Endobronşiyal ultrasonografi (EBUS); video kamerası olan fiberoptik bronkoskopun uç kısmına ultrason probu eklenmesi ile geliştirilmiş bir cihaz ile yapılan girişimsel bir işlemdir. Akciğerlerin hem iç yapısını (bronşların iç yüzeyleri) hem de onlara komşu olan çevre yapıları (lenf düğümleri, tümöral oluşumlar, damarsal yapılar) ultrason aracılı kesin sınırları ile görüntülemeyi sağlayan ileri düzey bir tanı yöntemi olarak kullanılır. İşlem tercihen genel anestezi altında yapılır. İşleme uyum sağlayabilecek uygun kişilerde lokal anestezi-sedasyon ile de uygulanabilir. Cihaz ile ağız yolundan soluk borusuna girilerek bronşların içinde ilerlenir. İşlem sırasında bronşların iç yüzeyleri direkt olarak görüntülenirken, bronş dışındaki oluşumlar da ultrason aracılığı ile saptanır, sınırları belirlenir ve eş zamanlı hekimin doğru yerden güvenli bir şekilde tanı için doku örnekleri (biyopsiler) alması sağlanır. Alınan örnekler patolojik incelemeye ve enfeksiyon şüphesi varlığında mikrobiyoloji laboratuvarına gönderilir. İşlem hastalığın yaygınlığı ve alınacak örnek sayısına göre değişmekle birlikte ortalama yarım ila 1 saat sürer. Hasta işlem sonrası aynı gün taburcu edilebilir.
Bu yöntem özellikle akciğer kanseri başta olmak üzere lenf bezlerinde büyüme ile seyreden sarkoidoz, tüberküloz, lenfoma gibi hastalıkların, mediastinal (göğüs boşluğunda oluşan) kitlelerin (iyi/kötü huylu) tanısında ya da vücudun diğer organlarında yer alan kanserlerin akciğerin lenf bezlerine sıçradığı (metastaz) durumların tespitinde oldukça değerlidir. EBUS ile ameliyat gibi (mediastinoskopi) cerrahi bir işleme gerek kalmadan, minimal invaziv -yani vücuda en az müdahale ile yapılan- bir yöntemle hastalıkların daha doğru, hızlı ve güvenli biçimde teşhis edilmesini sağlanır.
EBUS hangi hastalıkların teşhisinde kullanılır?
Endobronşiyal ultrasonografi (EBUS) özellikle göğüs boşluğu içindeki lenf bezleri ve akciğer çevresindeki yapıların detaylı incelenmesini gerektiren durumlarda tercih edilen, hedefe yönelik bir tanı yöntemidir. Bu sayede hem kanser gibi ciddi hastalıkların tanısı konulabilir hem de belirsiz durumlara açıklık getirilebilir. EBUS’un en sık kullanıldığı bazı hastalık grupları şunlardır:
- Akciğer Kanseri: EBUS akciğer kanseri tanı ve evrelemesinde en güvenilir yöntemlerden biridir. Özellikle kanserin sadece akciğerde sınırlı mı kaldığı yoksa çevresindeki lenf bezlerine de yayılıp yayılmadığını anlamak açısından kritik bir rol oynar. Bu bilgi tedavinin şekillenmesi açısından belirleyicidir. Cerrahiye gerek kalmadan biyopsi alınabilmesi, hastanın konforunu artırırken, aynı zamanda tanının doğruluğunu da artırır. EBUS kanserin hangi aşamada olduğunu (evresini)netleştirmek ve kişiye özgü bir tedavi planı ( ameliyat mı? /kemoterapi,radyoterapi mi?) hazırlamak için kullanılan ileri düzey bir yaklaşımdır.
- Sarkoidoz: Sarkoidoz akciğerlerde ve lenf bezlerinde anormal hücre kümelerinin oluşmasına neden olan iltihabi bir hastalıktır ancak bu kümelenmelerin neye bağlı geliştiğini anlamak her zaman kolay değildir. EBUS radyolojik olarak büyümüş görünen lenf bezlerinin arkasındaki nedeni netleştirebilmek için kullanılır. Doğrudan örnek alma imkanı sayesinde hastalık sadece görüntüye dayalı olarak değil, hücresel düzeyde doğrulanabilir.
