Mucize Bebek Zeynep…
Bir gün içerisinde ikinci kez yeniden doğdu…
Sert ailesi bebeklerini heyecanla beklerken hamilelik sürecinin rutin kontrolleri sırasında yapılan 2. Düzey ultrason muayenesinde bebeklerine diyafragma hernisi (göğüs boşluğu ve karın boşluğunu birbirinden ayıran diyafram denen zarın üzerindeki adelenin yetersiz gelişmesi sonucu ortaya çıkan delikten karın içi organların yukarıya çıkarak göğüs boşluğu içinde yer kaplaması) teşhisi konulmasıyla şok yaşadılar. Ne yapacaklarını bilmiyorlardı. Çünkü hayatlarında ilk defa duydukları bir hastalıktı ve anne karnında her şeye tepki veren bebekleri doğduktan sonra hayata tutunamayabilirdi. Anne çok uzun bir süre ağladı. Baba ise anneye destek olmak adına içine akıttığı gözyaşlarını ve acısını daha fazla taşıyamayarak Şubat ayında ani bir kalp krizi geçirdi. Hisar Intercontinental Hospital Acil Servisi’ne getirilen ve ilk müdahalenin ardından hemen anjiyo yapılarak sağlığına kavuşan babanın durumunu da göz önünde bulunduran aile, hamilelik takibinin yanı sıra bebeklerine yapılması gereken ilk müdahalenin de bu hastanede olması gerektiğine karar verdi.
Hamileliği boyunca dikkatle izlenen anne Aynur Sert, yeni doğan yoğun bakım olanaklarının seferber edildiği, tamamen programlı bir sezaryenin ardından bebeğini Hisar Intercontinental Hospital Çocuk Cerrahisi ve Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları uzmanlarına emanet etti.
Ameliyat öncesi ve sonrası çok iyi bir yenidoğan yoğun bakım gerektiren ve hastanın kaybedilme riskinin çok yüksek olduğu bu operasyonu Hisar Intercontinental Hospital Çocuk Cerrahisi Uzmanlarından dinledik.
‘En büyük şansımız Zeynep’in hastalığının tanısının anne karnında konulmuş olmasıydı. Rutin yapılan ultrason tetkiklerinde problem fark edildiği ve doğumdan yaklaşık 8-10 hafta önce bilgilendirildiğimiz için önlemlerimizi de o yönde almıştık. Sezaryenle doğduktan 15-20 dakika sonra dolaşımı ve solunumu bozulmaya başladı. Bu yüzden yenidoğan yoğun bakım uzmanı arkadaşımızla birlikte hastayı hemen yenidoğan yoğun bakım ünitesine aldık. Orada ilk müdahaleyi yaptıktan sonra kendi akciğeriyle bu solunumu sürdürmesinin mümkün olmadığını gördük. Ameliyata alabilmek için gerekli stabilizasyonu sağladıktan yaklaşık 24 saat sonra ameliyata aldık. Ameliyatta Zeynep’in karın boşluğundan girdiğimizde bağırsaklarının, midesinin, kalın bağırsağın ve dalağının bir kısmının göğüs boşluğunda olduğunu; diyaframın 3’te 2’lik bir bölümünün de gelişmediğini gördük. İnce bağırsakların bir kısmı, kalın bağırsak ve yukarıya çıkan karın içi organlar karın boşluğuna çekildi. Daha sonra orada oluşan delik emilmeyen sağlam dikişlerle onarıldı. Göğüs boşluğuna o bölgede oluşabilecek kan ya da sıvıların alınması için göğüs tüpü yerleştirdik. İnce bağırsağın karın boşluğundaki pozisyonu ile ilgili bizim malrotasyon dediğimiz bir anomali vardı, düzelttik. Ameliyatın ardından tekrar yenidoğan yoğun bakıma aldık. Ondan sonra yaklaşık 12 gün kadar yoğun bakımda kaldı. Bu sırada benim uğraşlarım kadar Yenidoğan Yoğun Bakım Uzmanımız tarafından da ciddi bir ameliyat sonrası yoğun bakım uygulandı. Zeynep’e çok yerinde ve zamanında müdahaleler yaptık. Bu arada akciğer, kalp, dolaşım, sıvı, elektrolit, beslenme; aklınıza gelebilecek her yönden çok ciddi badireler atlatıldı. Ama deneyimimiz ve zamanında müdahale sayesinde sorunsuz bir şekilde bunun üstesinden geldik. Süreç hızla ilerledi ve Zeynep hızla toparladı. Diyafram hernisinde en büyük korkumuz ameliyat sonrasında anne karnındaki dolaşımın geri dönmesidir. Anne karnındaki dolaşımla çocuğun doğduktan sonraki dolaşımı birbirinden farklıdır. Çünkü anne karnında çocuğun akciğeri çalışmaz bypass edilir. Kan anne tarafından temizlenir. Temiz kan çocuğa plesanta aracılığıyla iletilir. Doğduktan sonra akciğer devreye girer. Diyafram hernilerinde hastanın gidişatını etkileyen temel faktör akciğer sorunudur. Akciğer sorununu çözemezseniz bu hastaları kaybedersiniz. Burada yaptığımız en önemli şey akciğer sorunlarına zamanında müdahale etmemizdi ve bu sayede anne karnındaki dolaşımına geri dönüşü engellemiş olduk. Diyafram hernilerinin kendi içinde tipleri vardır. Bu aslında en ağır formuydu. Anne karnındayken erken tanı almış olması, doğar doğmaz hemen solunum ve dolaşım bulgularının ortaya çıkması aslında işimizin zor olduğunu gösteriyordu. Çünkü klasik bilgi doğduktan sonra ilk sekiz saatte bu klinik bulgular ortaya çıkıyorsa hastanın kaybedilme oranının %90 ve üzerinde olduğuydu. Dolayısıyla Zeynep’te bu risk çok daha fazlaydı. Ama yoğun uğraşlar ve belki de Zeynep Bebeğin yaşama tutunmasıyla bu işin üzerinden ekip olarak gelindi. Şu an itibariyle annesinden besleniyor. Düzenli kontrolleri ve takipleri devam edecek. Çünkü bu tür hastaların çok sıkı takip edilmesi gerekiyor. Sol akciğerinin gelişimi devam ediyor. Zamanla diğer akciğerinin boyutuna gelecek; ancak bunun için bir süre vermek mümkün değil. Ben çok kısa sürede sol akciğerinin normal büyüklüğüne ulaşabileceğini düşünüyorum.’