Ameliyat kelimesi son yıllarda yapılmaya başlanan kapalı yöntemlerle giderek korkutucu olmaktan uzaklaşıyor. Özellikle safra kesesi, apandisit, fıtık gibi operasyonlarda günlük hayata dönüş süresini azaltan ve minimum yara ile yapılan bu ameliyatların sonuçları açık ameliyatlardan daha iyi; riski açık ameliyatlardan daha düşük…
Safra kesesi taşları nasıl oluşur?
Safra karaciğer tarafından üretilir ve safra kesesinde depolanıp, yoğunlaştırılarak ortak kanal ile onikiparmak barsağına boşalır. Yağlı gıdaların sindirimi için burada besinlerle karışır. Safra kesesindeki safranın kimyasal yapısındaki dengesizlikler sonucu safra taşları oluşur. Kadın olmak, 40 yaşın üzerinde olmak, kilolu olmak, ailede bu hastalıkların bulunması, yüksek kolesterol seviyeleri, herediter sferositoz gibi kan hastalıkları bulunması gibi bazı risk faktörleri de mevcuttur. Yiyeceklerin taş oluşumuna doğrudan bir katkısı yoktur. Safra taşlarının %80’i kolesterol taşlarıdır. Ancak yine de yağ ağırlıklı beslenmeden kaçınılması gerekir. Özellikle yağlı, yumurtalı ve kızartmalı yemek sonrası hazımsızlık, şişkinlik, bulantı, karnın sağ üst kısmında ve sırtta, özellikle kürek kemikleri arasına yayılan ağrı gibi şikayetlere yol açabilirler.
İlaçla tedavi mümkün mü? Yoksa tek yol ameliyat mı?
Şikayete sebep olan safra kesesi taşlarında tedavi cerrahidir. Şayet ameliyat edilmezler ise taşlar safra kesesinden çıkıp ana safra kanalında tıkanmaya, dolayısıyla sarılığa yol açabilirler. Bazen akut pankreatit denilen pankreas iltihaplarına neden olabilirler. Biraz daha büyük taşlar, safra kesesinin çıkışını tıkayarak safra kesesinin şişmesine ve iltihabına sebep olurlar ki bu durum acil ameliyat gerektirebilir. Safra taşları, safra kesesinin bir hastalığıdır. Sadece taşlar alınacak olsa bir süre sonra aynı taşlar tekrar oluşur. Ayrıca safra kesesi olmadan da normal hayatımızı devam ettirebiliriz. Bu nedenle sadece safra kesesindeki taşların alınması şeklinde bir tedavi yoktur. Safra kesesi ve taşlar birlikte alınır. Günümüzde safra kesesi taşlarında en uygun ameliyat şekli laparoskopik yöntemdir. Laparoskopik safra kesesi ameliyatlarında normalde karın duvarına 0,5-1 cm çapında 3-4 delik açılmaktaydı. Ancak dünyada ilk kez 2007 yılında uygulanan ve SILS (“single incision laparoscopic surgery”, “tek kesi ile laparoskopik cerrahi”) adı verilen yöntemde göbek deliğinden yapılan yaklaşık 1,5-2 cm’lik tek bir kesiyle ameliyat gerçekleştirilmektedir. Bu tek delikten karın içine uç kısımlarının kıvrılma özelliği olan açılı özel aletler gönderilmektedir. Ayrıca uygulamayı kolaylaştırmak için zaman zaman safra kesesi bir sütür yardımıyla karın duvarına asılabilir. Böylelikle normal anatomik özelliklere sahip ve komplike olmayan safra kesesi patolojilerinde bu teknik rahatlıkla uygulanabilir. Yine son dönemlerde bazı hastalıklar için robotik laparoskopik ameliyatlar da kullanıma girdi.
Bu yöntem güvenilir mi?
Gelişen teknoloji ve artan cerrah deneyimiyle birlikte laparoskopik ameliyatlar birçok ameliyatta altın standart olma yolundadır. Tekniğin güvenilirliğinin ve uygulanabilirliğinin yanı sıra, ameliyat sonrası daha az ağrı ve daha erken günlük hayata dönüş gibi avantajları da olur. Tek kesiden laparoskopik cerrahi uygulamaları yeni başlayan bir yöntemdir. Buna rağmen kolesistektomi, adrenalektomi, laparoskopik total ekstraperitonal kasık fıtığı onarımı, sağ hemikolektomi, sol hemikolektomi, rektum ameliyatları, sleeve gastrektomi, gastrojejunostomi gibi sindirim sistemi ameliyatları ve nefrektomi gibi birçok ameliyat tek insizyondan yapılmış ve dünya literatüründe bildirilmiştir
Açık ve kapalı ameliyatlar arasındaki farklar nelerdir?
Karın içinde yapılan işlemler her iki yöntemde de aslında farklı değildir. Safra kesesi bağlantılarından ayrılarak çıkarılır. Aradaki fark karın duvarındaki işlemdedir. Açık ameliyatlarda karın duvarında nispeten büyük bir kesi yapılır. Ameliyat sonrası hastanede daha fazla kalmak gerekir. İyileşme süresi daha uzundur. Günlük hayata dönüş daha uzun zamanda olur ve büyük bir kesi izi vardır. Laparoskopik yöntemlerde ise karın duvarındaki 0.5-1 cm uzunluğundaki
3-4 adet delikten ameliyat yapılır. SILS yönteminde ise göbeğin içinden yapılan yaklaşık 1,5-2 cm’lik tek bir kesiyle ameliyat gerçekleştirilir. Dolayısıyla laparoskopik yöntem estetik açıdan açık ameliyatlardan üstündür. Hastanede daha az kalınır. Günlük hayata erkenden dönüş mümkündür. Ameliyat sonrası ağrı daha azdır.
18.12.2014 tarihinde güncellenmiştir.