- Tüberküloz: Bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığı olan Tüberküloz her zaman klasik belirtilerle ortaya çıkmaz. Bazı durumlarda, özellikle göğüs içi lenf bezlerinde sessizce ilerleyebilir ve bu da tanıyı zorlaştırır. EBUS bu bezlerden doğrudan örnek alarak, hastalığın tanısını mikroskobik düzeyde koymayı mümkün kılar. Böylece sadece bir görüntüye bakarak değil, hastalığın varlığı net olarak kanıtlanarak tedaviye başlanır. Özellikle akciğerde görülen belirsiz lenf bezi büyümelerinde, tüberküloz ile kanser gibi hastalıkların ayırıcı tanısında önemli bir katkı sağlar.
- Lenfoma: Lenfoma lenf sistemine ait bir kanser türüdür ve göğüs boşluğu içinde yer alan lenf bezlerinde de gelişebilir. Bu bölgelere cerrahi müdahale zor ve riskli olabileceğinden EBUS hem tanı koymak hem de hastalığın alt türünü belirlemek için tercih edilir.
EBUS işlemi sonrası iyileşme süreci nasıldır?
EBUS sonrası iyileşme süreci genellikle hızlı ve sorunsuzdur. İşlemden sonra hasta birkaç saat gözlem altında tutulur. Özellikle biyopsi alınmışsa hafif boğaz ağrısı, ses kısıklığı veya kuru öksürük gibi geçici şikayetler olabilir. Bu belirtiler genellikle 1–2 gün içinde kendiliğinden kaybolur. Nadiren hafif ateş ya da balgamda kan görülebilir. Alınan örneklerin patolojik incelemesi birkaç gün sürebileceği için kesin tanı için bu sürecin tamamlanması beklenir. Hastaya işlem sonrası bol sıvı tüketmesi ve birkaç gün ağır fiziksel aktivitelerden kaçınması önerilir.
EBUS ile bronkoskopi arasındaki farklar nelerdir?
Her iki işlem de bronkoskop adı verilen cihazlarla uygulanır ve solunum yollarının incelenmesini sağlar ancak kullanım amaçları ve sundukları bilgi düzeyi bakımından belirgin farklar içerir. Bronkoskopi soluk borusu ve bronşların iç yüzeyini doğrudan görüntülemeye yarar. Tümör, iltihap veya kanama gibi sorunların görsel olarak tespiti için kullanılır. Patolojik görüntüler varsa yüzeysel doku örnekleri bronş iç derisinden (mukoza) alınabilir. EBUS işlemi ise daha derin ve gözle görülmesi mümkün olmayan alanların değerlendirilmesini sağlar. Bronkoskopun ucundaki ultrason probu sayesinde bronş duvarının dışındaki lenf bezleri, dokular ve damarsal yapılar görüntülenir. En önemli fark ise ultrason yaparken eş zamanlı doğrudan güvenli bir şekilde derin dokulardan biyopsi alınabilmesidir.
EBUS işlemi kimler için uygundur?
EBUS işlemi özellikle göğüs boşluğu içinde yer alan lenf bezlerinde ya da akciğer çevresindeki dokularda açıklanamayan büyümeler, kitleler veya düzensizlikler tespit edilen kişiler için önerilir. Bu yöntemin hedefi ulaşılması güç bölgelerden doku örneği alarak, klasik yöntemlerle elde edilemeyen bilgilere güvenli biçimde ulaşmaktır.
EBUS işlemi ile akciğer kanseri teşhisi nasıl yapılır?
Akciğer kanseri erken evrede nadiren belirti verir. Bu nedenle çoğu zaman tanı konulduğunda hastalık belirli bir aşamaya ulaşmış olabilir. EBUS cihazı hem tanının kesinleşmesini hem de hastalığın evresinin belirlenmesini sağlayan kritik bir araçtır. İşlem sırasında bronkoskop aracılığıyla soluk borusunun içinden ultrason probuyla çevredeki lenf bezleri detaylı şekilde görüntülenir. Eğer PET-CT veya BT görüntülemelerinde şüpheli lenf nodları saptanmışsa bu bölgeler ultrason eşliğinde doğrudan hedef alınarak biyopsi yapılır. Bu “hedefli biyopsi” yöntemi sayesinde doğru noktadan alınan örnekle tanı koyma ihtimali ciddi oranda artar. EBUS yalnızca tanı koymakla kalmaz, aynı zamanda tedavi planı için gerekli olan hastalığın evresini de belirlemeye yardımcı olur. Lenf bezlerine sıçrama olup olmadığını saptamak, cerrahi kararı ya da kemoterapi planlamasını doğrudan etkiler. Bu sayede tedavi süreci daha net verilerle oluşturulur.
