Mesane Kanseri Nedir?
Mesane kanseri dünya çapında büyük bir hasta kitlesine sahip kanser tiplerinden biridir. 2018 Global Kanser Araştırmaları Enstitüsü verilerine göre akciğer, kolon, meme, mide, prostat kanserleri en sık görülen kanserlerin başında gelir. Mesane kanseri ise bu kanser tiplerinden sonra gelir. Kanserlerin görülme sıklığı bölgelere göre değişebilir. Dolayısıyla mesane kanseri de başta olmak üzere, kanserlerin görülme sıklığı ve mortalite derecesi hastaların bulunduğu yere, yaşam koşullarına, alışkanlıklarına direkt olarak bağlıdır.Özellikle mesane, boşaltım sisteminin önemli bir organı olması nedeniyle hastanın beslenme alışkanlıkları kanserlerin oluşma sürecini ve tedavisini açıklayabilir. Günümüzde en riskli kanser grupları için bile etkin tedaviler söz konusudur. Kanser araştırmalarının ve ülkelerin bu hastalık grubuna ayırdıkları bütçeler hem hastalıkların oluşma sürecini hem de tedavisimi açıklamak için verilen çabayı gösterir. Mesane kanseri de son zamanlarda gelişen tedavilerle hastaların gözünü korkutan bir hastalık olmaktan çıkabilir. Bu alanda uzman domtorlar ve kliniklerin yeterli fiziksel donanımı hastaların seçimleri için yönlendirici olabilir.
Mesane Kanserinde Risk Faktörleri Nelerdir?
Tıp biliminin gelişmesiyle birlikte hastalıkların görülme sıklığı da artış gösterir. Mesane kanseri vücuda alınan besinlerin, tüketilen sıvı miktar ile direkt ilişkide olan bir organdır. Hastalıkların oluşmasını açıklamak adına vücuda diyetle alınan her şey kişinin sağlığında kaderidir denebilir. Bu nedenle genç yaşlardan itibaren yapılan doğru tüketim, fiziksel egzersiz, kötü alışkanlıklardan uzak durmak ve stresi yönetebilmek demek kanser için tehlikeli de en aza indirmek demektir. Pek çok hasta tarafından bilinen bu risk faktörleri dışında mesane kanseri oluşumunu gösteren ve hastalığın gelişimini açıklayan riskler de bulunur. Mesane kanseri açısından risk altında olan hastalar genel hatlarla şöyledir:
- Özellikle 50-80 yaş olmak üzere ileri yaş
- Erkek cinsiyet
- Uzun süreli analjezik grubu ilaç (ağrı kesici) kullanımı
- Siklofosfamid denen ve kemoterapide sıkça kullanılan ilaç kullanımı
- Radyasyona gibi çevresel karsinojenlere uzun süre maruziyet
- Genetik anomaliler
- Yeterli su tüketmemek
- Kilo verme amacı ile kullanılan bitkisel supplementler
- İçme suyu içerisindeki arsenik
- Kronik mesane irritasyonu
- Schistosoma ve Haemotobium gibi sık görülen enfeksiyonlar
Kanserlerin etiyolojisinde genetik faktörler araştırılan ve oldukça etkili olduğu bilinen faktördür. Ancak mesane kanserinde genetik etkiler diğer kanserlere göre daha sınırlıdır. Genetik faktörlerin etkili olduğu hasta gruplarında Tp53 gen mutasyonu, kromozom 9 kaybı ve retinoblastom (RB) denen mutasyon baskılayıcı faktörlerin olmaması durumu görülür.
Risk faktörlerinin birden fazlasını gösteren ve uzun süredir bu risk grupları içerisinde olan hastalar için yıl içinde düzenli kontroller yapılması gerekir. Özellikle ailede mesane kanseri öyküsü olan, ileri yaştaki erkek hastaların uzman üroloji hekimleri tarafından kontrollerinin yapılması hastalığın erken teşhisi için oldukça önemlidir. Kendinizde ve çevrenizde risklerin farkında olarak tecrübeli hekim ve klinik hizmetinden yararlanmak için hemen randevu alabilirsiniz.
Mesane Kanseri Belirtileri Nelerdir?
