Sevginin simgesi kalbimize, özellikle geleceğimiz olan çocuklarımızın kalbine ne kadar özen gösteriyoruz? 14 Şubat Dünya Doğuştan Kalp Hastalıkları Farkındalık Günü’nde çocuk kalp hastalıklarında erken tanının önemini Hisar Intercontinental Hospital Çocuk Kardiyolojisi Uzmanları ile konuştuk.
Ülkemizde her yıl yaklaşık 12 bin çocuğun kalp hastalığıyla doğduğuna, doğuştan kalp hastalığı problemi yaşayan yaklaşık 200 bin çocuk olduğuna ve bu konuda aileler ve çocuk hekimlerine büyük görev düştüğüne dikkat çeken uzmanlar; ‘Aileler bebeklerinde gördükleri sık nefes alıp verme, morarma, kilo alamama, çabuk yorulma gibi yakınmaları dikkate almalıdır. Daha büyük çocuklarda ise göğüs ağrısı, bayılma, nefes darlığı, çabuk yorulma ve çarpıntı gibi bulgularla kalp hastalıkları kendini gösterebilir. Çocukların çabuk yorulmasını değerlendirirken akranlarıyla karşılaştırılmaları faydalı olur. Çocuklarınızda bu belirtiler varsa mutlaka bir çocuk kardiyoloğuna başvurmalısınız. Bazı kalp hastalıkları o kadar hafif ilerler ki kalp muayenesi sırasında hiçbir bulgu vermez. Bu nedenle çocuğunuz ne kadar sağlıklı görünürse görünsün şüphe uyandıran bir yakınması varsa mutlaka kalp sağlığı yönünden araştırılmalıdır. Çok basit ve zararsız bir işlem olan ekokardiyografi ile çocuğunuzun beden sağlığının yanı sıra kalp sağlığından da emin olabilirsiniz. Ne yazık ki ülkemizde kalp hastalıkları konusunda pek çok yanlış algı var. Bunların başında da kalp delikleri konusunda ‘Büyüdükçe kalp deliği kapanır, 10 yaşına kadar takip edelim’ düşüncesi geliyor. Çok küçük delikler kapanabilir; ancak büyük delikler kapanmaz. Aksine kapatılmayan büyük delikler çocuğa çok daha fazla zarar verir ve ne yazık ki çocuk bir süre sonra ameliyat şansını da kaybederek akciğer ve kalp nakline aday olur. Lütfen kalpte delik var, üfürüm var, bu büyüdükçe geçer diye düşünmeyin. Bunun kararını verecek bölüm çocuk kardiyolojisidir.’ açıklamasında bulundu.