Sık Sorulan Sorular
EBUS işlemi ne kadar sürer?
EBUS işlemi genellikle 30 ile 60 dakika arasında sürer. Sürenin uzunluğu görüntüleme yapılan bölge sayısı, biyopsi ihtiyacı ve hastanın genel durumu gibi faktörlere göre değişebilir. İşlemden önce hastanın hazırlanması, ilaç verilmesi ve işlem sonrası kısa gözlem süresi de eklendiğinde, hastane içinde geçirilen toplam süre birkaç saati bulabilir. İşlem çoğu zaman aynı gün taburcu olunacak şekilde planlanır. İşlem hem tanıya hız kazandırır hem de günlük yaşamı uzun süre kesintiye uğratmaz.
EBUS işlemi sırasında ağrı hissedilir mi?
Genel anestezi uygulanırsa hasta hiçbir şey hissetmez, uyur ve işlem bitince uyanır. Lokal anesteziye karar verilmişse genellikle hafif sedasyon verilir. Hasta tamamen uyutulmaz. Boğaz uyuşturulduğu için tüpün ilerletilmesi sırasında ciddi bir rahatsızlık hissedilmez. Bazen hafif bir baskı hissi ya da kısa süreli öksürük görülebilir ancak bu durum geçicidir ve genellikle işleme uygun uyumlu hastalarda iyi tolere edilir.
EBUS işlemi güvenli mi?
EBUS deneyimli ekipler tarafından uygulandığında yüksek güvenlik profiline sahip bir işlemdir. Cerrahi girişim gerektirmediği ve dış dokulara zarar vermeden tanı koyabildiği için klasik yöntemlere kıyasla daha az risk taşır. İşlem sırasında komplikasyon gelişme oranı oldukça düşüktür. Nadiren görülebilecek yan etkiler arasında işlem sonrasında boğaz tahrişi, hafif kanlı balgam ya da geçici öksürük yer alır. Daha ciddi komplikasyonlar (örneğin enfeksiyon, hava kaçağı gibi) ise son derece nadirdir ve genellikle işlem öncesi yapılan değerlendirmelerle önlenebilir. Bu nedenle uygun hasta seçimi yapıldığında EBUS hem hasta hem de hekim açısından güvenilir ve etkili bir tanı yöntemidir.
EBUS işlemi sonrası nelere dikkat edilmelidir?
EBUS işlemi sonrasında iyileşme süreci genellikle hızlıdır fakat hastanın dikkat etmesi gereken bazı önemli noktalar vardır. İşlem sonrasında birkaç saat boyunca boğazda batma hissi, hafif ses kısıklığı ya da kuru öksürük oluşabilir. Bu tür belirtiler genellikle geçicidir ve birkaç gün içinde kendiliğinden kaybolur. Boğazı tahriş etmemek adına ilk 24 saat içinde çok sıcak ya da çok soğuk içeceklerden kaçınılması, baharatlı gıdaların sınırlandırılması önerilir. EBUS işlemi sonrası sigara içilmemesi yalnızca boğaz tahrişini değil, varsa altta yatan akciğer hastalıklarının seyrini de olumlu etkiler.
EBUS işlemi ile alınan biyopsi sonuçları ne kadar sürede çıkar?
EBUS bronkoskopi sırasında alınan biyopsi örnekleri laboratuvara gönderilerek detaylı bir patolojik incelemeye tabi tutulur. Bu süreç yalnızca hücresel yapıların incelenmesiyle sınırlı değildir. Örnekler gerekirse özel boyama teknikleriyle veya moleküler düzeyde analizlerle değerlendirilir. Bu da süreci teknik olarak hassas ve zaman alan bir hale getirir. Genel olarak biyopsi sonuçları birkaç hafta içinde çıkmaktadır ancak bazı durumlarda bu süre birkaç gün daha uzayabilir. Ön tanılarımızda enfeksiyon hastalıkları yer alıyorsa mikrobiyolojik incelemeler de yapılır.
Akciğer sağlığınız için erken tanı çok önemlidir.
Göğüs hastalıkları uzmanlarımız EBUS ile tanı ve evreleme işlemlerinde modern, güvenli ve hızlı çözümler sunmaktadır.
Randevunuzu oluşturmak veya detaylı bilgi almak için Hisar Hospital Göğüs Hastalıkları ile iletişime geçin.
Bölüm Doktorlarımız
İlgili Videolar


