematolojik olarak anemi ve trombosit fonksiyon bozuklukları sonucu kanama eğilimi ön plandadır. Aynı zamanda bağışıklık sistemi zayıflar, enfeksiyon riski artar. Ciltte kuruluk, kaşıntı, hiperpigmentasyon ve kalsifik lezyonlar da dikkat çeken bulgulardandır.
Üremik sendrom tek başına bir belirtiyle sınırlı olmayan, yaşamı tehdit eden sistemik bir durumdur ve genellikle acil diyaliz gerektirir. Azotemi üremi farkı böbrek yetmezliğinin biyokimyasal ve klinik yönleri arasındaki ayrımı anlamada temel öneme sahiptir. Azotemi kandaki üre, kreatinin gibi azotlu atık maddelerin artışını tanımlar ve genellikle laboratuvar bulgularıyla saptanır. Üremi ise azoteminin ilerlemiş halidir. Atık maddelerin sadece kanda yükselmesi değil, aynı zamanda vücutta sistemik belirtiler oluşturması söz konusudur. Azotemi üremi tablosu genellikle ileri evre böbrek fonksiyon kaybında ortaya çıkar ve hastada hem biyokimyasal hem de klinik bozukluklar gözlenir.