Mesane kanseri belirtileri tümöral oluşumun bulunduğu yerde ve mesane çevresi organlarda ağrı, yanma, şişlik gibi lokalize belirtilerde hastaları hastaneye gitmeye itebilir. Belirtiler genellikle alt karından başlayan bele kadar vura ağrılarla karakterize olabilir. Boşaltım sisteminin normal işleyişindeki değişiklik ve hastalığın yaşam konforunu da etkilemesi nedeniyle hastalar uzman hekim arayışına girebilirler. Mesane kanseri belirtileri hastaların kliniğe geldiklerindeki şikayetlere göre değerlendirildiğinde şu liste ortaya çıkar:
- Ağrılı idrar yapma
- İdrar akışında incelme
- Mesane yeterince dolu değilken idrara çıkma hissi
- İdrarda kan görülmesi ile turuncu-kırmızı renkli idrar çıkışı (hematüri)
- Bel ağrısı
- Aşırı ve hızlı kilo kaybı
- Sürekli yorgun hissetme
- Ayaklarda şişkinlik
- İdrar yaparken ağrı
- Gece idrar için uyanacak kadar sık kalkmak
Yukarıdaki belirtilerin kişide birden fazla olması mesane kanseri olduğunu gösterebilir. Ancak kesin mesane kanseri teşhisi için yeterli değildir. Aktif mesane, iyi huylu mesane tümörleri, idrar yolu enfeksiyonları, sistit hastalığı, böbrek hastalıklarında da benzer belirtiler görülebilir. Bu nedenle kesin teşhis ve değerlendirme için uzman hekim görüşü gerekir.
Mesane Kanseri Nasıl Tespit Edilir?
Kanser teşhisinde hastaların en büyük avantajı erken teşhis için yaptırılan düzenli kontrollerdir. Bu muayeneler sırasında mesane kanseri erken teşhis ile sınıflandırma ilerlemeden tespit edilebilir. Teşhis basamakları hastanın durumuna ve kanserin ilerleme seviyesine göre değişir. Belli şikayetlerle kliniklere başvuran hastaların mesane kanseri için belirtiler göstermesi durumunda aşağıdaki testler istenir:
- Hemogram (tam kan sayım testi)
- İdrar kültürü
- İdrar testi
- Bilgisayarlı tomografi (BT)
- Manyetik rezonans (MR)
- PET tarama
- İdrar sitolojisi
- Sistoskopi
- TURBT (transüretral rezeksiyon ile tümörün biyopsisinin yapılması)
Tüm bu ek tetkikler kesin tanı için önem taşır ve birbirini desteklemek ya da kanser olasılığını elimine etmek için yapılır. Mesane kanserinin belirtileri görüyor ve yeterli donanıma sahip bir uzman klinik arıyorsanız hemen randevu alarak ileri tetkikler için kliniğe gelebilirsiniz.
Mesane Kanseri İçin Hangi Cerrahi Yöntemler Uygulanır?
Cerrahi yöntemlerin gelişmesi, kanser alanı araştırmaları ve operasyonlarının başarısının artmasını etkiler. Önceki dönemlerdeki gibi kanser türleri ve özellikle mesane kanseri gibi hasta grubu net olan kanserler çaresiz hastalıklar değildir. Son yıllarda da mesane kanserinin tedavisi ve cerrahi operasyon yöntemleri içi yeni çalışmalar devam ettikçe hastalar da yeni tekniklere ayak uyduran klinik ve hekim arayışına girerler. Mesane kanseri tedavisi için kanser evresi, derecesi, hasta geçmişine göre planlama yapılmalıdır. Genel olarak mesane kanserinde günümüzde uygulanan tedavi modelleri şöyledir:
Cerrahi Tedavi: Kanserli hücrelerin biriktiği ve ilerlemenin durdurulamadığı tümörlü dokuyu cerrahi kesi ile tamamen çıkararak temizlemektir.
İntravezikal Terapi: Sadece mesanede sınırlı olan bir çeşit kemoterapi yöntemidir. Üretradan mesaneye verilen kemoterapötik ajanlarla yapılır. Cerrahi operasyon sonrası tam temizleme ya da invazyon riski olan kanserlerde kullanılır.
Sistemik Kemoterapi: Oral yolla alınan ilaçlarla vücutta kanserli dokuları öldürülmesinin hedeflendiği kemoterapi yöntemidir. Genellikle cerrahi tedavinin mümkün olmadığı hastalarda tercih edilir.
Radyasyon Tedavisi: Vücut dışından verilen radyoaktif ışınlar ile kanserli hücreler öldürülür.
İmmünoterapi: Kanserli hücrelerle vücudun savaşmasını tetiklemek için bağışıklık sistemini güçlendiren bir yöntemdir.
Transüretral Rezeksiyon (TUR): Tanıda ve tedavide kullanılan bu yöntem ile mesaneye üretradan sokulan bir kateter ile kanserli dokuların yakılarak parça parça çıkarılması hedeflenir.