Beyin tümörleri, yenidoğan (doğum sonrası ilk bir aylık devre) döneminden ileri yaşlara kadar her yaş grubunda görülebilir; ancak, yaş gruplarına göre tümörün tipi, yerleşimi, sıklığı ve seyri büyük farklılıklar gösterir. Çocukluk döneminde beyin tümörleri kan kanserlerinden (lösemi) sonra en sık görülen tümörlerdir. Bu dönemde daha çok beyin dokusunu oluşturan hücrelere ait tümörler sıklık gösterir; başka organ ve sistemlere ait tümörlerin metastazlarına pek rastlanmaz. Çocukluk yaşlarında en sık astrositomlar, medülloblastomlar, beyin sapı gliomları ve ependimomlar ortaya çıkar ve bu tümörler sıklıkla arka kafa çukurunda yerleşirler. Erişkin dönemde ve yaş ilerledikçe karşılaşılan tümör tipi değişir ve daha sıklıkla beyin dokusundan çıkan tümörler (en sık yüksek-dereceli glial tümörler, -örn. glioblastoma multiforme-, bunun dışında beyin zarından çıkan ve büyük bir çoğunluğu, %90’ı iyi huylu/selim olan meningiomlar, hipofiz bezinin adenomları, kafa sinirlerinden çıkan iyi huylu tümörler, -örn. akustik nörinomlar-) ile birlikte metastazlar görülmeye başlanır. Genetik ve çevresel pek çok faktörün beyin tümörü oluşumunda etkili oldukları bilinir. Düşünülen çevresel faktörler arasında iyonizan radyasyon, elektromanyetik alanlar, pestisitler, nitröz bileşikleri, virüsler ve diğer enfeksiyon ajanları, geçirilmiş kafa travması ve beslenme alışkanlıkları sayılabilir.Beyin tümörleri içinde meningiomlar (yaklaşık tüm vak’aların %15-20’sini oluştururlar) çoğunlukla iyi huylu tümörlerdir ve iyi bir cerrahi ile total olarak çıkartıldıklarında hasta tam şifaya kavuşabilir ancak bazen tümörün yerleşimi cerrahiyi güçleştirebilir. Düşük-dereceli (grade 1) astrositomlar (örn. pilositik astrositom), ependimomlar, hipofiz bezinin adenomlarının çoğu yine tam olarak çıkartıldıklarında hastanın genellikle sürekli olarak iyileştiği, yüz güldüren olgulardır. Fakat, habaset derecesi yüksek olan kötü huylu beyin tümörlerinde, yine cerrahi esas olmakla birlikte, tam bir şifa mümkün olamamaktadır. Bu çözümsüzlüğün nedeni kabaca ve tablonun bir bölümüne bakılarak şöyle açıklanabilir: Örn. beyin tümörleri içinde en kötü/habis seyir gösteren tümörlerden biri olan glioblastoma multiforme vak’asında, tümörün merkezindeki hücrelerin tamamı tümör hücreleridir (1:1 oran), halka halka tümörün merkezinden uzaklaşıldıkça tümör hücresinin oranı düşer ancak tümörün çok uzağında, -örn. karşı beyin-yarımda (hemisferde)- bile tümör hücresi bulunur; ileri görüntüleme yöntemlerinde ve cerrahi sırasında tamamen normal görünen beyin dokusunda da çok düşük oranda bile olsa (örn. 1:1000 oran) tümör hücresi mevcuttur.
Bu durum, glioblastoma multiformenin beynin lokal bir alanının değil tamamının bir hastalığı olduğunu gösterir. Dolayısı ile, bu tümörlerin gross/makroskobik total rezeksiyonu demek, cerrahi sırasında görülebilen/beyin dokusundan ayırt edilebilen tümörün tamamının çıkartılması (cerrahi mikroskop kullanılarak) anlamına gelmektedir; fakat ne yazık ki, bu sahanın dışında da tümör hücreleri bulunduğundan bir süre sonra tümör nüks edecektir. Beyin tümörlerinin klinik belirti ve bulguları çok geniş bir yelpazeyi kapsar. Ancak bu belirti ve bulguları belirli gruplar/başlıklar altında toplamak gerekirse;
- Kafaiçinde basınç artışına bağlı ortaya çıkan belirti ve bulgular (Baş ağrısı, bulantı-kusma, görme bozuklukları, bilinç bulanıklığı ve kaybı…);
- Nörolojik belirli fonksiyonların etkilenmesi/kaybı (Fokal nörolojik defisitler, örn. kolda, bacakta kuvvet kaybı, konuşma bozuklukları, davranış/kişilik değişiklikleri…);
- Sara nöbetleri (Epilepsi atakları…) en sık ortaya çıkan belirti ve bulguları oluşturur.
Beyin tümörlerinde tanının erken konması çok büyük önem taşır. Bu amaçla kullanılan ileri görüntüleme araçları (Manyetik Rezonans Görüntülemeler…) mevcuttur. Bu incelemelerin de gerektiğinde, uygun hastaya ve doğru bir şekilde yapılması anlamlıdır. Tanı konduğunda da, tedavi planı ve stratejisini oluşturmak amacı ile çeşitli ileri incelemeler yapılabilir. Beyin tümörlerinin tedavisinde esas tümörün cerrahi olarak çıkartılmasıdır (cerrahi rezeksiyon). Ancak, tedavi planı yaparken tümörün muhtemel tipi, büyüklüğü ve yayılımı, hastanın genel ve nörolojik durumu, hastanın tercihleri dikkate alınmalıdır. Cerrahi dışında radyoterapi, kemoterapi ve bazı deneysel aşamada tedaviler de beyin tümörlerinde uygulanmaktadır.